Güneydoğu illerindeki ''abluka’nın bir an önce son bulmasını talep eden 1100’ün üzerindeki akademisyen, ''Bu suça ortak olmayacağız’ denilen bir bildiri yayınlanmıştı.
Erdoğan’ın imzacı akademisyenlere yönelik “Bu aydın müsveddeleri kalkıp devletin bir katliam yaptığından bahsediyor. Ey aydın müsveddeleri, siz karanlıksınız karanlık. Aydın falan değilsiniz. Sizler oraların adresini bilemeyecek kadar karanlık ve cahilsiniz. Ama bizler kendi evimizin yolu gibi biliriz'' sözlerinin ardından adli ve idari ''cadı avı’ başlatılmıştı.
İlk olarak Prof. Dr. Baskın Oran “Bu ağır hakaretleri ne bir şahıs olarak kaldırabilirim, ne de bir bilim insanı olarak'' diyerek, Erdoğan’a dava açmıştı. Ardından Prof. Dr. Neşe Özgen, akademisyenlere yönelik sözleri nedeniyle Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’dan tazminat talebinde bulunarak şikayetçi olmuştu.
''Cumhurbaşkanı bizi hedef gösterdi’
DİHA’da yer alan habere göre Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olan Hattatoğlu, Erdoğan’a açtığı tazminat davanın gerekçesini şöyle anlattı: “Bildiri yayınlanır yayınlanmaz Cumhurbaşkanı bize hakaret etmeye, hedef göstermeye, aslında bağımsız ya da özerk olması gereken kamu kurumlarına talimat yağdırmaya başladı. Bildiriyi imzalayanlar olarak bizlerin ne ''sözde’liğimiz kaldı ne''hain’liğimiz.''
''Hakkımızı ihlal etmeyebilirdi’
Erdoğan’ın akademisyenlerin haklarını ihlal edecek biçimde konuştuğunu belirten Hattatoğlu, “Bildiriyi beğenmemiş olabilir, eleştirebilir, ama bunu bizim temel haklarımızı ihlal etmeyecek şekilde dile getirebilirdi. Yapmadı'' diye konuştu.
''Cumhurbaşkanı ve diğer yurttaşlar eşittir’
Yasalar önünde cumhurbaşkanı ve diğer yurttaşların eşit olduğunu söyleyen Hattatoğlu, “Haklarımıza saygı göstermek zorunda. Zaten kendisine açılan ilk dava, Baskın hocanın davasıydı, orada verdiği savunmada ''Düşünce özgürlüğü var’ demiş. İronik'' dedi.