Adalet tarihinden bazı yapraklar

Av. Mustafa İlker GÜRKANİnsanlığın, hukukla ilgili uğraşısı İnsanlık tarihini gözönüne alınınca, 19 YY ve 20. YY.da olağanüstü bir ivme kazanmıştır. Bir inceleme, bu sürecin toplumsal mücadele ile çok yakın ilgisi...

Av. Mustafa İlker GÜRKAN

İnsanlığın, hukukla ilgili uğraşısı İnsanlık tarihini gözönüne alınınca, 19 YY ve 20. YY.da olağanüstü bir ivme kazanmıştır. Bir inceleme, bu sürecin toplumsal mücadele ile çok yakın ilgisi olduğunu saptayabilir. 19.YY’ın ikinci yarısından önce, Krallıklarla ve Kralların birleştirdiği ve öncülük ettiği büyük toprak sahibi “Beyler’le'' yapılan; İşadamı ve Tüccarların (Burjuvazinin) Mücadele sürecinde Burjuvazi; “Özgürlük'' bayrağının başlıca taşıyıcısı idi.

Aynı Toplumsal Sınıfın zaman içinde bilimsel ve teknolojik gelişmeyi adeta tümüyle kendi hesabına kullanması, Feodal yada Yarı-Feodal sınıfı tasfiyesi sürecinde -insan olarak- başlıca kaynağını oluşturan Emekçilerle karşı karşıya geldi. Bunlar bilinen şeyler.. 

Üstünde durmak istediğimiz konu yüzyılları aşan bu süreçlerde insanlık müthiş deneylere tanık oldu… Fransız Devrimi ve Sonrasında bizzat Devrimin mimarları olan Jirondenler ve Jakobenler arasındaki mücadele… Bu mücadelenin o zamanki adıyla “terör'' dönemi gerçekten çok acımasız biçimde cereyan etmiştir.

Terör o zamanda çok sayıda kadını hedef almıştı.. O zamanda siyasal suçların “ek’i'' olarak en olmayacak ahlakdışı şeyler yakıştırılmıştı 1793 de ölüme mahkum edilen  Marie Antoinette’in.. Öz oğlu ile ahlaksızca şeyler yaptığını iddia etmişti Savcı.. Duruşmada sordu da kendisine;

Ne muazzam bir yalnızlık içindeyken Ana yüreği söz oldu döküldü ağzından: “Bir Ana’ya sorulan böyle bir soruya cevap vermiyorsam; böyle bir suçlamaya cevap vermeyi tabiat reddeder de ondan. Burada bulunan bütün Analara bırakıyorum bunu..''

Doğal olarak salonda önemli bir etki yaptı bu sözler… Ama M. Antoinette içini boşaltınca sakinleşti… Hemen yanındaki avukatı Chauveau-Legard’a döndü ve yavaş bir sesle “Yoksa fazla yüksekten mi konuştum?'' dedi… Birincisi; İnsan, “Devlet karşısında Birey''  aklına hayaline gelmedik zor durumlarda kalır.. Yanında kimsesi yoksa Avukatı vardır… İkincisi; Birey ne denli metin olursa olsun, yargılama süreçlerinde hep bir şefaat umudu taşır…

Üçüncüsü; Özellikle olağanüstü siyasal kavşaklarda bu umut boştur. Avukat Chauveau-Legard , Fransız Devriminin bu döneminde Madame Roland gibi önde gelen bir Jironden kadını da savunmuş Mme Roland bir şükran anısı olarak yüzüğünü kendisine armağan etmiştir. Giyotinde kafası kesilmeden önce söylediği şu sözü ünlüdür: “Ah Özgürlük senin adına ne suçlar işlendi''..
Böylesi dönemlerde hep dillendirilmiştir ve sanırım daha da dillendirilecektir. “Adaletin Çabuk ve çabuk olduğu kadar da etkili olması''

Oysa biliyoruz; Adalet acele etmez… Değirmencinin dediği gibi  “Adalet ağır işler ama dane bırakmaz''… Ve Adil kararlar zaten etkilidirler..
 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

ABC Kritik Haberleri

100. Yıl törenleri ve Cumhuriyet'i sahiplenme
Merve Dizdar, teşekkür konuşmasında Erdoğan'a övgüler sıraladı, ne olurdu?
Mitingi kalabalık göstermek için hangi hileleri deneyip yakalandılar?
İşte 4 Şubat 2022 tarihli Resmi Gazete'deki karar
Atatürk, İnönü, Özal ve Demirel'in cumhurbaşkanlığı geçerli değil mi?