Ergin yazısında, "Her yıl 15 Temmuz’un yıldönümü, Türkiye’nin bundan altı yıl önce hedef olduğu darbe girişimi üzerinde hafızalarımızı tazelemek, bu hadisenin bir muhasebesini yapmak bakımından yararlı bir vesile yaratıyor. Gelgelelim, bu yıldönümlerinde siyasi alanda 15 Temmuz üzerinde yaşanan ayrışmanın her yıl biraz daha derinleşmekte olduğuna da tanıklık ediyoruz. Darbe girişiminin fiilen gerçekleştiği gün ve hemen sonrasındaki günlere döndüğümüzde, Türkiye’de büyük bir dayanışmanın vücut bulduğunu görüyoruz. 15 Temmuz gecesi kalkışma sırasında TBMM’nin açık tutularak, F-16 savaş uçaklarının Meclis’i bombalamasına rağmen iktidar ve muhalefet milletvekillerinin bu saldırıya karşı birlikte sergiledikleri direniş, şimdiden Türkiye’de demokrasi tarihinin en değerli sayfalarından biri olarak kayda geçmiştir.Buna karşılık, sonrasında neredeyse her yıldönümünde iktidar ile muhalefet arasında 15 Temmuz’a bakışa ilişkin makasın kademe kademe açılmakta oluşunu da izliyoruz." düşüncesini dile getirdi.
Ergin şu ifadeleri kullandı:
"Sonuçta altıncı yıldönümünde, 15 Temmuz darbe girişiminin, Türk siyasetinde başlangıçta izlediğimiz üzere geniş bir mutabakatın konusu olmaktan çıkıp, ülkedeki yaygın kutuplaşmanın unsuru olan bir ayrışma alanı haline gelmekte olduğunu görüyoruz.
İstanbul’da Yenikapı ile Saraçhane arası, yürüyüş mesafesi kadar kısadır. Buna karşılık, siyasette bu mekânlarla özdeşleşmeye başlayan söylemler arasındaki uzaklık, mevcut koşullarda kapatılamayacak kadar büyümektedir. Ancak tarih, kuşkusuz büyük hadiseler hakkında hükmünü verirken her zaman kendi ölçüleri üzerinden hareket etmektedir."