Haddinizi bilin Bank Asya müşterisi ve fethullahçı Nagehan hanım!

“…Bu tespit ve açıklamalar bağlamında, Genelkurmay Başkanlığı ve Jandarma Genel Komutanlığının yazılarında Ergenekon örgütünün varlığına ilişkin bilgiler bulunmadığı, Milli İstihbarat Teşkilatı Müsterşarlı'ğına...

“…Bu tespit ve açıklamalar bağlamında, Genelkurmay Başkanlığı ve Jandarma Genel Komutanlığının yazılarında Ergenekon örgütünün varlığına ilişkin bilgiler bulunmadığı, Milli İstihbarat Teşkilatı Müsterşarlı'ğına örgüte ilişkin bilgilerin, istihbarat niteliği bulunmayan ihbarlar, eklerinde gönderilen dijital deliller ve açık kaynaklarla sınırlı olduğu, Emniyet Genel Müdürlüğü yazısına göre ise örgüte ilişkin bilgilerin ilk defa bu soruşturma ve dava kapsamında ortaya çıkmış olduğu belirtilmesine rağmen, Emniyet Genel Müdürlüğü yazısının kabule esas alındığı mahkeme kararında, örgütün nerede, ne zaman, kim ya da kimler tarafından ne amaçla kurulduğunun somut olarak ortaya konulmadığı, örgütün mahkemece kabul edilen büyüklüğü karşısında, dokümanların örgütün varlığını açıklamak için yeterli olmadığı, örgüt faaliyeti kapsamında daha önce işlenmiş suçların ortaya konulamadığı, sanıkların örgütle nerede ne zaman kimler vasıtasıyla organik ilişki kurdukları açıklanmadan ve somut delilleri ortaya konulmadan dokümanlarda yazılı soyut cümlelere atıf yapılarak örgütle bağlantılarının kurulduğu; örgüt hiyerarşisinde konumları somut olarak ortaya konulmadığı gibi, kabul edilen şekliyle departman/hücreler arasındaki köprü elemanları ve irtibatın ne suretle sağlandığının da ortaya konulamadığı; örgüt hiyerarşisinin ve köprü elemanların ortaya konulmamasının henüz örgüt hiyerarşisinde yer alan kişiler ile köprü elemanlarının belirlenememiş olması gerekçesi ile açıklanamayacağı; mahkemece kabul edilen şekli ile hiyerarşisi ortaya konulamayan örgütün, sevk ve idaresinin mümkün bulunmadığı gibi kendisini de gizlemesinin mümkün bulunmadığı; Türk Silahlı Kuvvetleri içinde kurulu olmakla birlikte sivil yapılanmaya da sahip olduğu ve 1971 yılında da var olduğu kabul edilen örgütten, Milli İstihbarat Teşkilatı, Genelkurmay Başkanlığı, Jandarma Genel Komutanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü ile Türk Silahlı Kuvvetleri Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök'ün dahi örgütün varlığından haberdar olmamasının olağan kabul edilemeyeceği, keza varlığı kabul edilen bu örgütün diğer terör örgütlerini yönetip yönlendirdiğine dair delil bulunmadığı; örgütün varlığına esas alınan bazı delillerin hukuka aykırı delil niteliği taşıdığı; örgütün varlığına kanıt kabul edilen deliller ile ilgili hükümden sonra ortaya çıkan bilirkişi raporları ve beraat kararları da gözetilerek, sanıkların dosya kapsamındaki atılı suçlara ilişkin somut delillere dayalı eylem ve faaliyetleri ile bu eylem ve faaliyetlerindeki irtibat ortaya konulduktan sonra, varsa iştirak iradesini aşan hiyerarşik bir yapılanmanın bulunup bulunmadığı ile bu yapıdaki konumları, bir ya da birden fazla oluşum ya da örgüt niteliğinde olup olmadığı; yine dosya kapsamındaki delil ve eylemlerle ilişkilendirilerek, varsa örgüt ya da örgütlerin nitelikleri de belirlendikten sonra, sanıkların eylem ve faaliyetleri ile örgütteki hiyerarşik ilişkileri somut delillerle ortaya konulup, hukuki durumlarının buna göre tayin ve takdiri gerektiğinin gözetilmemesi usul ve yasaya aykırıdır.''

Yukarıda yer alan yazı, bu ülkenin yüksek mahkemelerinden birisi olan Yargıtay’ın 16.Ceza Dairesi’nin, Ergenekon soruşturmaları kapsamında ''Ergenekon Terör Örgütü’ olduğuna hükmeden ve Fethullahçı hakimler tarafından idare edilen İstanbul 13.Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararını bozduğu karardan. Yani Yargıtay diyor ki, ''Ergenekon Terör Örgütü Yoktur’.

