Tayyip Erdoğan'ın enflasyonla mücadele için "düşük faiz, ihracata dayalı büyüme ve istihdam" odaklı olarak açıkladığı yeni ekonomi politikasını uygulama kararı, ekonomi yönetiminde de değişimi beraberinde getirdi.
Lütfi Elvan, Hazine ve Maliye Bakanlığı görevinden istifa ederken, yerine yardımcısı Nureddin Nebati atandı. Adalet ve Kalkınma Partisi kulislerinde, hafta başında yapılan MYK toplantısında "yeni ekonomi politikasından kesinlikle taviz vermeyeceklerini" belirterek kabine değişikliğinin işaretini verdiği belirtilen Erdoğan'ın, Nureddin Nebati tercihindeki en önemli etken olarak ise "yeni ekonomi politikasına uyumlu bakan" yaklaşımı gösteriliyor.
AKP kulislerinden yansıyan bilgilere göre, Berat Albayrak'ın istifasının ardından, Hazine ve Maliye Bakanlığı'na getirilen Lütfi Elvan, kendisinden 3 gün önce Merkez Bankası Başkanlığı'na atanan ve Mart ayında görevden alınan Naci Ağbal gibi, faiz indirimine karşı çıktığı için istifa etmek zorunda kaldı.
Erdoğan'ın iki hafta önceki grup toplantısında yaptığı "faizi savunanla yol yürümem" sözlerini alkışlamaması ile gündem olan Elvan'ın istifası AKP'de sürpriz olarak görülmüyor, hatta parti kulislerinde, "görev değişimi, piyasalar tarafından satın alındığı için dövizde de ciddi bir dalgalanma yaratmadı" yorumu yapılıyor.
Nureddin Nebati'nin 25 Kasım'da, Twitter hesabından yeni ekonomi politikasına destek veren açıklamalarına da dikkat çekilerek, "Maliye Bakanlığı ile ilgili bakan yerine bakan yardımcısı açıklama yapıyorsa ve parti yöneticileri de bunu paylaşıyorsa, oradan değişim işareti verilmiştir" görüşü dile getiriliyor.
Bütçe takvimi dikkate alındı
AKP kaynakları, Erdoğan'a, daha önce iki kez istifa isteğini ilettiği konuşulan Elvan'ın talebinin kabulü konusunda bütçe takviminin dikkate alındığını ifade ediyorlar.
Bu çerçevede, Elvan'ın, benimsemediği bir ekonomi politikasına rağmen bakanlık bütçesini savunmasının zor olacağı, muhalefetin de bu durumu fırsata çevirme olasılığı dikkate alınarak, istifası kabul edildi. Bunun için de Salı günü başlayacak bütçe görüşmeleri öncesinde Genel Kurul'un açık olacağı son gün olan Perşembe günü, yeni bakanın Meclis'te yemin etmesi planlandı; hatta olası bir aksaklığa karşı, Genel Kurul gündemindeki yasa teklifinin görüşmeleri için Meclis'in çalışma saatlerinin uzatılması kararı da alındı. Yeni Bakan Nureddin Nebati, planlandığı şekilde 2 Aralık'da Genel Kurul'da yemin ederek görevine resmen başladı.
Nebati tercihinde 'uyum' kriteri
AKP kaynakları, Erdoğan'ın Nebati'yi tercihindeki en önemli etken olarak "yeni politikayla uyumlu" çalışabilecek olmasını gösteriyor. Erdoğan'ın yeni ekonomi politikasına koşulsuz destek verdiği belirtilen Nebati'nin, Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu ile de uyumlu çalışacağı beklentisi dile getiriliyor.
Nebati'nin siyasi geçmişi itibariyle de Erdoğan'ın iyi tanıdığı bir isim olduğuna dikkat çekiliyor. Siyasete Refah Partisi'nde mahalle başkanlığı ile başlayan ve bu partide çeşitli kademelerde görev yapan Nebati'nin, Adalet ve Kalkınma Partisi içinde de milletvekilliği Genel Başkan Yardımcılığı, bakan yardımcılığı görevlerinde bulunan deneyimli bir siyasetçi olarak "sağlam duruş" sergilediği vurgulanıyor.
