Dün “Jeremy Rifkin'e tepki vermeyen solcu” başlıklı yazımda bahsettim: “Özgür Özel'in 4-5 Kasım kurultayına giderken ‘değişimin' altını iyi doldurması gerekiyor. Örneğin… Kılıçdaroğlu 28 Mayıs'ta seçimi kazansaydı Özel nerede duracaktı? Kazanılmış bir seçim ve onun da içinde olacağı bir yönetimde, ‘neoliberal' politikalar konusunda ne yapacaktı? Bu nedenle de Özel'in ısrarla vurguladığı ‘kadro hareketi'nin yol haritasını net bir şekilde ortaya koyması gerekiyor.”
Yazımın ardından öğrendim ki; Özel ve arkadaşları yakın zamanda açıklayacakları “sosyal demokrat manifesto” ve “Altı Ok”un güncellenmiş yorumunu da içinde barındıran bir çalışmanın içinde. Ki bu “Tutum Belgesi”nde de şu tespitle anlatıldı: “Çözüm sosyal demokrasi ve altı ok programının kalkınmacı devletçilik, sosyal devlet ve halkçılık ilkelerinin kapsayıcı ve çağdaş yorumundadır.”
Bunun yanında da yerel seçimler konusunda da hazırlık yapıyorlar ve bununla ilgili de “sol belediyecilik” üzerine kafa yoruyorlar. Burada tabii ekonomide de “neoliberal politikalardan kopuş” üzerine hayli tartışma içindeler bilgisini verelim. Burada 15 Eylül'de açıklanan “Tutum Belgesi”nin de ipucu olduğunun altını çizelim:
“Cumhuriyet Halk Partisi, bundan böyle emeği ve hakça rekabet koşullarında üretmeyi seçen tüm üreticileri etkileyen yeni gelişmelere kayıtsız kalmamalıdır. Sağ ve sol kavramının 18'inci yüzyıla ait olduğunu ve 21'inci yüzyılın sorunlarını çözemeyeceğini iddia eden yaklaşımı kesin bir dille reddediyoruz. 21'inci yüzyılda emekçilerin, güvencesizlerin, yoksulların, dezavantajlı grupların artan ve ağırlaşan sorunlarına sol/sosyal demokrat kimlikte bir partinin cesur ve kararlı politikalarının çare üretebileceğini ve umut olabileceğini biliyoruz. (Tutum Belgesi)”
Örsan Öymen'den “kamulaştırma” çözümü
CHP'nin diğer genel başkan adayı Örsan Öymen'in “chpilkedemokrasi.org” başlıklı internet sitesinde “Hedefler ve Çözümler” bölümü var. “Ekonomi” başlığı dikkat çekici. Neden mi? Küresel sigorta ve finansal yatırım şirketi Allianz, “Küresel Servet Raporu”nun 14. baskısını açıkladı. Rapora göre, dünya nüfusunun en zengin yüzde 10'u 2022'de toplam net finansal varlıkların yüzde 85'ine sahip oldu. Uçurum net bir şekilde görülüyor. Peki ya CHP'nin başına geçmeye aday Öymen ve arkadaşlarının “ekonomide” formülü nedir?
Okuyalım:
“… Ekonomik kalkınmanın ölçütü, gelir dağılımdaki dengesizliğin ortadan kaldırılması ve toplumda ekonomik adaletin sağlanmasıdır. Bu ancak, özel sektörün karşısında, güçlü bir kamu sektörünün olmasıyla, karma ekonomik modelin uygulanmasıyla olanaklıdır.
“… Ekonomik kalkınmanın sağlanması için, devlet, kamunun yararına, teknoloji, sanayi ve tarım alanlarındaki üretim ekonomisine yatırım yapacak.
“… Turizm, ulaşım, iletişim, finans, bankacılık gibi hizmet sektörünü kapsayan alanlarda da devlet, kamunun yararına, yatırımlarını arttıracak.
“… Bu alanlardaki kamu kurumlarının siyasallaşması önlenecek; bu kurumların gelir ve gider dengesi kurumu zarara uğratmayacak biçimde sağlanacak, kurumlar sürekli bağımsız denetimlerden geçecek.
“… Kamu kurumlarının özelleştirilmesine son verilecek, zarar eden kamu kurumlarının, zarar etmeyecek biçimde yeniden yapılandırılması sağlanacak.
“… 1980 yılından sonra özelleştirilen tüm kamu kurumları, yeniden kamulaştırılacak.
“… Daha çok kazanandan daha çok vergi alınacak, orta sınıfın ve yoksul kesimin vergi yükü hafifletilecek.
“… Çalışanların haklarını koruyan sendikaların güçlendirilmesi sağlanacak. Toplu sözleşme ve grev hakkı konusunda çalışan kesimin lehine yasal düzenlemeler yapılacak.
“… Yoksulluk sınırının altında kalan bir emekli maaşı ve asgari ücret olmayacak.
“… Tüm vatandaşlar için ücretsiz ve nitelikli eğitim ve sağlık hizmetleri verilecek. Vatandaşlar kaliteli eğitim ve sağlık hizmeti alabilmek için, ücret ödemek zorunda kalmayacaklar.
“… Yolsuzluklara karşı etkili denetim mekanizmaları kurulacak, mevcut denetim kurumlarının ve organlarının yetkileri arttırılacak.
“… Kamu ihale yasaları, usulsüzlüklerin, liyakat ilkesi ihlallerinin ve haksız rekabetin önlenebileceği biçimde yeniden düzenlenecek.
“… Bakanlıkların bütçeleri yeniden gözden geçirilecek, israfa yol açan bütçe kalemleri kesilecek, buralardan tasarruf edilecek.
“… Konut ve iş yeri yıllık kira artışlarına devlet tarafından, enflasyon oranı da dikkate alınarak, sınırlandırmalar getirilecek.
“… Kooperatifçilik desteklenecek.
“… Cari açığın kapatılması, ihracatın artması ve ithalatın azalması; enflasyonun düşmesi, fiyat artışlarının engellenmesi; devalüasyonun ortadan kalkması, Türk Lirası'nın değer kazanması; büyüme hızının artması; işsizliğin asgari düzeye çekilmesi; gelir dağılımdaki dengesizliğin ortadan kalkması, tüm bu yolların ve yöntemlerin bir bütün olarak devreye girmesiyle sağlanacak.”
SONUÇ: İki genel başkan adayı ve ikisi de “sol/sosyal demokrat/Altı Ok” üzerinden okuma yapıyor. Bakalım… Kurultay sürecinde “örgüt içi tartışmalar” ideolojik boşluğun önüne geçecek mi? İzleyeceğiz.