Fehmi Koru yazdı: MHP lideri seçime beş kala çıkmasını beklediğim tartışmayı erkene çekti

“Liderler cumhurbaşkanlığını bir ‘heves’ olarak mı görüyorlar?” diye düşünmeden edemedim''

Muhalefetin ‘6’lı masa’ diye anılan ana gövdesini oluşturan partilerinin liderleri tarafından önceki gün açıklanan taslak anayasa metninde, cumhurbaşkanının bir defalığına yedi yıl için seçilmesi öngörülüyor. 

“Liderler cumhurbaşkanlığını bir ‘heves’ olarak mı görüyorlar?” diye düşünmeden edemedim. 

[Kenan Evren, cumhurbaşkanlığının son yılında, bir soruya cevap verirken “Biz hevesimizi aldık” demişti de, bu soru oradan aklıma geldi.]

Yanlış bir kişi kazara o makama seçilmişse neden ona yedi yıl tahammül edilsin?

Doğru bir seçim yapılmışsa, öyle biri neden bir defalığına o makamda kalsın?

Üzerinde biraz daha düşünülmesi gereken bir teklif bu.

Teklife en şaşırtıcı itiraz hiç beklenmeyecek birinden geldi.

MHP lideri Devlet Bahçeli’den…

Partisinin dün yapılan grup toplantısında her zamanki celadetiyle konuşan MHP lideri, sözü bu konuya getirip şu sözleri sarf etti:

“Cumhur İttifakı milletin ittifakıysa iki yetmez üç olsun dersek ne yapacaksınız? Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi beşer yıllık üç dönem olsa da yeni yüzyılın 25 yılını tamamen lider ülkeye doğru hızla götürsek. ‘Altılı ganyan’ duysun, bugün veya yarın, belki başka gün, nerede ne yapıyorlarsa yapsınlar, bunu yapmazsanız tarih ve millet huzurunda nankör ve inkarcı olarak anılacaksınız. Hiçbir zaman da milletimizden geçer not alamayacaksınız. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, Türkiye’nin arayıp bulduğu şifadır.”

Kendisini dinleyenler arasında uzun yıllardır aynı sıralarda oturup her salı günü yaptığı konuşmaları kaçırmayan milletvekilleri arasında, liderlerinin ‘başkanlık sistemi’ hakkında tamamen farklı görüşe dayalı konuşmalarını hatırlayanlar mutlaka olmuştur. Şimdi ‘şifa’ olduğunu duyurduğu sisteme en sert karşı çıkanların başında geliyordu Devlet Bahçeli.

[Bazı sözlerini hatırlatayım: 8 Mayıs 2012: “MHP olarak geçmiş dönemde Türkiye’nin gündemine sunulmuş olan başkanlık sistemi üzerinde görüşlerimizi çok net olarak ifade etmiştik. Türkiye’nin bugünkü siyasi, sosyal ortamı içerisinde başkanlık sistemini uygun bulmuyoruz. ‘Parlamenter sistemle Türkiye hedefe doğru yürümelidir’ düşüncesini hala paylaşıyoruz.” 11 Kasım 2016: “Anayasanın nasıl değiştirileceği anayasal hükümlerle belirlenmiştir ve bu kesindir. Filli durum ve dayatmalarla anayasanın değişeceğini iddia etmek, anayasayı rafa kaldırmak eğer gaflet değilse vahim bir art niyetlilik ve sinsi bir tezgahtır. (..) Bizim tercihimiz her zaman olduğu gibi parlamenter sistemin devamı, güçlendirilmesi, reforma tabi tutulmasıdır.”]  

Olabilir. Siyasiler için geçerli olanın, ağzından ilk çıktığında müthiş eleştirilere uğramış ama sonradan bir gerçeğin ifadesi olduğu anlaşılmış Süleyman Demirel’in “Dün dündür” özdeyişi olduğunu artık biliyoruz.

Görüşler hiçbir pişmanlık duyulmadan ve kolayca değişebiliyor siyasette.

Beni şaşırtan konuşmanın bu yönü değil; tek defalığına yedi yıl seçilme ilkesine karşı yaptığı teklif MHP liderinin…

“İki yetmez üç olsun dersek ne yapacaksınız?” diye soruyor Devlet Bahçeli…  

Tek defalığına yedi yıl değil, beşer yıllık üç dönem olsun teklifi bu.

