Hamaset Dili, Rakamların Dili...

Prof. Dr. Taner TimurSiyasetin iki dili var: Hamaset dili ve rakamların dili.. Bizde çoğu kez birincisi hakim oluyor.. Bugünkü perişan halimizin nedeni de genellikle bu! Çağımız, “hamaset çağı'' değil. Oysa bugün Dışişleri...

Prof. Dr. Taner Timur

Siyasetin iki dili var: Hamaset dili ve rakamların dili.. Bizde çoğu kez birincisi hakim oluyor.. Bugünkü perişan halimizin nedeni de genellikle bu! Çağımız, “hamaset çağı'' değil. Oysa bugün Dışişleri Bakanı yine hamaset dilini konuşturdu; Avrupa’ya meydan okudu ve Almanya’yı nasıl hizaya getirdiğimizi anlattı. Söylediği şuydu: “Şimdi Almanya yumuşadı (...) Pozisyonundan geri adım attı; hatasını anladı da diyebilirsiniz, bunun ilişkilerimize vereceği zararı da.. Bu zararın sadece Türkiye'nin değil, daha fazla onların da aleyhine olabileceğini gördü de diyebilirsiniz. Hatadan dönmesi doğru''. Hollanda’yı ise açıkça tehdit etti ve “ağır yaptırımlar''dan söz etti.. Oysa ilerleyen saatlerde Hollanda’nın bu “rest''i görüp Çavuşoğlu’nun girişine izin vermediğini öğrendik; şimdi de bizden çok Hollanda’yı sarsacağı söylenen “yaptırımları'' bekliyoruz.. Oysa kuşku yok ki Hollanda bu adımı Almanya’nın da yeşil ışığıyla attı ve yakında onlara karşı da “yaptırımlar'' gündeme gelebilir!
***
Hamasi dil böyle. Şimdi de rakamların diline geçelim. Örneğin önce dış ticaretteki duruma bakalım ve diyelim ki Alman ve Hollanda mallarına karşı kampanya açıyoruz.. Tabii bu karşılıklı olur ve gerginlik tırmandıkça durum giderek hukuki veya fiili ambargoya da dönüşebilir.. Peki bu konuda rakamlar ne diyor? Almanya dış ticarette en önde gelen partnerlerimizden biri. 2015 yılı toplam ihracatı 1 508 milyar dolar. Bunun sadece 24 milyarı Türkiye’ye.. Aynı yıl ihracatı 567,4 milyar dolar olan Hollanda ise Türkiye’ye sadece 6,2 milyar dolarlık mal satmış.. Buna karşılık Türkiye’nin bu ülkelere ihracatı biraz daha az, fakat tüm ihracatımız içinde çok daha büyük oranlar teşkil ediyor.. Örneğin Almanya’dan ithalatımız, bu ülke ihracatının 1/63’ü kadar.. Buna karşılık Almanya’nın bizden ithalatı (21 milyar dolar) toplam ihracatımızın kabaca 1/7’si.. Turizm gelirleri de cabası.. Kısaca rakamların dili bu; böyle bir “restleşme''den kimin daha zararlı çıkacağı da belli oluyor..
* * *
Ama, diyeceksiniz, kuru “rakam''ların dili yetmez; bir de onur meselesi var; ulusal onur meselesi.. Elbette doğru; doğru ama o da çift taraflı işliyor; bizde onur var da onlarda yok mu? Bu konularda nalıncı keseri gibi hep kendi tarafımıza yontamayız. Yontmaya kalkarsak, o zaman da rakamların dili konuşmaya başlar. Şahsen dış basını yakından izleyen biriyim; hiçbir batılı devlet adamının Erdoğan yönetimini “Nazizm'' ile “faşizm'' ile suçladıklarını görmedim. Buna karşılık Erdoğan ve bakanları, Alman yöneticilerin yargılanmaları gerektiğini bile söylediler. Ve bu hamasi söylemle sonunda vardığımız nokta da ortada!
* * * 
Tuhaftır, tam da bu “varılan nokta''yı A. Dilipak dünkü yazısında (Yeni Akit) çok güzel özetlemiş: “Nerede ise, diyor, bölgede Türkiye’ye karşı ABD, AB, Rusya, İsrail, Vatikan, İran, Esad, PKK, HDP, FETÖ, PYD ortak cephe oluşturdular.. Aralarına bir de DAEŞ’i alsalar bu halka tamamlanacak!''. Gördünüz mü, Türkiye, aralarında tonla kavga ve çekişme alanı olan bu kadar aktörü bir “cephe'' halinde birleştirmiş ve karşısına almış! Doğrusu az başarı sayılmaz! Bunu bir de DAEŞ başarmış! Güzel de bizi bu noktaya hangi iktidar, hangi söylem getirdi? Güdümlü basının bunu sorgulayacak ne cesareti ne de fikir haysiyeti var.. "Biz kıskanıyorlar; bizden korkuyorlar!" diyor; nefreti, dümanlıkları körüklüyor, başka birşey yapmıyor. Sadece bu hamasi ve demagojik söylemin kısa vadede kârlı olacağını biliyorlar; hepsi o kadar! Haksız da sayılmazlar.. Baksanıza Kılıçdaroğlu, TÜSİAD, “Ulusalcı''lar vb bile şahlandı ve şimdiden mevzilerini aldılar.. Yakında “nerede yaptırımlar?'' diye iktidarı sıkıştırmaya başlarlarsa hiç şaşmayalım. Ne de olsa bu ülkede herkes “antiemperyalist''!? Kısaca AKP taktikte gayet başarılı; fakat stratejide sıfır! Yine de şunu unutmasınlar: Artık taktik cambazlıkların da sonuna gelmiş bulunuyoruz..

Not: Yazı Prof. Dr. Taner Timur'un Facebook hesabından alıntılanmıştır

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

ABC Kritik Haberleri

100. Yıl törenleri ve Cumhuriyet'i sahiplenme
Merve Dizdar, teşekkür konuşmasında Erdoğan'a övgüler sıraladı, ne olurdu?
Mitingi kalabalık göstermek için hangi hileleri deneyip yakalandılar?
İşte 4 Şubat 2022 tarihli Resmi Gazete'deki karar
Atatürk, İnönü, Özal ve Demirel'in cumhurbaşkanlığı geçerli değil mi?