Ayhan Bora Kaplan soruşturmasının Gizli Tanık M7’si, Serdar Sertçelik, iki ayağında alçı ve bileğinde elektronik kelepçe varken, 27 Kasım 2023’te kaçmayı başardı.
Kaçmasaydı...
İhtimal, tutuklanacaktı.
Çünkü Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Mahfuz Tatar’ın 2016 yılında Ayhan Bora Kaplan’ın talimatıyla öldürüldüğü iddiasına ilişkin açtığı soruşturmada Sertçelik’i de şüpheli görüyordu.
İlk ifadesi 26 Kasım 2023’te evinde alındı.
"Doktor raporu göz önüne alınarak, gözaltına alınmaksızın ikametinde avukat huzurunda ifadesinin alınması" kararlaştırıldı.
Sertçelik’in ikinci ifadesi 45 sayfa tutuyor. Anlattıkları ikna etmemiş olacak ki...
Başsavcılık Sertçelik’in polis tarafından ambulansa bildirilerek adliyede hazır edilmesini istedi. Sertçelik, polislerin kapıyı çalmasından 20 dakika önce annesine "Pansuman için babamla hastaneye gidiyorum" diyerek, evden kaçtı.
Telefonlarını kapattı.
Aracını Pursaklar’da bırakarak, izini kaybettirdi.
Elektronik İzleme Merkezi, Sertçelik’in elektronik kelepçesini kesip attığını kaçtıktan sekiz saat sonra, 22.45 sularında mahalle karakoluna bildirdi.
İş işten geçmişti.
Sertçelik, yasadışı yollardan yurt dışına çıktı.
Şu an Yunanistan’da olduğu iddia edilen Sertçelik’in Ankara’dan İstanbul’a nasıl gittiği Ramazan Kubat ve Mustafa Çotuk’un tutuklanmasıyla aydınlığa kavuştu.
Ramazan Kubat, CHP’nin 7’nci Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun danışmanlığını yaptı.
KILIÇDAROĞLU’NUN DANIŞMANIYDI
Kubat, eski Mamak Ülkü Ocakları Başkanı.
MHP’den ayrıldıktan sonra gençlerle bağlarını korudu.
Eski CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun Mamak’a geldiği bir gün toplantısına katıldı.
Söz aldı ve Kılıçdaroğlu’nu eleştirdi. Kılıçdaroğlu, dikkatini çeken Kubat’la yakınlık kurdu.
Hatta Kubat’ın 2021 yılındaki düğününe katıldı.
Ona danışmanlık teklif edip genel merkezde oda verdi. Odanın kapısında ‘Yeniden Kuvayi Milliye Platformu’ yazıyordu.
Kubat, 14-28 Mayıs 2023’teki genel seçimlere kadar bir yıl Kılıçdaroğlu’nun danışmanlığını üstlendi. Kılıçdaroğlu’nun milliyetçilerle bazı buluşmalarını organize etti. Bu etkinlikleri karşılığında herhangi bir ücret almadığı belirtiliyor.
14-28 Mayıs’tan sonra tüm danışmanlar gibi Kubat’ın da CHP ile bağları koptu.
ŞİLE’YE BIRAKTILAR
Kubat, mahallesine ve işine döndü.
Gazi Üniversitesi Mimarlık ve Mühendislik Fakültesi’nde kantin işletiyordu.
Görüştüğü isimlerden biri de Mustafa Çotuk’tu.
Avukatı Burcu Aslan’ın iddiasına göre Kubat, geçen yıl kasım ayının sonunda Çotuk tarafından arandı. Çotuk, "Gençlerle kahvaltıda buluştuk. ‘Ramazan abi de gelsin’ diyorlar. Kahvaltıya bekliyoruz" diyor.
Kubat, kırmıyor ve kahvaltıya katılıyor.
Burada Çotuk’un yanında oturan Serdar Sertçelik’le tanışıyor.
Çotuk, kahvaltıdan sonra Kubat’a "İstanbul’a eğlenmeye gideceğiz. Sen de gel. Deniz kenarında rakı - balık yaparız" diyor.
Kubat, önce reddediyor.
Israrlar üzerine kabul ediyor.
Aynı akşam üzeri yola çıkılıyor.
Aracı Kubat kullanıyor.
Bolu’da Highwah AVM’de mola veriyorlar. Serçelik, alışveriş yapıyor. Ardından bir tesiste yemek yiyorlar. Sertçelik, bir TEKEL büfesinden yüklüce içki alıyor; yolda giderken içiyorlar.
