Gerçek, toprağın altında bir yerde. Beton da döksen ağacın kökü gibi çatlatıp çıkıyor.
Siemens’in kazandığı yüksek hızlı tren (YHT) ihalesinde olan biteni günlerce yazdım. Kılıçdaroğlu da geçen hafta grup toplantısında bahsetti. Olay yine olduğu yerde kaldı. Oysa hem yeni bilgiler hem de millete kazandırabilecek bir hamle var. Bu adımı da TCDD’nin atması gerekiyor. Tabii ülkeyi düşünüyorlarsa...
Hatırlayın...
Siemens’in YHT ihalesiyle ilgili iç soruşturma raporuna ulaşıp yazmıştım. Soruşturma, Siemens’in Kolin ile kurduğu ortaklıktaki rüşvet ihbarı nedeniyle yapılmıştı. İhbarda “Siemens Türkiye’nin, alt tedarikçi Kolin’e, Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları (TCDD) yetkililerine rüşvet dağıtması için fazla ödeme yaptığı...” ifadeleri yer alıyordu. “Yüzde 30 Türk devlet görevlilerine, yüzde 20 Kolin’e, yüzde 20 TCDD yetkililerine, yüzde 20 ise Siemens ile Kolin’i buluşturan aracılara, yüzde 10 ise Siemens Türkiye’nin yöneticilerine” diye devam ediyordu.
İddiayı inceleyen Siemens soruşturmacıları, rüşvet iddialarını belgeleyemediğini söylüyordu. Ancak Siemens’in Kolin’e yaptığı ödemeleri tutarsız bulmuştu. “Siemens, Kolin’e, işini yapmamasına rağmen neredeyse tüm sözleşme tutarında ödeme yaptı” tespitinin yapıldığı soruşturmanın ardından, Siemens sözleşmeyi feshetti. Kolin ile Siemens tahkim mahkemesinde karşı karşıya geldi.
Bu kadarla kalmadım. Gizlilik kararının olmadığı bir başka mahkemenin dosyalarını karıştırıp Siemens çalışanlarının e-posta yazışmalarını anlattım. Siemens, Kolin’i Türkiye’de ihaleleri almayı kolaylaştırmak için seçmişti. Kendisi için lobi faaliyeti yapmasını bekliyordu. Bunu da yöneticileri e-postalarda açıkça söylüyordu.
MEĞER İHALE 407 MİLYON AVRO’YMUŞ
Önce kendi hatamı düzelteyim. Bugüne kadarki yazılarımda, ihale için, basına açıklandığı haliyle, yaklaşık 60 milyon Avro yazmıştım. TCDD kaynaklarıyla konuştuktan sonra çok daha fazla olduğunu anladım. Bu rakam sadece iki tren alımı içinmiş. TCDD, Siemens’ten toplam 12 tren ve bunların bakım-onarım hizmetini almış. İhalenin toplamı 407 milyon 147 bin Avro imiş. Yani az yazmışım!
Peki gelelim yeni bilgilere. Hatta yapılabileceklere...
Şunu söyleyeyim: Her ihalede olduğu gibi, TCDD ihalelerinde de bir şartname hazırlanıyor. Yapılacak işin niteliği belirleniyor. YHT ihalesinde de böyle olmuş.
Şartnamedeki maddelerden biri var ki konumuzu ilgilendiriyor. Bu kavramın adı “güvenilirlik”. Dikkat edin “güvenlik” demiyorum!
GÜVENİLİRLİK ŞARTLARINI SAĞLAMIYOR
Siemens’in TCDD’ye sattığı trenler ihalede ilan edilen güvenilirlik şartlarını sağlamıyor. Bu benim görüşüm değil. Bizzat Siemens’in açıklaması.
Nasıl mı?
TCDD ihale şartnamesinde, satın aldığı trenlerin A, B, C, D tipi güvenilirlik şartlarını sağlamasını istemiş.
Basitçe söylersek A sınıfı hatalar “trenin boşaltılmasına”, B sınıfı hatalar “trenin yolda kalmasına”, C sınıfı hatalar “trenin gecikmesine” neden oluyor. Siemens belgeleri, kendi trenlerinin bu üçünü sağladığını söylüyor.
Gelgelelim, sıra D tipine geldiğinde sorun çıkmış.
Zira D tipi hatalar, “Aracın gün sonuna kadar servise devam edebildiği arızalar” olarak tanımlanmış. Yani koltuk önlerindeki ekranların bozulması, servis lambasının yanmaması ya da tuvalette sorun çıkması gibi... Aracın yola devam ettiği ancak yolcular ve çalışanlar için rahatlığı bozan arızalar bu kapsamda. TCDD ihalesi, bu arızaların gerçekleşme sıklığına dair bir kriter belirlemiş. Siemens, iç yazışmalarında, trenlerinin bu kriteri sağlayamayacağını kabul ediyor.
Peki bu durumda ne yapabilir?
Öyleyse ihaleye girmesin diyebilirsiniz. Siemens ihaleye girmiş ve kazanmış.
Sonra?
CEZA KESİLECEK HESABI
D sınıfı güvenirlilik şartlarını hafifletmeye çalışıp da başaramayınca Alman gibi başlayanlar Türk gibi devam etmiş. “TCDD’ye güvenilirlik kriterlerini sağlamayan tren versek ne olur” diye sormuşlar. Tabii TCDD’nin yapacağı en radikal hamle, “Alın 12 treninizi verin 407 milyonumuzu” olur. Elbette onca süre kullandıktan sonra, hele tren ihtiyacının olduğu bir dönemde TCDD bunu yapmak istemez.
Siemens, sözleşme maddelerine bakarak TCDD’nin kendisine kriterleri sağlamaması nedeniyle ceza kesebileceğini öngörmüş. Bu cezanın 1 milyon 800 bin Avro olacağını hesaplamış. Şaşırtıcı ama kapitalizm belki de bu: Yüzde 50 ihtimalle bu cezanın çıkacağını düşünerek tahmini bütçeye, 900 bin Avroyu, ceza ödemesi olarak peşin peşin yazmış.
Peki başka bir ihtimal daha var mı?
Var ama eminim onu kimse düşünmek istemiyordur.
56 MİLYON AVRO KAZANABİLİRİZ
Şöyle anlatayım...
İhale sonunda trenler “geçici kabul” ile alınıyor. Ödemesinin büyük kısmı yapılıyor. Trenler bir süre kullanılıp, bütün şartları sağladığı anlaşıldıktan sonra, kalan kısmın ödemesi yapılıyor. Şartnameye göre 12 ayın sonunda kriterler sağlanıyorsa ödeme gerçekleşiyor.
Resmi belgelere göre TCDD’nin Siemens’e yapmadığı 56 milyon Avroluk kesin ödeme kaldı. Siemens de “kriterleri sağlamıyoruz”u kabul ettiğine ve bunu bile bile yaptığına göre, TCDD bu parayı vermeyebilir. Konuştuğum hukukçulara göre buna hakkı var.
Bunları öğrenmek için Fizan’a gitmeye gerek yok. Ulaştırma bakanının bana dava açmaktan yapacağı daha önemli bir şey var. TCDD, Siemens ile eski çalışanları arasındaki davaya avukatını gönderip sürece müdahil olursa bütün evrakı edinebilir. Söylediğim her şeyi de belgelemiş olur. Böylece ülke ekonomisine de 56 milyon Avro kazandırır.
Uyumak için tek başımıza sağdan sola döneriz. Ama uyandırılmak için nedense birini bekleriz. Gerçekleri rüyalara tercih ettiğimiz gün kendi kendimize uyanacağız.