Anayasaya göre (m. 101), “Cumhurbaşkanının görev süresi beş yıldır. Bir kimse en fazla iki defa Cumhurbaşkanı seçilebilir.”

Muhalefet bu maddeyi “Cumhurbaşkanının görev süresi yedi yıldır. Bir kimse yalnızca bir defa Cumhurbaşkanı seçilebilir” olarak değiştirmekten yana.

Devlet Bahçeli ise aynı maddeyi “Cumhurbaşkanının görev süresi beş yıldır. Bir kimse en fazla üç defa Cumhurbaşkanı seçilebilir” olarak değiştirme teklifinde bulunuyor.

Hımm, ne demek oluyor şimdi bu?

MHP lideri, seçim tarihine yaklaşıldığında açılmasını beklediğim bir tartışmayı erkenden başlatmış oluyor.

Kendisinin miting meydanlarında “Aday belli, karar net” sloganı eşliğinde partilileriyle paylaştığı cumhurbaşkanı adayının aslında aday olamayacağı yolundaki tartışmayı…

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan o makama -ilki 2014, ikincisi 2018 yılında olmak üzere- iki kez halk tarafından seçildi. Anayasanın açık ve başka bir yöne çekilmesi imkansız ifadesi yüzünden üçüncü kez aynı makama aday gösterilmesinin önünde anayasal engel var.

AK Parti yetkilileri buna karşılık hukuki olmayan bir gerekçe öne sürüyorlar. Sistem değişmiş, değişen sistemden sonraki seçilme ilk defa olarak değerlendirilirmiş, dolayısıyla yeniden aday gösterilmesi üçüncü kez değil ikinci kez sayılırmış…

Bir sözcü, “Bunu çocuklar bile anlar” dedi.

Çocuklara böyle anlatılır ve kabul ettirilebilir belki -o da belki- ama hukukçuların öyle anlaması çok zor.

Anayasanın ilgili maddeleri sistem değişikliğine yol açacak biçimde yeniden kaleme alınırken, tartışma konusu olan 101. madde, “Bu madde değişiklikten sonra yapılacak ilk seçimden itibaren geçerlidir” diye bir eke kavuşturulmuş olsaydı konu hiç tartışılmazdı.

Şimdi tartışılması ise abes. Anayasa başka türlü bir yoruma müsait olmayacak bir açıklıkta çünkü. 

MHP liderinin karşı teklifi onun da bu görüşte olduğunu gösteriyor.

Dediği doğru. “İki yetmez üç olsun” deniliyor şimdi.     

Bunu diyenlerin anayasayı bu arzuları istikamette değiştirmekten başka yolu yok.

Tıpkı ‘6’lı masa’dan çıkan yeni anayasa taslağını kaleme alanların “Beş yıllığına iki defa olmasın, yedi yıl için ve bir defa olsun” arzularının gerçekleşmesi için anayasayı yine anayasada var olan yöntemle değiştirmeleri gerektiği gibi…

Onlar bunu kapsamlı 150 sayfalık bir metinle köklü biçimde gerçekleştirmeyi düşünüyorlar; Cumhur İttifakı da, eğer Tayyip Erdoğan’ı gerçekten yeniden aday göstermek niyetindeyse, aynı yola başvurmak zorunda…

Anayasa değişikliğini gerçekleştirmekten başka bir çareleri yok.

Bahçeli‘nin dediğini bir kez daha okuyalım:

“Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi beşer yıllık üç dönem olsa da yeni yüzyılın 25 yılını tamamen lider ülkeye doğru hızla götürsek.”

“Şu anda beşer yıllık iki dönem” demenin kibarcası bu.

İyi de, seçim zamanında yapılacak olsa önümüzde yalnızca yedi ay var. Bu kadar kısa sürede tek maddelik bile olsa bir anayasa değişikliğini gerçekleştirebilmek imkansız.

Muhalefet milletvekilleri öyle bir değişikliğe oy vermezler; yani değişiklik teklifi Meclis’ten geçmez.

Ne olacak şimdi?

Bekleyelim ve ne olacağını birlikte görelim.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.