7 Haziran 2015 seçimlerinde Şanlıurfa Milletvekili seçilen Nebati'nin, adının o dönem de kabineye girecek isimler arasında geçtiğine dikkat çeken Adalet ve Kalkınma Partisi kurmayları, Şanlıurfa Milletvekili olan Eşref Fakıbaba Tarım Bakanı olarak tercih edildiği için bölgesel denge gözetilerek Nebati'nin kabine dışında kaldığını anımsatıyorlar.
Getty Images
'Devlet planlama kökenli olduğu için…'
Erdoğan, 'Ekonomide Reform Eylem Planı'nı yaşama geçireceklerini belirterek, Elvan'ı Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın başına getirmişti. Erdoğan'ın parlamentodan kabineye taşıdığı Elvan neden 13 ay sonra istifa noktasına geldi?
AKP kaynaklarına göre bunun en önemli nedeni de Elvan'ın Erdoğan'ın "faiz sebep, enflasyon sonuç" diyerek karşı çıktığı "düşük faiz"i önceleyen ekonomi politikasına "uyum sağlayamaması."
Elvan'ın Devlet Planlama Teşkilatı kökenli olduğu anımsatılarak, "Devlet planlama geleneği, finansal anlamda küresel lobilerin mantığını taşır. Cumhurbaşkanı, düşük faiz politikasını uygulayabileceğini ve başarılı da olacağını düşünüyordu lakin Elvan'ın bakışı değişmedi. Onun için yeni politikayla uyumlu bakan tercihi yapıldı" görüşü dile getiriliyor.
'Nas vurgusu tabanı konsolide etmek için'
AKP kaynaklarına göre Erdoğan'ın düşük faiz ısrarının altında, ülkenin "düşük kur, yüksek faiz" kıskacından kurtararak, "düşük faiz, ihracata dayalı büyüme, yatırım ve istihdam odaklı" bir ekonomi politikasını yaşama geçirme isteği yatıyor ve ekonomi yönetimindeki değişim de bunun kararlılıkla uygulanmasının yolunu açacak.
Erdoğan'ın, yüksek faizle mücadele edeceklerini belirtirken kullandığı "Bu konuda nas ortada" sözleri üzerinden "faiz haram" anlayışıyla hareket ettiği yorumlarıyla ilgili ise şu değerlendirme yapılıyor:
"İslam hukukunda faizin azı çoğu diye bir şey yoktur, yüzde 1 de olsa, ortada banka varsa o faizin bir parçasıdır. Ama Cumhurbaşkanı'nın öyle bir yaklaşımı yok. Sonuçta siyaset yapıyoruz. Cumhurbaşkanının nas ifadesini kullanması, siyasi anlamda tabanın konsolidasyonunu sağlamak içindir."
'Kumar oynamıyoruz, risk alıyoruz'
AKP kaynakları, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ekonomi yönetimindeki değişimin ardından başından beri savunduğu yeni ekonomi politikasını "risklerine rağmen" uygulamakta kararlı olduğuna dikkat çekiyorlar. Yeni ekonomi politikasının başarıya ulaşmasında en önemli etken olarak ise Erdoğan'a olan güven gösteriliyor:
"Parti içinde yeni politikayı destekleyenler olduğu gibi, ekonomi teorilerinde karşılığı olmadığını savunan, Elvan gibi düşünenler de var. Bazı arkadaşlarımız, 'ekonomi teorilerinde bunun karşılığı yok lakin cumhurbaşkanımız ne yapar eder mutlaka başarıyla sonuçlandırır, inancı var."
AKP kurmaylarına göre döviz kurundaki sert dalgalanma "üretim esaslı ekonomi modeline geçilmesinin döviz üzerinde "şok etkisi" yaratmasından kaynaklandı. Doların bir süre sonra belli bir noktada dengeleneceği beklentisi dile getirilmesine karşın bu konuda bir rakam ifade edilmiyor.
Yeni ekonomik modelin başarı şansıyla ilgili ise şu yorumlar yapılıyor:
"İhracata dayalı büyüme yeni keşfedilmiş değil, Dünyada da örnekleri var, Güney Kore bunlardan biri. Popülist politikalarla, düşük kur, yüksek faize gidebilirdik. Ama biz risk aldık. Küresel ekonomideki kriz yeni fırsatlar sunuyor. Burada Cumhurbaşkanı öncülüğünde bir risk alıyoruz, kumar oynamıyoruz. Bunun sonucu başarı olacak."