Büyük Ortadoğu projesi olarak AKP, tek adam rejimi isteyen ABD

Cemal ÇağlıEmperyalizm kolay yönetilir devletler ister. Demokratik parlamenter rejimler emperyalizmi zorlayan rejimlerdir. Bunun da en temel nedeni, güçler ayrılığı ilkesinin varlığıdır. Yasama , yürütme ve yargı tek bir merkezden...

Cemal Çağlı

Emperyalizm kolay yönetilir devletler ister. Demokratik parlamenter rejimler emperyalizmi zorlayan rejimlerdir. Bunun da en temel nedeni, güçler ayrılığı ilkesinin varlığıdır. Yasama , yürütme ve yargı tek bir merkezden yönetilmediği zaman iktidar olan siyasal güç, devletin tümüne egemen olamaz/olamayabilir.  Hükümeti denetlerseniz muhalefet sorun yaratır, temel hak ve özgürlüklere dokunursanız yargı engel olmaya çalışır, yargıyı denetlerseniz ordu karşınıza çıkar. Yargıyı , orduyu denetlerseniz  üniversiteler ,demokratik kitle örgütlerinin, siyasal partilerin , sendikaların direnciyle karşılaşırsınız. Bunun için, bütün bu kuvvetlerin tek merkezden denetlenip yönetildiği bir devlet yapısı ister emperyalist sistem ve onu temsil eden büyük sermaye. 

Bugün İslam coğrafyasındaki devletlerin çoğunun demokratik parlamenter sistemle yönetilmemesi asla tesadüf değildir. Bu ülkelerdeki rejim başkanlık rejimi de değildir; totaliter dediğimiz  tek adam rejimleridir. Çünkü hiçbir başkanlık rejiminde tüm kuvvetler bir kişinin elinde değildir. Demokratik ülkelerin hiç birinde  başkanlık rejiminde başkanın parlamentoyu feshetme yetkisi yoktur; akşam yatıp sabah yeni bir  KHK (Kanun Hükmünde Kararname) ile uyunmazsınız. 

Dikkat edilirse adı "Türk Tipi Başkanlık" denilen bu sistemde başkanı halk seçiyor; ama valiyi, kaymakamı halk seçemiyor; rektörleri üniversiteler, Anayasa Mahkemesinin üyelerini  yargıçlar, hakimler , hukukçular seçmiyor başkan seçiyor. "Türk Tipi Başkanlık" rejiminde hiçbir mahkeme başkana rağmen bağımsız karar veremiyor çünkü mahkemeler tümüyle  başkana bağımlı; başkana rağmen karar çıktığında o kararı veri savcı ve  hakimler görevlerinden uzaklaştırılabiliyor, tıpkı bugün olduğu gibi.  

Tek adam rejimini en başta ABD istiyor.  

09.04.2017 Birgün Pazar'da Önder İşleyen, " Emperyalizmin Tezgâhında Savaş ve Başkanlık" 

başlıklı yazısında bu gerçeğin altını şöyle  çizmiş: 

"Hatırlanacağı üzere, CIA’nın hazırladığı raporlarda da Türkiye’de tek adamlığın ABD açısından daha iyi sonuçlar vereceği söylenmişti. P. Henze’nin hazırladığı raporda özetle şu görüşler dile getirilmişti: “Türkiye’nin bu şekliyle, Amerikan politikalarının yanında yer alacağından emin olamayız. Ülkeyi kurarken denetim mekanizmalarını çok sıkı tutmuşlar. Hükümeti ikna ettiğinizde, Meclis, Meclis’i ikna ettiğimizde Ordu, Orduyu ikna ettiğimizde Yargı karşımıza geçebilir.''  

P. Henze, tam da bu nispi dengenin unsurlarını –tek adamlık altında- ortadan kaldırmanın Amerikan politikası için öneminin altını çiziyor. Hatırlanırsa, CIA Türkiye masası şeflerinden ve AKP’nin kurucu akıllarından G. Fuller de, Türkiye’de tek adamlığın da ötesinde İslam coğrafyasına önderlik edecek bir ''halife ihtiyacı’ olduğundan söz etmişti. ABD’nin yüzeydeki itişme ve çelişkilerin ötesinde Türkiye’de tek kişiyi ikna ederek güdümleyeceği bir yönetim biçimini tercih edeceği açık."   

Tek adam rejimini büyük sermaye  destekliyor.  

Hiçbir siyasal güç,  sermayeye rağmen iktidar olamaz, olsa da uzun süre iktidarda kalamaz. 

Bu durum sermayenin yapısına, doğasına uygundur. Türkiye'deki sermaye ,emperyalizme göbeğinden bağlı olduğu için, dünyanın jandarması olan ABD'nin başını çektiği "Büyük Ortadoğu Projesi"ne  aykırı davranma şansı yoktur.  

Bugün büyük sermaye, AKP iktidarı sayesinde en kazançlı dönemini yaşıyor. Çalışanların emek gücü hiçbir dönemde bu günkü kadar ucuz olmadı; hiçbir dönemde işçiler, memurlar bugünkü kadar güvensiz olmadılar, bugünkü kadar işlerini, güçlerini kolay kaybetmediler. 

Siz bakmayın sermayenin zaman zaman demokratik değerlerden bahsetmesine, tümüyle roldür. Kentler, kasabalar , mahalleler yıkılıp yerle bir edildiğinde, insanlar cayır çayır yakılıp öldürüldüğünde; seçilmiş belediyelere kayyumlar atandığında; Kürt sorununun demokratik çözümünün mücadelesini veren partinin eşbaşkanları ve milletvekilleri hukuksuz bir biçimde tutuklanırken, 150'ye yakın gazeteci terörist ilan edilip içeriye atılırken; binlerce akademisyen ve devlet memuru tasfiye edilirken sesi soluğu çıkmadı sermayenin. 

AKP, Yeşil Kuşak Projesinin en son versiyonudur. 

Bilindiği üzere, Yeşil Kuşak Projesi, Müslüman ülkelerin bulunduğu coğrafyayı kontrol etme projesidir. Yeşil kuşak projesinin başlangıcı 1950’li yıllarına kadar uzanıyor. 

Yine Sayın Önder İşleyen'nin dediği gibi: 

"Siyasal İslam tarihsel olarak yeşil kuşaktan ılımlı İslam'a emperyalizme bağımlı bir zeminde gelişti. AKP, BOP stratejisi içine doğdu. BOP’daki taktik kırılmalar, ABD’de kriz sonrasındaki güç odakları arasındaki mücadele, Suriye’de sahada oluşan çelişkiler kimi özerk tutum ve çatışma alanları oluştursa da AKP, ABD ekseninde konumlanma arayışından hiç kopmadı" 

Sonuç: 16 Nisan referandumunda ne parlamenter bir rejimi nede başkanlık rejimini oyluyoruz; oylanan tüm yetkileri elinde toplayan tek adam diktatörlüğüdür. 

"Evet",Türkiye Cumhuriyeti yerine  teokratik Türk-İslam cumhuriyetinin kurulmasını onaylamak demektir. 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

ABC Kritik Haberleri

100. Yıl törenleri ve Cumhuriyet'i sahiplenme
Merve Dizdar, teşekkür konuşmasında Erdoğan'a övgüler sıraladı, ne olurdu?
Mitingi kalabalık göstermek için hangi hileleri deneyip yakalandılar?
İşte 4 Şubat 2022 tarihli Resmi Gazete'deki karar
Atatürk, İnönü, Özal ve Demirel'in cumhurbaşkanlığı geçerli değil mi?