Yol arkadaşlarım, bütün yol arkadaşlarıma sesleniyorum; size de bir çift lafım var: Bu engerekler ve çıyanlarla çatışma ne kadar sert olursa, zafer de o kadar yakın ve görkemli olacaktır. Ne pahasına olursa olsun yürüyeceğiz. Bu millete, çetelere boyun eğdirmeyeceğiz. Ben o yoksulluğa mahkum edilen çocuklar için mücadele edeceğim. Ya bana katılın ya şimdi şu anda yolumdan çekilin! Açık ve net söylüyorum. Bir insanın uğrunda öleceği bir şey yoksa hayatında, zaten o hiç yaşamamıştır. Pes etmeyeceğim, durmayacağım. Söz veriyorum hepinizin huzurunda, milletimin huzurunda söz veriyorum: Durmayacağım!”
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun grup toplantısında yaptığı bu kısa konuşma sonrası Söğütözü'nde beklenti oluştu: “Cumhurbaşkanlığı yarışında adı geçen isimler Kemal Bey'in yanındayız mesajı vermeli.”
Ancak… Beklenen açıklama ya da açıklamalar gelmedi. Bu arada Kılıçdaroğlu, “Bir insanın uğrunda öleceği bir şey yoksa hayatında, zaten o hiç yaşamamıştır” cümlesindeki “ölüm” kelimesinin altını çiziyorum.
Kılıçdaroğlu…
8 Eylül'de şu mesajı paylaştı:
“… Şunu bilsinler ki biz daha ölmedik.” Bir “ölüm” vurgusu daha geldi.
9 Eylül'de de sosyal medyasından net konuştu:
“Ya bana katılın ya da önümden çekilin demiştim. Onu da netleştireyim. Kendi yol arkadaşlarıma dedim.”
Bu arada bazı sesler çıkıyordu: “Kazanacak adayla seçime girmek gerekiyor.”
Ankara merkezli mesaj
9 Eylül'de bu köşede yazdım:
“CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun cumhurbaşkanlığı adaylığına karşı çıkan ciddi bir duvar var! Kabul etmeyen bir kuvvet var Bay Kemal'i!”
Geçen çarşamba günü… CHP lideri Söğütözü'nde (Genel Merkez) değer verdiği isimlerle görüştü, onları dinledi, notlar aldı. Kendisine karşı oluşan “duvarı” nasıl aşacağını, neler yapması gerektiğini planladı ve İzmir'de dün yaptığı konuşmayı hazırladı!
Çünkü… Aday belirlemekte geç kalan masanın “dağınık” görüntü verdiği konusunda herkes hemfikirdi. Konuşması net oldu:
“… Şunu da artık bilmek zorundayım, siz gerçekten benimle birlikte misiniz? Bazılarınızın sesi çıkmıyor, bazılarınızın da isteyerek veya istemeyerek zarar verdiğini de görüyorum. Artık karar verin. Bu halk düşmanlarını beraber yenecek miyiz, yenmeyecek miyiz?”
CHP kurmaylarından gelen bilgiyi aktarıyorum: “Bu konuşma İstanbul'dan çok Ankara merkezli mesajdı.” Sonrasında herkes “yanındayız” mesajını açıkça kamuoyuyla paylaştı.
Bundan sonra ne olur?
Kılıçdaroğlu, partisinin desteğini alan bir genel başkan olarak masaya oturacak. 2 Ekim'deki toplantıya “oyun kurucu benim” diyen bir lider olarak ev sahipliği yapacak.
SONUÇ: Masada farklı bir isim gelir mi? Bunun için medyanın “muhafazakar” kanadının gazetecilerinin yapacağı propagandayı iyi izlemek gerekiyor. Bir de “sermayenin” beşli dışında kalanlarını!