TBMM Genel Kurulu’nda, CHP’nin basın mensuplarının yaşadığı sorunların araştırılması için verdiği önergenin doğrudan gündeme alınması önerisi görüşüldü. CHP Grubu adına konuşan İzmir Milletvekili Tuncay Özkan, “Gazeteci, devletin gözünde illa ve illa dövülmesi gereken kişidir. Bugün, işte bu ‘sansür yasası’ diye nitelendirdiğimiz yasanın içinde, hazırlayan arkadaşlarımla birlikte de gördüğümüz, pek çok dövülme maddesi yer alıyor… Dövdüğünüz şey, gazeteci değil aslında. Dövdüğünüz şey, onun temsil ettiği değerler. Türkiye, o değerlerden yoksunlaşırsa çöl olur; o çöl, en önce bizi yutar” dedi. CHP’nin önerisi, Adalet ve Kalkınma Partisi ve Milliyetçi Hareket Partisi milletvekillerinin oylarıyla reddedildi.
CHP, TBMM Genel Kurulu’nun bugünkü oturumunda, basın mensuplarının yaşadığı sorunların araştırılması için daha önce verdiği önergenin doğrudan gündeme alınmasını önerdi. CHP Grubu adına, mesleği gazetecilik olan Tuncay Özkan konuştu.
“Demokrasi yoksa gazetecilik diye bir meslek yoktur"
1982 yılında gazeteci olarak çalışmaya başladığını ve çok şeyi basında yaşayarak gördüğünü söyleyen Özkan, “Türk demokrasi tarihiyle birlikte ilerledik. O günden bugüne geldiğim noktada, gazetecinin tarifinin nasıl yapılacağı konusundan başlayarak sorunlarımız nelerdir noktasına kadar her yıl değişen, her iktidar döneminde değişen farklı farklı anlayışları burada gözlemledim. Gazeteci, demokrasinin bekçisidir. Demokrasi yoksa gazetecilik diye bir meslek yoktur. Sizler gazetecisiniz. Demokrasinin olmadığı yerde gazetecinin var olması mümkün müdür? Elbette ki değildir” dedi.
“Kalemini bir başka gücün emrine veremez"
Gazetecinin "herkes uyurken uyanık olan adam" olarak tanımlandığını söyleyen Özkan, “Ne demek o? Anayasa'mıza göre gazeteci, toplum adına parlamento dışı denetim işini yapan kişidir. Gazeteci, çalıştığı iş kolu dışında herhangi bir iş yapamaz. Gazetecinin başka bir gelir kaynağı olamaz. Gazeteci, işinin dışında başka işleri takip edemez; kendisini, düşüncesini, kalemini bir başka gücün emrine veremez. Gazeteci, sadece halk adına, halkın haber alma hakkını demokrasiyi yaşatmak adına sürdürür. Büyük kentlerde gazetecilik, ulusal gazetecilik başkadır, yerelde daha başka boyutları vardır” diye konuştu.
“Gazeteci, devletin gözünde illa dövülmesi gereken kişidir"
Özkan, “Gazeteci taraf mıdır? Taraftır. Gazeteci, savaşa karşı taraftır; hırsızlığa, mafyaya karşı taraftır, ekonomik talana karşı taraftır. Gazeteci, propagandaya karşı taraftır. Terörün karşısındadır, mağdurun yanındadır” dedi.
Özkan, “Gazeteci, devletin gözünde illa ve illa dövülmesi gereken kişidir. Bugün, işte bu ‘sansür yasası’ diye nitelendirdiğimiz yasanın içinde, hazırlayan arkadaşlarımla birlikte de gördüğümüz, pek çok dövülme maddesi yer alıyor. Gazeteci iktidarların sürekli elinde tutmak istediği kişidir lakin gazetecinin asli görevi muhalefettir, toplumsal aydınlatmadır” diye konuştu.
Demokraside, özgürlük alanında, medyanın çalışma sistematiğinde büyük problem olduğunu belirten Özkan, “Bugün patronlar kazanıyor lakin gazeteciler kazanmıyor. Ve gazetecilik, büyük bir aşkla büyümeye, gelişmeye devam ediyor” dedi.
“Dövdüğünüz şey onun temsil ettiği değerlerdir"
Özkan, “Gazeteci, siz uyurken uyanık olan kişidir. Gazetecinin CHP'lisi, AK Partilisi, MHP'lisi, HDP'lisi, İYİ Partilisi, herhangi bir şey… Objektiflik gazetecilikte birinci kriterdir arkadaşlar. Eğer bugün biz gazeteciliği savunamıyorsak, onun sorunlarına ilişkin gerçekçi bir bakış açısı ortaya koyamıyorsak demokrasimiz kaybetmiş demektir” diye konuştu.
Özkan, “Gazeteciyi dövmek, ona sövmek ya da onu bir şeyle yaftalamak yerine gelin, onun hepimiz adına özgürce bizim düşüncelerimizi ifade etmesine olanak sağlayalım. Çünkü dövdüğünüz şey, gazeteci değil aslında. Dövdüğünüz şey, onun temsil ettiği değerler. Türkiye, o değerlerden yoksunlaşırsa çöl olur; o çöl, en önce bizi yutar. Niye burada söylüyorum? Çünkü bu bina taştan, ahşaptan, koltuk derisinden ibaret bir şey değildir” dedi.
CHP’nin önerisi, Adalet ve Kalkınma Partisi ve Milliyetçi Hareket Partisi milletvekillerinin oylarıyla reddedildi.
Özkan, “Gazeteci, siz uyurken uyanık olan kişidir. Gazetecinin CHP'lisi, AK Partilisi, MHP'lisi, HDP'lisi, İYİ Partilisi, herhangi bir şey… Objektiflik gazetecilikte birinci kriterdir arkadaşlar. Eğer bugün biz gazeteciliği savunamıyorsak, onun sorunlarına ilişkin gerçekçi bir bakış açısı ortaya koyamıyorsak demokrasimiz kaybetmiş demektir” diye konuştu.
Özkan, “Gazeteciyi dövmek, ona sövmek ya da onu bir şeyle yaftalamak yerine gelin, onun hepimiz adına özgürce bizim düşüncelerimizi ifade etmesine olanak sağlayalım. Çünkü dövdüğünüz şey, gazeteci değil aslında. Dövdüğünüz şey, onun temsil ettiği değerler. Türkiye, o değerlerden yoksunlaşırsa çöl olur; o çöl, en önce bizi yutar. Niye burada söylüyorum? Çünkü bu bina taştan, ahşaptan, koltuk derisinden ibaret bir şey değildir” dedi." />