Mahir Ünal'ın AKP Grup Başkanvekilliği'nden istifasının ardından her dönemin “aydını” harekete geçti.
Nasıl mı? Ünal'ı istifaya zorlayan anlayışın “Atatürk ittifakı” olduğunu yazdılar, çizdiler! Gerçek böyle mi? Her dönem -bugün de dahil- iktidarda “Atatürk” mü var? “Aydın”ın misyonu, bir yalanı ne kadar iyi pazarladığıyla da ilgili diyelim ve yalana karşı hakikate devam edelim.
Dün…
“Erol Manisalı'yla kimse helalleşmedi” başlıklı yazımda Amerika'nın 2000'lerde Ankara Siyasi Ateşesi görevini yürüten John Kunstadter'in Manisalı'yı üniversitede ziyaretinden bahsettim. Bu ziyarette, “Türkiye'de demokrasinin önündeki en büyük engel Türk ordusudur” cümlesini Prof. Manisalı'nın yüzüne karşı kurduğunu aktardım. Sonrasında da dün toprağa verdiğimiz hocamızın Ergenekon kumpasından tutuklandığını anlattım.
“Atatürk hep iktidarda” diyenlerin Silivri'ye gönderdiği akademisyenlerdendi Erol Manisalı ve bugün “aydınım” diye ekrana çıkanların, yazanların özür dilemediği, helalleşmediği isimdi! Çünkü… Onlar, ABD'den gelen sözde demokrasiye kayıtsız şartsız iman etmişlerdi ve ediyorlar!
Örneğin…
“Kim bu John Kunstadter? 1 Mart Tezkeresi öncesi neden tezkere karşıtlarını ikna etmeye çalıştı? Sonrasında neden TSK aleyhine raporlar verdi? Bağımsızlık diyenlere neden parmak salladı?” sorularına bir yanıtları var mı?
Kafayı “Atatürk'le bozmuş” “cici aydın”… Kim Atatürk'le uğraşmış ve hâlâ uğraşıyor, farkında mısın?
Kardan Adam'ı unutmayan büyükelçi
Emin Şirin… 2002 yılında AKP'den İstanbul Milletvekili oldu. Sonrasında istifa etti. Ona kurulan Ergenekon kumpasını ‘Kardan Adam/Kırmızı Kedi Yayınevi' kitabımda ayrıntılarıyla yazdım.
Yıl 2003…
Şirin, Meclis'te 1 Mart Tezkeresi'nin geçmemesi için çok uğraşır. ABD'nin o dönemki Siyasi Müsteşarı/Ataşesi John Kunstadter, Emin Şirin'le görüşmeler yapar ama ikna edemez. Kunstadter, Şirin'in kendileriyle dalga geçtiğini söyler! Ancak… Şirin'in yıllar sonra yaşayacakları belki de bu cümlede gizlidir: “We will not forget you and we will not forgive you… Biz sizi unutmayacağız ve affetmeyeceğiz…”
Anlatalım:
21 Eylül 2000'de Türkiye'ye, ABD'nin Ankara Büyükelçisi olarak atanan Robert Pearson, Temmuz 2003'te ülkemizden ayrılırken veda resepsiyonları verir. Bu resepsiyonlardan birisine Şirin de katılır. TBMM Dış İlişkiler Komisyonu Üyesi Emin Şirin, büyükelçilikteki davetin sonlarına doğru elini uzattığı Pearson'a “Sizi unutmayacağız” der. Pearson'ın yanıtı ilginç olur: “Biz de sizi unutmayacağız ve affetmeyeceğiz…”
Pearson, AKP'li vekili neden unutmayacaktı ve affetmeyecekti?
Wikileaks belgeleri iyi ki yayımlandı
Bunun da yanıtı 1 Mart Tezkeresi oylamasının ardından ABD'ye geçtiği kriptoda gizlidir. Doğrudan Robert Pearson'ın kaleme aldığı telgrafa bakın:
“…Türkiye'nin kudretli generalleri son günlerde, AK Parti hükümetinin oylamayı ‘aceleye getirmesinin' kendilerinde ‘endişe' yarattığı izleniminin yaygınlaşmasına izin verdiler; bu konuda bir yalanlama yayınladılarsa da… Bu, AK Parti'nin Genelkurmay'ın harekete geçmesi için gerekli siyasi kararı almakta ayak sürüdüğü yönünde aylardır devam eden askeri eleştirilerin hemen sonrasında gerçekleşti.”
Bitmedi…
Emin Şirin'le ilgili Wikileaks'te (Sızıntı) bir belge vardı… Bu belge aslında Pearson'un “Sizi affetmeyeceğiz” cümlesinin diplomatik bir dille dışavurumuydu. Ankara Büyükelçiliği'ndeki Siyasi Müsteşar Robert Deutsch imzası ile 5 Mart 2003 tarihinde yani tezkereden 4 gün sonra Washington'a gönderilen belgede Şirin şöyle tanımlanmıştı: “Emin Sirin, Deputy Chairman of the Parliament's Foreign Affairs Committee (and a notorious “no” voter on March 1)…” AKP'li eski vekil için (1 Mart'ın kötü şöhretli hayır'cısı) deniyor. “Adı çıkmış/dile düşmüş” diye de tercüme edebileceğimiz ‘Notorius' kelimesinin olumsuz anlamı bu sızıntıyı daha da anlamlı hale getiriyor. Yani Şirin, ABD Büyükelçiliği gözünde 1 Mart'a ‘hayır' oyu verdiği için Washington'a ulaştırılan kriptoda ‘kötü' biri… Sonra ne mi oldu? O da Manisalı gibi Ergenekon'dan gözaltına alındı, 12 yıl hapis cezası aldı vs… Zaten 1 Mart'a kim destek vermemişse, kim “yeni bir dünya alternatifi var” demişse, ya cezaevine gönderildi ya da öldürüldü!
SORU ŞU: “Kafayı Atatürk'le bozmuş aydın” bunları bilmez mi? Atatürk iktidarda olmadı! Kamuculuk, Altı Ok diyenler hapislere atıldı! Siz önce gidin Erol Manisalı'nın mezarını ziyaret edin ve “Kim bu John Kunstadter?” sorusuna yanıt verin. Sahi… “Cici aydın” kaç siyasi ataşe ve müsteşarla görüştün, ne talimatlar aldın, onu da anlatsana.