Sertçelik’i Şile’de indiriyorlar.
Kubat ve Çotuk, o gece geri dönüyor.
ÇAKAR YOK
Avukat Burcu Aslan, Kubat’ın Sertçelik’i tanımadığını, Çotuk tarafından oyuna getirildiğini iddia ederek, şunları söylüyor:
"Serdar’ın ayağında elektronik kelepçesi ve alçı yokmuş. Hatta arama kaydı bulunmuyormuş. Bolu’da alışveriş yapıyorlar, tesiste yemek yiyorlar. Serdar, büfeden alkol alıyor. Siz olsanız araması olduğunu düşünür müsünüz?"
Avukat Aslan, aracın Kubat’a ait olduğunu ve üzerinde çakar bulunmadığını söylüyor.
ATEŞ’İN TETİKÇİSİ GİBİ KAÇTI
Bu anlatım ikna edici ve inandırıcı olmaktan çok uzak.
Mamak’ta Ülkü Ocakları Başkanlığı yapan ve Kılıçdaroğlu’nun danışmanlığını üstlenen Kubat’ın bir arkadaşının ısrarı üzerine, o gün tanıştığı kişiyi aracına alarak, İstanbul’a götürmesi hayatın olağan akışına ters görünüyor.
Eğlenmek için kasım ayı itibariyle İstanbul’un en tenha ilçelerden biri olan Şile’yi tercih etmeleri, Sertçelik’i indirip Ankara’ya dönmeleri kuşku uyandırıyor. Kubat’ın bu firardaki pozisyonu, bir iyilikten daha fazlasını düşündürüyor.
Kimi kaynaklar "Burada güç dengeleri var. Bir arkadaş dayanışması. Bundan ötürü destek vermiş" diyor.
Öte yandan Sertçelik’in kaçış yöntemi ve güzergahı Sinan Ateş’in tetikçisi Eray Özyağcı’nınkine birebir benziyor. Özyağcı da Ankara’dan İstanbul’a araçla getirilmiş ve Anadolu Yakası’na bırakılmıştı.
Özyağcı, bir aydan fazla saklandıktan sonra 6 Şubat depremini fırsat kabul ederek, Meriç Nehri’nden Yunanistan’a geçmiş, ancak Yunan askerleri tarafından yakalanarak, geri gönderilmişti.
Ateş cinayetinin azmettiricisi Doğukan Çep de Şile’de saklandığı otelde yakalanmıştı.
KİM YARDIM ETTİ??
Sertçelik’in Şile’de nerede saklandığı, Yunanistan’a nasıl ve ne zaman gittiği belirsizliğini koruyor. Firarından bir hafta önce ayaklarından vurulmuş haldeki Sertçelik’in yardım almadan ve kendi imkanlarıyla Türkiye’den kaçması mümkün değil.
Bu firar ciddi bir organizasyonu gerektiriyor. Mesele tam da burada düğümleniyor.
Sertçelik’i kimler kaçırdı?
Üyesi ve itirafçısı olduğu Ayhan Bora Kaplan’ın örgütü mü...
Yoksa suç örgütüne dönüşmüş ve yozlaşmış kimi kamu görevlileri mi?
YA KILIÇDAROĞLU GENEL BAŞKANKEN KAÇIRSAYDI...
Kılıçdaroğlu’nun yakın çevresi, Ramazan Kubat’a danışmanlık verilmesini "Tümüyle iyi niyetli bir düşünceydi" diye açıklıyor.
Eski CHP liderinin milliyetçilerle ve ülkücülerle temas kurmak için Kubat’a danışmanlık ve oda verdiği anlaşılıyor. Mamak’taki bir toplantıda başlayan ayaküstü tanışıklık, düğün davetine ve sonra danışmanlığa kadar uzanıyor. Bu özensizlik, suç örgütü üyeleriyle bağlantılı kimselerin CHP Genel Merkezi’nde makam sahibi olmalarını sağlamış.
Neyse ki bu skandal, Kılıçdaroğlu’nun CHP liderliği sırasında patlamadı.
Bir an için...
CHP Genel Merkezi’nde arama yapıldığını ve Kılıçdaroğlu’nun danışmanı Kubat’ın partideki odasından gözaltına alındığını düşünün.
CHP de Kılıçdaroğlu da bu yükün altından kalkamazdı.