Erdebil’de 'Muharrem' belgeseli üzerine (2)

Ali Rıza ÖzkanErdebil’de Muharrem belgeselimiz çok kısa bir süre sonra izleyicisi ile buluşacak. Ben de iki yazı ile bu belgeselin çekim aşamalarını ve arka planında olan düşünceyi açıklamaya çalıştım. Çünkü, sanat...

Ali Rıza Özkan

Erdebil’de Muharrem belgeselimiz çok kısa bir süre sonra izleyicisi ile buluşacak. Ben de iki yazı ile bu belgeselin çekim aşamalarını ve arka planında olan düşünceyi açıklamaya çalıştım. Çünkü, sanat için genel geçer bir kavram olsa da, eserin mayalandığı düşünsel yatak, her belgeselin nihaî hedefini de anlamamızı sağlar. O halde, okuyucu haklı olarak şu soruyu soracaktır: Niçin bir Muharrem Yası belgeseli ve niçin Erdebil?

Sorunun birinci kısmını şöyle cevaplayabilirim:

Muharrem Yası, İslâm dünyasının yaşadığı en büyük haksızlığa karşı Müslümanların ortak anısını canlı tutan, bu faciadan ders alarak, tüm insanlığı haksızlıklara karşı direnmeye çağıran ve mazlumların birliğini ve dayanışmasını güçlendiren bir eylemdir.

Bilindiği gibi, İslâm peygamberi Muhammed bin Abdullah 632 yılında yaşama veda etti. Kerbala faciası ise 680 yılında yani, Peygamberin ölümünden tam 48 yıl sonra gerçekleşti. İlk halife Ebu Bekir sade 2 yıl, Ömer 10 yıl, Osman 12 yıl ve Ali ise 5 yıl halifelik yapabildiler.

661 yılında Ali’nin katledilmesinden sonra oluşan kargaşa ortamı, Şam’da hükümdarlık kurmuş olan Muaviye’nin İslâm dünyasında hâkim olan yerinden yönetim anlayışının terk edilmesi ve saltanata dayalı bir yönetimin kurulması ile sonuçlandı. Hatta, Hz. Ali’nin büyük oğlu Hasan’ın da 670 yılında zehirlenerek öldürülmesinden sonra, eline geçirdiği büyük ekonomik ve askeri gücü kesinlikle paylaşmaya niyetli olmayan Muaviye bin Ebu Süfyan’ın 680 yılında Peygamber soyunu ortadan kaldırmaya karar vermesine yol açtı.

“Kerbala faciası'' olarak İslâm tarihinin unutulmaz yasına dönüşen bu katliam, Ortadoğu’da savaş ve talanla elde ettiği zenginliğin üzerine kurduğu saltanatını korumak ve sürdürmek için Hz. Muhammed’in ailesini dahi gözünü kırpmadan, soğukkanlılıkla katletmeye karar veren bir savaş ağasının İslâm’ın tanıdığı hakları kullanmak isteyen ve bu nedenle Hz. Hüseyin’in çevresinde toplanan mazlum ve yoksul halka zulmünün ifadesidir.

Peki, niçin Erdebil?

Erdebil Türklerin tarihinde çok önemli bir yer işgal ediyor. Kentin Türk tarihi üzerine araştırma yapanların gözden kaçırdığı önemi, Türklerin Orta Asya’dan Batı’ya, Anadolu’ya göçleri esnasında, hem siyasi anlamda ve hem de manevi anlamda yenilendikleri bir mekân olmasında yatıyor. O nedenle, Erdebil’de canlı yaşanan Türk kültürünün de bilimsel akademik araştırmaları için hayati derecede önemli olduğunu düşünüyorum. Türklerin İslâm uygarlığı ile karşılaştıkları ve bu uygarlıkla bütünleşip, kendi özgün katkılarını ekledikleri alan Erdebil’dir.

Yanlış anlamaya meydan vermemek için ekleyeyim. Elbette, Ahmet Yesevî ve yanında pişen Anadolu ve hatta Balkanlara kadar gelen müritleri Erdebil’de yeşeren yeni uygarlığın da oluşmasına katkı sunmuşlardır. Ancak, burada bir düşünceden değil, bir kentten söz ediyoruz. Erdebil’in bir düşünce, inanç ve siyasi merkeze dönüşmesi ile İslâm dünyası ve uygarlığına katkısından söz ediyoruz.

Türkler İslâm’ı kabul ettikleri ilk günden itibaren hiçbir şekilde Muaviye ve onun oğlu Yezid taraftarı olmadılar. Hatta, daha da ileri giderek, İslâm içerisinde taraftarları milyonlarla ifade edilen Alevilik-Kızılbaşlık-Bektaşilik gibi bir kolun oluşmasında başat rol oynadılar. Şiilik’ten sonra Ehlibeyt taraftarları arasında en önemli ikinci yol olan Alevilik-Kızılbaşlık-Bektaşilik içerisinde Hz. Ali, Hz. Hüseyin sevgisi her zaman olduğu gibi bugün de aynı duygu yoğunluğu ile yaşatılmaktadır.

Türkler arasında Ehlibeyt sevgisinin ve taraftarlığının Anadolu’daki merkezi Hace Bektaş Velî’nin dergâhını kurduğu Suluca Karacahöyük olmuş, Horasan’da ise, bu görevi Erdebil üstlenmiştir. Erdebil, sadece Ehlibeyt sevgisinin ışığını yayan bir manevi merkez olmakla kalmamış, Erdebil Vilayet Kültür Bakanı Sayın Dr. Kerim Hacızade’nin ifadesi ile “mazlumların ve ezilmişlerin özgürlük ve adalet için mücadelesinin de merkezi'' olmuştur.

Tüm bu faktörleri bir araya getirdiğimizde, niçin Erdebil’de Muharrem Yası törenlerinin belgesel filmini çekmek son derece önemlidir, sorusunun cevabı ortaya çıkacaktır, diye düşünüyorum.

Ne diyelim: Hizmet bizden, takdir seyirciden.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

ABC Kritik Haberleri

100. Yıl törenleri ve Cumhuriyet'i sahiplenme
Merve Dizdar, teşekkür konuşmasında Erdoğan'a övgüler sıraladı, ne olurdu?
Mitingi kalabalık göstermek için hangi hileleri deneyip yakalandılar?
İşte 4 Şubat 2022 tarihli Resmi Gazete'deki karar
Atatürk, İnönü, Özal ve Demirel'in cumhurbaşkanlığı geçerli değil mi?