Aytunç Erkin yazdı: Taşeronu da “terörist” diye İmamoğlu’na bağlamışlar

Sonuçta devlet, olmayan birisini neden “terörist” diye açıklasın ki? Aklınız alır mı? Almaz.

Vatandaş Abuzer… 23 yıl önce okumuştum Yücel Sarpedere'nin Evrensel Basım Yayın'dan çıkan bu kitabını. Elinde taşıdığı günlük gazeteyi “şifre” zanneden siyasi şube polisleri, sokak ortasında karga tulumba gözaltına alır Abuzer'i. Hakkında yapılan soruşturmalarda herhangi bir siyasi bağlantısı bulunamamasından dolayı, yasadışı sol bir örgütün üst düzey yöneticisi olduğu düşünülerek “azılı komünist” diye değerlendirilir. Edebiyatta kara mizahın en iyi örneklerinden birini sorarsanız, Vatandaş Abuzer derim! (Mutlaka okuyun)

Neden Abuzer'i anlattım size?

Çünkü… İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ndeki (İBB) “teröristler” tartışması devam ettiği için. Evet; bugün herkese iltisaklı, irtibatlı ya da kırsaldan/şehirden gelmiş “suçlu” demek çok kolaylaştı.

Önceki gün Saraçhane'deydim. “Mücadeleden vazgeçmeyeceğim” mesajı veren İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun bir cümlesi dikkatimi çekti: “İçişleri Bakanı, Abdülmenaf Sevgin diye bir isimden bahsetti. Ona göre, o da İBB'deki teröristlerden biri. Aradık taradık, böyle bir çalışana rastlamadık.”

Sonuçta devlet, olmayan birisini neden “terörist” diye açıklasın ki? Aklınız alır mı? Almaz.

Murat Ongun ne yanıt verdi?

Akşam 21.33'te de AKP İBB Grup Sözcüsü Murat Türkyılmaz bir sosyal medya paylaşımı yaptı ve Abdülmenaf'ın nerede çalıştığını açıkladı: “Yalan yuva yapmış. İstanbul'dan habersiz olduğu yetmiyormuş gibi yönettiği kurumdan da habersiz Ekrem İmamoğlu. Aramış taramış böyle bir personel bulamamış! Abdülmenaf Sevgin. İBB'ye bağlı İSFALT A.Ş.'de 6 Kasım 2021'den bu yana çalışıyor. SGK: 201734…”

Sonuçta İBB, İmamoğlu, kendi çalışanını bulamaz mı? Bulur!

Bulamamışsa sorun var demektir. Ben de paylaşımın atıldığı dakikalarda Ekrem İmamoğlu'nun danışmanı Murat Ongun'u aradım ve Murat Türkyılmaz'ın yazdıklarını sordum. İlk verdiği yanıt şu oldu: “Bir iştirake iş yapan taşeronun çalışanı olabilir. Bizim maaş verdiğimiz biri değildir. İBB'ye iş yaparsan SGK kaydı İBB adına yapılıyor. Ama bizim resmi çalışanımız olamaz.”

Dün sabah Murat Ongun'la bir kez daha görüştüm ve gece boyunca yeniden araştırma yaptıklarını söyledi.

Peki gerçek ne?

Abdülmenaf Sevgin, “Kışla Mücadele 2020-2023 Dosyası” kapsamında (Dosya No: 1494067) 1 No'lu taşeron Güvenyol Neoray-Dekovil Ortaklığı tarafından işe alınmış. İşe girişi tarihi 6 Kasım 2021, işten çıkış tarihi 8 Mart 2022… 10 No'lu taşeron Bulaş İnşaat'ın taşeronu olarak da 9 Haziran 2022'de işe girmiş 4 Eylül 2022'de işten çıkmış. Ongun, “Bir nevi KİPTAŞ'ın inşaat işlerinde çalışan elektrik taşeronu gibi. Bizim hiçbir şekilde dahlimiz olmaz” diye açıklama yaptı.

Peki… Abdülmenaf Sevgin'in adli sicil kaydında sorun var mı? Yazan cümle şu: Yukarıda kimlik bilgileri bulunan kişinin adli sicil kaydı yoktur.” Ne zaman alınmış bu sicil kaydı? 5 Ocak 2023'te.

Katharina Blum'un Çiğnenen Onuru

Sonra taşeron işçiyle ilgili İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun 28 Aralık 2022'de kurduğu cümleler geldi aklıma:

“İBB'de beden işçisi olarak çalışan Abdulmenaf Sevgin. Erkek kardeşi 1999'da, kız kardeşi 2010'da PKK/KCK terör örgütünün kırsal alanına katıldı. Bu ne tesadüftür ki İmamoğlu belediye başkanı olduktan sonra da İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne alındı. Tesadüf. Sözde değer ailesi dediğimiz, PKK'nın kırsal alanında ölen veya kırsal alanına katılanlardan işe birinci derecede akrabalarının alınmasının örneği.”

Aklıma Alman yazar Heinrich Böll'ün ünlü romanı “Katharina Blum'un Çiğnenen Onuru” geldi. Medyanın yalanlarıyla bir insanın hayatının nasıl ayaklar altına alındığını anlatır roman.  Almanya'da, 70'li yıllardaki ünlü ‘Baader-Meinhof' olayından yola çıkılarak yazılan romanda, tek suçu bir militanın sevgilisi olmak olan Katharina'nın medya sayesinde toplum karşısında da savunmasız bırakılmasını görürüz.  Romanda Katharina Blum bir dansta tanıştığı Ludwig Götten isimli kişi ile tek gecelik bir ilişki yaşar. Ancak Götten'in polis tarafından arandığını bilmez. Blum'un gözaltına alınması ve bir delil olmaksızın terörist olduğuna ilişkin bir önyargı karşımıza çıkar. Romanda Katharina Blum'un sorgusunda yaşamı masaya yatırılır ve her şeyi anlatması istenir. İşin özü şudur: Bir gece beraber olduğu kişiyi tanımayan ama iktidar medyası tarafından linç edilen bir kadın…

Tanıdık geldi mi?

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.