Bir seçimin öyküleşmiş hali: Paris’te vahim ayaklanma!

Sami GünalFransa’da, Türkiye’deki referandumla aynı zaman dilimine denk gelen iki aşamalı cumhurbaşkanlığı seçimi, ikinci tura “iki ilginç kişilikli liderin'' kalması ve partiler üstü olarak pazarlanan partisiz, “Yürüyüşçü''...

Sami Günal

Fransa’da, Türkiye’deki referandumla aynı zaman dilimine denk gelen iki aşamalı cumhurbaşkanlığı seçimi, ikinci tura “iki ilginç kişilikli liderin'' kalması ve partiler üstü olarak pazarlanan partisiz, “Yürüyüşçü'' Macron’un kazanmasıyla tamamlandı.

Ben de bu arada Elysee Sarayı’ndaki cumhurbaşkanlığı devir teslim törenine katılmak üzere Paris’e gittim davetli olarak(!) Beni gören muhalif Fransızlar dert yanmaya başladılar(!)

Fransızlar, seçimin tüm edimlerini-niteliklerini biliyorlardı da ne mühürsüz oy kullanmayı ne de aslında “tercih'' yazan mühür dışında fütursuzca yedeklenerek “evet'' yazan mühürle oy basmayı ve de binlerce sandıkta tulum çıkartmayı bilmiyorlarmış.

İlk turu, ideolojileri tutarlı normal kişilikli diğer bir liderden ziyade ilginç kişilikleri olan bu iki lider birden geçince, Fransızlar ya o kişiliği ya bu kişiliği seçme mecburiyetiyle baş başa kaldıklarında kara kara düşünmeye başlamışlar ama bir çözüm de geliştirememişler. El mahkûm, Macron kazanınca tüm muhalefet partisi seçmenleri ayaklanıp Paris’in altını üstüne çevirmişler. Seçmenler, toplu ağlama ayinine tutuşmuş, daha sonra da neden başarısız oldunuz, diyerek kendi partilerinin merkezlerini basmışlar… İnanın bana gözlerimle gördüm(!)

Tüm muhalifler ve mecburi evetçiler kahır içindeler. Beni görür görmez üstüme doğru topluca koşarak tam önümde diz çöküp yerleri yumruklamaya başladılar(!)

— Ah “Mösyü Günal'' ahh! Demedik mi ki demedik mi, bizim şu kaz kafalı parti yöneticilerimize! Şu cumhurbaşkanlığını ne idiği belirsiz adaylara kaptırmamak için müttefikimiz Ankara’yla temas kurun da türlü türlü seçim hile yöntemleri öğrenin diye. Ama bizi dinlemediler dinlemediler, diyerek yerleri yumruklamayı nasıl da şiddetlendirdiler içim, yüreğim ezildi.

İçlerinden birisi de bana saldırmasın mı? Yumruk üzerine yumruk,

— Ulan sen, 1 Nisan şakası mısın? Paris’e neden şimdi geldin de o gün oy sayım günümüzde gelemdin? Sizden seçim hilesi yönünde çok öğreneceklerimiz vardı, demesin mi?

Öte yandan Mösyö “Jan Jak Ruso'' denen bir adam, hemşerilerine bağırdı:

— Bırakın! O Türk, hilekârlardan değil, ondan bişey öğrenemeyiz. Onun gibilerin kimileri ya seçim günü pikniğe giderler ya da içlerinden daha koska (çalımlı) olanları, ''Ne oyu verecekmişim abi yaaa! Tüm partiler hatta sol partiler bile düzen partileri değil mi?’ derler. Sonra da yaşam alanları daraltıldığında başlarlar, ''bu diktatörler var ya…’ demeye.'' deyip beni kurtardı.

Daha sonra “Jan Jak Ruso'' denen bu abi, beni mahalle kahvelerine davet etti. Ben de bilirim Fransa ve özellikle de Paris kahvehanelerinin ne kadar ünlü olduğunu ya kaçırmayayım bu daveti, dedim.

Ulan, içeri girdim ki bu “Mösyü'' abinin, ipsiz sapsız takımından bir yığın, bizden olmayan cinsten, eften püften arkadaşları var(!) Tek tek tanıştırdı beni.

İşte, Albert Camus, Simone de Beauvoir, Jean-Paul Sartre, Emile Durkheim, Auguste Comte, Voltaire, Montesquieu, Henri Bergson, Blaise Pascal, Jacques Derrida, Claude Levi-Strauss, Michel Foucault, Saint Simon gibi vs. adamlar…

Memleket hasretiyle olsa gerek dilim sürçtü “Jan Jak Ruso''ya yanlış hitabetle seslenerek,

— Rıza abi, sizde bu kadar işe yaramaz ipsiz sapsız adam olduktan sonra, hayatta adam olamazsınız, bu ne yaa! Bu toplum, bunları yetiştirerek mi hile yapmayı becerecek? Bu adamlar bi işe yaramış olsalar bu kahvehanede ne işleri var yahu, dedim.

— Ulan, seni kurtardım haddini bil! Madem benim arkadaşlarımı beğenmedin, sen de necip büyüklerinden birkaç isim say da bu ipsiz sapsız olan arkadaşlarım feyz alsınlar…

İştahım ve gururum arttı. Tarihsel sıraya göre saydım:

— !.. ?..

Diğer unutup da sayamadığım büyüklerimden özür dilerim!

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

ABC Kritik Haberleri

100. Yıl törenleri ve Cumhuriyet'i sahiplenme
Merve Dizdar, teşekkür konuşmasında Erdoğan'a övgüler sıraladı, ne olurdu?
Mitingi kalabalık göstermek için hangi hileleri deneyip yakalandılar?
İşte 4 Şubat 2022 tarihli Resmi Gazete'deki karar
Atatürk, İnönü, Özal ve Demirel'in cumhurbaşkanlığı geçerli değil mi?