Dilipak, Sakarya Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ebubekir Sofuoğlu’nun üniversiteler için kullandığı "Neredeyse fuhuş evleri" sözleri nedeniyle 7 ay ceza aldığını yazdı. Sofuoğlu’nun mahkûmiyet kararından Sakarya’daki STK’ların bile haberi olmayabileceğini yazan Dilipak, şöyle devam etti: “Kadınlarımız, erkeklerimiz, gençlerimiz daha bir duyarlı idi bu konulara. Artık STK’lar da eski STK değil. İktidar ve servet bizi bozdu. Biz imkânlara sahip olunca topluma doğru bilgiler verecek, güzel örneklik ve önderlik yapacaktık, toplum da dönüşecekti. Ama öyle olmadı, o imkânlar bizi dönüştürdü. O STK, cemaat dediğiniz yapılar, artık sivil değil, onlar siyasetin arka bahçesi. O STK dediğiniz yapılar da iktidara sıçramak için tramplen tahtası. Sofuoğlu’nun duruşmasına gelmemişlerdir. Hatta telefonları dinleniyordur diye aramamışlardır bile.”
Dilipak, tek baro döneminde adli yardım istediğinde avukat gönderildiğini belirterek “Bugün bizim baromuz var, istesem avukat gönderirler mi! Bugün beni savunacak onlarca avukatım var da, ya bir garibanı savunabilirler mi, hele de müşteki AK Parti ve KADEM’se… Peki bizim baromuzun olması bugün bize ne kazandırdı?” diye sordu.
“Eski dostlarla dün omuz omuzaydık, bugün, geçmiş olsun, yapabileceğimiz bir şey var mı diye soranlar eskisi kadar çok değil” diyen Yeni Akit yazarı Dilipak, özetle yazısına şöyle devam etti: "Bugün iktidarız, sahip olduğumuz imkânlar dünle kıyaslanamayacak kadar fazla. Ama sonuç ortada. Yoksulken daha cömerttik, daha cesurduk, daha vefakârdık...
Bırakın STK’larımızın herhangi biri ile ilgilenmelerini, onlar diğer STK’larla bile bir araya gelmiyorlar. Çünkü servet ve iktidar ilişkilerinde onlarla rakipler artık.
Aynı STK içinde bile hizipler var ve iktidarı arkasına alan bu yapılarda öne geçiyor. İktidar çevreleri ile bir sorununuz varsa yalnızsınız demektir. Onların Medyaları, STK’ları sizi görmez, duymaz oluyorlar. Bu gibi durumlarda sistem bir süre sonra kendi kendini öğütmeye başlıyor. Kıt kaynakları paylaşamayınca çatışıyorlar, yapılan yanlışlar ortaya çıkmasın diye kendilerini bir yandan izole ederken bir yandan da giderek daha acımasız oluyorlar. Ya onlardansınız ya da onlara karşısınız. Eleştiri istemiyorlar”
AK Parti ve KADEM’in suç duyurusu ile başlayan davanın bugün Türkiye’de hukukun geldiği durumu gösteren bir turnusol kağıdı görevi yapacağını yazan Dilipak, “Öte yandan; bir de Türk siyasi tarihinde bugün AK Parti iktidarının geldiği noktayı tespit açısından önemli bir dava” diye ifade etti.