Amerika'dan Çin'e, Avrupa'dan Afrika'ya, Avustralya'ya kadar milyonlarca dolara pazarlanan, bir buçuk milyar futbolseverin izlediği "dünya derbimiz" Fenerbahçe - Galatasaray maçı dün akşam futbol olarak hiçbir olumlu iz bırakmazken gol adedi de sıfırdı, heyecan derseniz ancak son 15 dakika... Peki, ulusça biz ne zaman
kendi kendimize böbürlenme huyundan vazgeçeceğiz?
Maçın ilk bölümünde hücumda en büyük silahlardan biri olan "for check-in" , yani önde baskıyı Fenerbahçe biraz uygularken, Galatasaray aklına bile getirmedi.İki taraf adına da ilk kanat atağı 23. dakikada yapıldı ve Soldado'nun gollük şutunu Serdar engelledi.Devre boyunca 2. bölge dediğimiz orta alan kilitlendi, sebebiyse iki tarafın da rakiplerini adam markajına almasıydı.
Galatasaray takımı savunması ayağa pas yaparak çıkamayınca oyun kurmakta çok zorlandı, 45 dakika boyunca hızlı ataktan Gomis ile birbirinin kopyası iki pozisyon buldu, ikisi de çaprazdan auta gitti.Fenerbahçe ise ikinci pozisyonunu 41 de Mehmet Ekici'yle buldu
ve Muslera'ya takıldı.
İlk yarıda dikkatimi çeken diğer unsurlar; Muslera'nın daha 35'de vakit geçirmeye yönelik hareketleri, tempoyu düşüren bıktırıcı yan paslar ve hakem Bülent Yıldırım tarafından 3'ü Fenerbahçe'ye, 2'si Galatasaray'a toplam 5 sarı kartın es geçilmesiydi.
İkinci devreye taraflar biraz daha kıpırdanarak başladı ve arka arkaya pozisyonlar oluştu..48 de aynı saniye içinde Rodrigez ve Gomis'in kaçırdıkları, 56 da Serdar Aziz'in Soldado'ya çektiği "el ensenin" penaltıyla değerlendirilmemesi, 59 da Nagatamo füzesinin Volkan tarafından kurtarılması, 65 de Alper in uygun durumda kafa topunu Muslera'nın kucağına atması dikkat çekici anlardı.70'li dakikalarda iki takımın yaptığı oyuncu değişiklikleri Fenerbahçe baskısının artmasına yol açtı, bunda en büyük pay Alper'in ve oyuna çok geç alınan Valbuena'nındı.Oyunun son 10 dakikası tarafların oyun disiplininden koptuğu ve büyük savunma hatalarından doğan 2'şer adetten toplam 4 gol pozisyonu bulduğu bölümdü, kim atsa sanki maçı alıp götürecekti..
Sonuç olarak bu futbol fakiri maçı Fenerbahçe son 15 dakikalık performansıyla rakibinden biraz daha fazla hak etti, hakem kararların da çok dezavantajlıydı, biri kesin, biri tartışılır 2 penaltısı çöpe gitti, 90+3'de Tolga Ciğerci iyi vursa maçı da kaybedebilirdi.Galatasaray bu beraberlikle bence bir rakibini şampiyonluk yarışının dışında bıraktı, bu bardağın dolu tarafı, boş tarafıysa bu akşam Başakşehir- Beşiktaş maçının galibiyle puan farkı
bire inecek, üstelik ikisiyle de oynayacak.
Dün akşamki maçın tek olumlu yönü gerginlikten uzak, centilmenlik içinde geçmesiydi, bu da bir kazançtır diye düşünüyorum.Bir de tespit; uzun zamandır Beşiktaş - Galatasaray derbileri kaliteli, Beşiktaş -Fenerbahçe derbileri ise heyecanlı geçiyor, üstelik ikisi de dünya derbisi değil, bilmem katılır mısınız?