Ömer Faruk Eminağaoğlu
Cumhuriyet'e de, geleneklerine de saldırılar sürüyor... Cumhuriyet tarihi boyunca, Cumhuriyet Bayramının kutlandığı 29 Ekim günü, AKP iktidarlarına kadar hiç bir zaman Resmi Gazete yayımlanmamıştır.
Resmi Gazete yayım esaslarını düzenleyen yönetmelikte AKP hükümetince 2009 yılında yapılan değişiklikten hareketle, bir Cumhuriyet Bayramında ilk kez AKP döneminde 2011 yılında resmi gazete yayımlanmıştır.
Cumhuriyete saldırmanın ötesinde, Cumhuriyetin bu geleneğini de anılan şekilde yıkan AKP hükümeti, bu yıl da yine bir Cumhuriyet Bayramı günü resmi gazete yayımlamıştır.
***
29 Haziran 1927 tarihli resmi gazetede yayınlanan, "Resmi Gazete'nin Sureti Neşir ve Muamelatının Tarzı İcrasına Dair Yönetmelik" uyarınca, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde resmi gazete çıkartılmamaktadır.(*)
Bu yönetmelikte, 2009 yılında yapılan bir değişiklikle, hizmetin gerektirdiği durumlarda, bu günlerde de resmi gazetenin yayımlanabileceği ifade edilmiştir.
Bu değişiklikten sonra, ilk kez 2011 yılındaki Cumhuriyet Bayramı'nın kutlandığı 29 Ekim 2011 tarihinde Resmi Gazete çıkatılmış ve bir Cumhuriyet geleneği yıkılmıştır.
Bu tarihten sonra ise, 29 Ekim 2016 tarihinde, ikinci kez bir Cumhuriyet Bayramı'nda yine resmi gazete yayımlanmıştır.(**)
Cumhuriyeti ve degerlerini önemsemeyen irade, Cumhuriyet geleneklerini de görmezden gelmiştir.
29 Ekim 2016 tarihindeki Resmi Gazete'de yayımlanan metinler ise, üstelik "hizmetin gerektirği" konular itibarıyla bir gün bile gecikmeye meydan verilmemek amacıyla, bir an önce yayımlanması gereken nitelikte metinler de değildir.
Yayımlanan metinler, Cumhuriyet ve değerlerine saldırı niteliğindeki, olağanüstü hal gereklerini bile aşan, olağanüstü hal ile ilgili yasa ve KHK'larında söz konusu olduğu düzenlemelerdir.
***
Cumhuriyet Bayramı gününde Resmi Gazete yayımlanamazken, 2009 yılından bu yana hizmetin gerektirdiği durum ölçütü ile, bu günde de, yayım yapabilme olanaklı kılınmıştır.
29 Ekim 2016 tarihinde yayımlanan Resmi Gazete'ye bakıldığında ise, 18-25 Ekim 2016 tarihleri arasında TBMM'de kabul edilen üç yasanın ve iki olağabüstü hal KHK'sının yer aldığı görülmektedir.
Olağanüstü hal KHK'ları, olağanüstü hal gereklerini aşmakta, hatta yasalarda kalıcı değişiklikler yapan, böylece olağanüstü hali süresiz kılan nitelik te taşımaktadırlar. Bunların bir an önce hem de bir Cumhuriyet Bayramı günü Resmi Gazete'de yayımlanmasındaki "hizmetin gerektirdiği durum" nedir sorusu yanıtsız kalmaktadır. O yanıt, artık Cumhuriyetin hukuk devleti niteliğinin etkin olarak devrede olmadığıdır.
Bu yasalardan ilki ise, 667 sayılı (ilk) olağanüstü hal KHK'sının yasa olarak kabulü hakkındaki yasa, diğeri Sudan Hükümeti arasındaki bir anlaşmanın uygun bulunduğuna ilişkin yasa, sonuncusu ise 15 Temmuz'un genel tatil günü olarak kabulü ve de Kazan ilçesinin adının da Kahramankazan olarak değiştirilmesi hakkındaki yasadır. Bunlardan her üçü de, ivedilik taşımayan konular olup, 29 Ekim günü bu yasaların resmi gazete yayımlanarak, 29 Ekim günü yürürlüğe konulmalarındaki hizmetin gereğinin ne olduğu konusu son derece dikkat çekicidir.
O tartışma, bir Cumhuriyet geleneği de yıkılıp Cumhuriyet Bayramında çıkartılan Resmi Gazete ile, Cumhuriyet Bayramına koşut olarak 15 Temmuzun da genel tatil ilan edilmesi, Kahramanmaraş ad değişikliğine koşut olarak Kahramankazan adı değişikliğinin yapılması ve bunların neden bir Cumhuriyet Bayramındaki resmi gazete ile yayımlanarak, bir Cumhuriyet Bayramı günü yürürlüğe sokulduğu yolundadır.
Cumhuriyet'e sahiplenmeyen, Cumhuriyete ve her türlü niteliklerine, ilke ve değerlerine ve yine Cumhuriyetin her türlü manevi değerlerine saldıran AKP, bu yolla yine Cumhuriyetin manevi değerlerini gözetmemiştir. Cumhuriyetin dışına çıkıp, adım adım ve de adını koymadan başka bir şey inşa etmektedir.
***
AKP, Cumhuriyet yerine bir kuruluş ve kurtuluş olarak 15 Temmuz'u ifade etmektedir.
Yaptığı bu işlemlerin Cumhuriyet Bayramının olduğu bir güne denk getirilmesi anlamlıdır.
Kutlu Doğum Haftasının, 23 Nisan'ın olduğu haftaya sabitlenerek kutlanmaya başlanmasından sonra, bu son durum ise ayrı bir boyut olarak karşımıza çıkmıştır.
Bu tablodan görülen, iktidar; Cumhuriyetle, değerleriyle ve gelenekleriyle kendisini bağlı görmeyip, bunları sıradanlaştırmaya koyulmuştur. Elindeki kamu gücüyle ayrıca saldırılarını da sürdürmektedir.
Her ne olursa olsun, Cumhuriyet bütün değerleriyle sonsuza kadar yaşatılacaktır.