Bank Asya müşterisi ve Fethullahçı gazetecilerden Nagehan Alçı bugün bir şeyler karalamış. Zaten genelde tek yetisi karalamak ya neyse. Demiş ki, ''Aysel Tuğluk’un annesi Hatun Tuğluk’un cenazesindeki provokasyon, Türkiye’nin düşmanı Ergenekon Terör Örgütü’nün yeniden sahneye çıkışı ve mevcut ortamda rol kapma hamlesi gibi görünüyor''. Yukarıda Yargıtay’ın aldığı karar açık ve net. Yani Bank Asya Müşterisi Fethullahçı Nagehan Hanım öncelikle ''yargıya hakaret’ suçu işliyor. Bunu cebimize koyalım ve devam edelim kendi iddialarımızın kanıtlarına. İlk iddia, yani Bank Asya müşterisi olduğu zaten kendisi tarafından da kabul edilen bir gerçeklik. Yalısının kredisi için Bank Asya’ya başvurmuş ve kredi çekmiş. Bankacı arkadaşlar bilecektir, kredi çekerken bankanın bütün yan ürünlerini de kullanmaya başlarsınız, dolayısıyla hanımefendinin Bank Asya müşterisi olduğu su katılmamış bir gerçek.

Gelelim Fethullahçılığı’na. Yine arşivler sağ olsun bu hususta bizi yanıltmıyor. 15 Mart 2012, hanımefendinin Akşam Gazetesindeki köşesinden;

“Peki gizliden gizliye bir çok medya mensubunun istediği ve Ertuğrul Özkök'ün dile getirdiği arzunun Türkçesi ne? Şu: 'Komplo' dedikleri Ergenekon soruşturmasını yürüten yargı ve emniyet mensuplarıyla o kişileri yönettiklerini düşündüklerinin içeri girmesi. Yani soruşturmayı yürüten Ali Fuat Yılmazer, Tufan Ergüder, Mutlu Ekizoğlu, Hüseyin Çapkın gibi emniyet mensupları. Yani Zekeriya Öz, Cihan Kansız, Fikret Seçen, Turan Çolakkadı gibi savcılar. Bu emniyetçileri, savcıları, hakimleri  'Fethullahçı suç örgütü' olarak görüyor Ertuğrul Özkök. Bunu yakın çevresine zaten söylüyordu, şimdi yazısında da kendini tutamamış ve düşüncelerini açık seçik ortaya koymuş. Bu suç örgütünün bir numarası olarak haliyle Fethullah Gülen'i görüyor. Ucu Fethullah Gülen'e uzanacak çok büyük bir operasyonunun hayallerini kuruyor.''

Herhalde Arif’e tarif gerekmez, Nagehan Hanım bu satırları ile çok açık ve net bir şekilde ''terör örgütü üyesi olan suçluları övme’ suçunu işliyor. Zira saydığı isimlerin birçoğu FETÖ üyeliğinden ya hapiste ya firarda. Aynı örgütün elebaşı Fethullah Gülen gibi. Yine o günlerde bu kez Fethullahçı örgütün yayın organı STV’ye çıkan Nagehan Hanım diyor ki;

“Çünkü bakın Fetullah Gülen’i kendi vatanından uzak tutan şartlar neydi o şartlar bugün Türkiye’de hiç biri yok.  Belki kurumsallaşma anlamında bir takım noktalarda daha atılacak adımlar var ama Fetullah Hocaefendi’yi Türkiye’de yaşayamaz hale getiren insanlar bugün yargı konusu yapılıyorlar onu görmek lazım. Dolayısıyla artık bu kadar milyonların gönlünde taht kurmuş bir ismin kendi vatanından uzak durmasının anlamsız olduğunu düşünüyorum ben''.

Lafı uzatmaya pek gerek yok, şu anda Aysel Tuğluk’un annesindeki cenazeye benzer faşizan hareketlerin büyük çoğunluğu bizzat Fethullahçılar tarafından Ergenekoncu diye addedikleri vatansever Atatürkçülere yıkılmak isteniyor. Dileyenler Fethullahçı sosyal medya trollerin hesaplarından bu minvalde twitler okuyabilir. Nagehan Alçı da aynı onların ağzından konuşmuş bir nevi terör örgütünün elebaşı Fethullah Gülen’in sözcülüğünü yapmıştır. Yukarıda hanımefendinin suç unsuru teşkil edebilecek eylem ve söylemlerini ortaya koydum. Kendisine söyleyebileceğim tek şey, haddini bilmesi olacaktır. Bu ülkenin onurlu savcılarına da seslenmek isterim, böylesi bir terör örgütü sempatizanı hakkında bir işlem yapmayı düşünüyor musunuz?

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

ABC Kritik Haberleri

100. Yıl törenleri ve Cumhuriyet'i sahiplenme
Merve Dizdar, teşekkür konuşmasında Erdoğan'a övgüler sıraladı, ne olurdu?
Mitingi kalabalık göstermek için hangi hileleri deneyip yakalandılar?
İşte 4 Şubat 2022 tarihli Resmi Gazete'deki karar
Atatürk, İnönü, Özal ve Demirel'in cumhurbaşkanlığı geçerli değil mi?