Başlıktaki deyimi, Rusya’dan büyük ABD, NATO var diye uyarlayabiliriz duruma.
Ukrayna’ya saldıran Rusya ama bakıyorsunuz; NATO suçlanıyor, ABD’ye kızılıyor, en öfkeli sözler Batı’ya söyleniyor.
Saldırıyı durdurmaya gücü yetip durdurmayanlar, saldırgandan daha çok sorumlu tutuluyor.
AB, ABD liderleri hiç değilse “Putin’den bunun hesabı sorulacak” diyorlar. Rusya’yı caydırmak, cezalandırmak için az çok yaptırım kararları alıyorlar.
Oysa Putin’e o kadarını bile diyemeyen, Rusya’ya o kadarını dahi yapamayanlar; AB’ye, ABD’ye, NATO’ya demediğini bırakmıyor.
Başlıktaki deyime geri uyarlarsak şöyle; deveden esirgenen her ne tepki varsa, hepsi takır takır file saydırılıyor.
Allahualem tabiri şudur...
Deve kini diye bir bela var, deve tekin değil, sağı solu belli olmuyor. Fil unutmaz ama sağduyulu, geride bırakabiliyor.
İhtimal ki deve yürekli olup deveden korkan çekinenler; devenin develiklerinin acısını filden çıkarıyor.
Allah bilir ya, belki de...
Deve Suriye’yi, Gürcistan’ı, Kırım’ı vesair deve ederken devenin nalbanda baktığı gibi bakıp görmezden, bilmezden gelenler, suçluluk hissediyor.
Bu suçluluktan kurtulmak için de üste çıkma psikolojisiyle sorumluluğu file atıyorlardır.
FETÖ’yle mücadelede en öne atlayıp onu, bunu kripto FETÖ’cü ilan edenlerin, vaktiyle FETÖ’nün tetikçisi, önde gideni olması gibi.
Yoruma açık ihtimaller bunlar.
Fakat şurası kesin...
“Fil nerede, deveyi niye durdurmuyor, bu nasıl fillik, böyle fil mi olur” yaygarası basanlar, fili çok yukarılarda görüyor.
Fili, sadece deveden büyük, daha üstte gördüklerini söylemiyorum.
Batı, her darlıklarında, her sıkıştıklarında imdatlarına yetişip kendilerini kurtarmak zorunda olan bir kurtarıcı gözlerinde.
Nereye, ne kadar yükseğe koydularsa artık bilinçlerinde, siz düşünün.
Kendileri için çıkarlarını, hatta canını feda edip kurtarmaya gelmediği zaman Batı, suçlu. Müdahalede geç kalırsa yine görevden kaçmış ve bencillik etmiş oluyor.
Kurtarmak ABD’nin, AB’nin, NATO’nun vazifesi. Rol dağılımı böyle. Çünkü deveden büyük fil o!
Büyük kimse, büyüklük göstermek de ona düşüyor.
NATO’yu, bir türlü gelmeyen kurtarıcı mertebesine çıkaranlara, kendilerinin niye beklemekten başka bir şey yapmadıkları sorulmaz.
Kurtarılmayı bekleyen, kendi başına elinden kurtulmak gelmediği için bekliyordur.
Rusya, işte bu beklentiyi büyüttü.
Filin koruma şemsiyesi olmazsa, deve karşısında kimsenin güvende olmadığını hatırlattı.
NATO’nun varlığına, gerekliliğine duyulan ihtiyaç ve inancı, ancak gerçek bir tehdit canlandırabilirdi.
Ukrayna’nın, Rusya karşısında bir başına kalması, kimsenin yardımına koşmaması Rusya’ya yaramayacak, bu sebeple NATO’ya yarayacak.
Putin’in güç gösterisi, uyuyan fili uyandırıyor, Batı’ya hizmet ediyor.
Rusya’ya kızıp acısını ABD’den çıkaranların suçlamaları da NATO’yu yıpratmıyor, önem ve değerini arttırıyor.
Güya NATO genişlemesi, Rusya’yı kuşatıyor, güvenlik çemberini daraltıyordu. Rusya dışındaki Rusların hayatı da tehlikeye giriyordu. Can güvenliği için Ukrayna’ya saldırdı...
Fakat aksine, Rus tehdidi karşısında korkuyu, emniyetsizlik duygusunu büyüterek NATO’ya alan kaybetmesiyle sonuçlanacak.
“Birimize saldırı, hepimize saldırıdır” doktrinine dayalı bir savunma örgütü, gerçek ve yakın bir tehdit yokken bırakın genişlemeyi, ayakta bile kalamazdı.
ABD, “Putin kesin saldıracak, müzakereyle çözüm aramıyor, bizi oyalıyor” uyarılarında haklı çıkmasa şu bile denebilirdi: “Ukrayna bir yemdi, Rusya da zokayı yuttu”.
Rusya, Putin’in yayılmacı hırslarına yenilse de sonuç değişmiyor.
Putin, çarlık Rusya’sını eski ihtişamıyla dirilteyim derken NATO’yu ihya etti, hayat öpücüğü verdi.
Ukrayna örneği, NATO güvencesi ve koruması dışında pabucun pahalı olduğunu, Türkiye’ye bile dank ettirdi. Artık kıymetini, çok daha iyi bilecek.
Etrafa saldığı korku ve yaşattığı dehşet, savaşan deveye değil savaşmadan file kazandırıyor.
Attığı taş, ürküttüğü kurbağaya değmedi.
Hayır, Rusya yedi cihana ferman okutmuyor. Hüznü ve melaliyle Kalinka şarkısının nağmeleridir yükselen, Ukrayna’ya ağıt niyetine dinleyin.