Işın Toymaz / Stuttgart
Die Welt gazetesi bugün, 'FETÖ'den tutuklu Ahmet Altan’ın resminin ve adının yanı sıra #Free them all hashtag’inin yer aldığı bir afiş ile özgeçmişini yayınlayarak “Deniz Yücel serbest bırakıldı ama ardında yüzden fazla tutuklu gazeteci kaldı. Unutmuyoruz, aksine onların kaderini hatırlıyoruz. Bugün: Ahmet Altan“ açıklamasını yaptı.
Die Welt kampanyanın ikinci gününde ise Ahmet Altan'la aynı davadan yargılanan ve Altan gibi 'ağırlaştırılmış müebbet' alan Nazlı Ilıcak ile sürdürdü.
Her gün bir gazetecinin adı, fotoğrafı ve özgeçmişinin paylaşılacağı bildirilen açıklamada özetle şöyle denildi:
“Deniz Yücel tam 368 gün boyunca gökyüzüne demir parmaklıkların ardından baktı. Hatta hücresinin de yer aldığı avlunun üzerinden bile dikenli teller geçiyordu. Bir mahkum manzarayı ''Anlaşılan bulutlara dokunmamız istenmiyor’ diye yorumlamıştı. Deniz geçen Cuma’dan bu yana özgür. Ancak dünya çapında yüzlerce gazeteci cezaevinde. Tek suçları Deniz gibi mesleklerini tutku ile yapmak. Demokrasinin olduğu bir ülkede bu çok normal. Ancak Türkiye gibi bir ülkede rizikolu. Meslektaşlarımız bu rizikoyu görmelerine rağmen, korkmadan mesleklerinin gereğini yerine getirdiler. Basın özgürlüğü için kendi özgürlüklerini feda ettiler.
Deniz’in tekrar aramızda olmasını siyasetçilere, medya yöneticilerine ve geniş bir şekilde destekleyen önemli bir kitleye borçluyuz. Gün be gün Deniz’i hatırlattılar. Şimdi biz, portrelerini yayınlayarak, hala tutuklu olanları sürekli hatırlatacağız.?"
Die Welt'in paylaştığı afişler şöyle:
'DENİZ GİTTİ AMA KAVGAMIZ BİTMEDİ'
Avrupa Türk Gazeteciler Birliği (ATGB) de Die Welt Gazetesi Türkiye Muhabiri Deniz Yücel’in tahliye kararına ilişkin bir basın açıklaması yayınladı.
Açıklamada Deniz Yücel’in serbest bırakılmasını selamladıklarını ve sevinçle karşıladıklarını bildiren ATGB yönetim kurulu üyeleri “Deniz gitti ancak mücadeleye devam“ mesajı verdiler.
'DENİZ’İN ÖZGÜRLÜĞÜNE KAVUŞMASI BİZE DE MORAL OLDU'
ATGB’nin konuya ilişkin mesajı şöyle:
“Mesleğini yaptığı için içeride kaldığı tek bir gün bile Türk adalet ve demokrasi tarihine kara leke olarak geçecek olan Deniz Yücel’in tutuklu yargılanmasına son verilmesi yurt dışında görev yapan bizlere de moral oldu. Türkiye-Almanya arasındaki krizin simgesi haline gelen, Türkiye’deki tutuklu gazetecilerin durumuna projektörlerin çevrilmesine yol açan Deniz Yücel’in tutukluluğuna son veriliş şekli de tıpkı tutuklanış şeklinde olduğu gibi yargının siyasetin emrinde işlediğini somut bir şeklide ortaya koydu.
Türk Alman Hükümetlerinin üst düzey görüşmelerinin hemen ardından Deniz Yücel’in serbest bırakılmasının, Welt’in Türk kökenli muhabirinin siyasi rehine olarak tutulduğunu gözler önüne serilmesini Avrupa’da görev yapan Türk gazeteciler olarak utanarak ve kaygıyla izliyoruz. Bundan sonra yargılanmasına ise tutuksuz devam edilecek.
Ancak Türkiye’deki cezaevlerinde 150 gazeteci daha özgürlüğüne kavuşmayı bekliyor.
Almanya Başbakanı Angla Merkel bugün Türkiye’de tutuklu olan Alman vatandaşlarının yargı süreçlerinin hızla görülmesini umduğunu söyledi.
'MERKEL SÖZÜNÜ TUTSUN'
Başbakan Merkel’in 'Birçokları gibi ben de Deniz Yücel’in bugün hapishaneden çıkabilmesinden memnuniyet duyuyorum. Belki Yücel kadar tanınmış olmayan çok sayıda başka kişi daha tutuklu ve onların da hızlı, anayasaya uygun yargı süreçlerinden geçmesini umuyorum' sözlerini selamlıyoruz.
Türkiye’deki basın ve ifade özgürlüğü ihlalleri ve muhalif sese baskıya karşı Almanya’nın Deniz Yücel özgürlüğüne kavuştuktan sonra da aynı şekilde yaptırım uygulayıp, tavrını sürdüreceğine inanıyoruz.
Avrupa’da çalışan Türk kökenli gazeteciler olarak Deniz Yücel’in serbest bırakılmasının bizi umutlandırdığını belirtiyor, bütün meslektaşlarımız serbest bırakılana kadar basın özgürlüğü mücadelemizi sürdüreceğimizi bildiriyoruz."