Ekrem İmamoğlu’na ‘Ahmak Davası’ndan iki yıl yedi ay hapis cezası vermek kesmedi.
Terör soruşturması açmak da yetmedi.
İtalyan ressam Bellini’nin atölyesinden çıkan, Londra’daki bir müzayededen satın alınıp Türkiye’ye getirilen ‘Fatih’ tablosuna sıra geldi.
Fatih’in tablosunu biliyor olmalısınız.
15’inci yüzyıla ve Rönesans dönemine ait olduğu düşünülüyor.
Fatih’i ikinci bir kişiyle bir arada tasvir eden tablo bilimsel çalışmalarda anılan üç yağlı boya eserden biri.
19’uncu yüzyılda satıldı ve tabloyu alan aile 2015 yılına kadar koleksiyonunda sakladı.
Tablo 26 Haziran 2020’de Londra’da Christie’s Müzayede Evi tarafından müzayedeye konuldu. İBB, 935.250 Sterlin ödeyerek, tabloyu satın aldı. Ve şu an İBB’nin Saraçhane’deki binasında sergileniyor.
Partili başmüfettiş iş başında
İçişleri Bakanlığı’nın 25 Ekim tarihindeki onayı, Teftiş Kurulu Başkanlığı’nın bir gün sonraki emriyle “Fatih Sultan Mehmet’in tarihi tablosunun satın alımı” için ön inceleme başlatıldı.
Ön incelemeyi partili başmüfettiş Arif Yıldırım ve bir müfettiş yürütüyor.
Yıldırım’ı artık tanıyorsunuzdur; 2015’te AK Parti’den Mersin Milletvekili adayı oldu ancak altıncı sıraya konduğu için seçilemedi. Mesleğine döndükten sonra, partisinin cumhurbaşkanlığı rekabetinde en çekindiği isimlerden biri olan İmamoğlu’nu siyaset sahnesinden silmek için açılmış terör soruşturmasını yürüten teftiş heyetine alındı.
Bu arada, heyetin başkanı ‘siyasi sonuç yaratılmak istenmesinden rahatsız olup’ görevden ayrıldı.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya bakarsanız sağlık nedeniyle bıraktı.
Sonuç değişmiyor.
Heyetteki kıdemli üye gitti.
Yerine partili başmüfettiş atandı.
Yıldırım ve heyeti İmamoğlu için 578 sayfalık rapor hazırlayıp İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na yolladı. Soruşturma davaya dönüştürülürse İBB’ye kayyum atanabilir. Görüyoruz ki Bakan Soylu, bu imzayı atmak için sabırsızlanıyor.
Tabi partili başmüfettiş de boş durmuyor.
Fatih tablosuna ilişkin ön inceleme kapsamında 27 Aralık günü İBB’ye şu yazıyı yazdı:
“Fatih Sultan Mehmet’in tarihi tablosunun satın alımı’ işi dosyasının (Satın alma öncesi, satın alma sırası ve satın alma sonrasında ilgili mevzuat gereğince yapılan işlemler ile ödeme işlemlerini de kapsayacak şekilde) eksiksiz olarak hazırlanacak ‘aslı gibidir’ onaylı bir örneğini, en geç 4 Ocak 2023 tarihine kadar müfettişliğimizin çalışma adresine gönderilmesini…”
Yazıdan, İmamoğlu’nun belediye zarara uğratmakla suçlanacağı anlaşılıyor.
İkinci Mehmet, ikinci ön inceleme
Partili başmüfettiş, İmamoğlu’nu suçlayacak bir kanıt bulduğu için seviniyorsa hata ediyor. Çünkü bu, Fatih tablosu için başlatılan ikinci ön inceleme.
Şöyle ki:
M.B.K adlı bir kişi 8 Temmuz 2020’de Fatih tablosundan ötürü İmamoğlu hakkında şikayette bulundu.
Dilekçedeki iddialar şunlardı:
“…İngilizlerin Türkiye’den 1922’de çaldıkları tabloyu yeniden bize satmaya çalıştıkları, tablonun sahte olabileceği, fiyatının yüksek gösterilerek, haksız kazanç elde edilmiş olabileceği…”
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı deli saçması dilekçeyi işleme koyup soruşturma izni için valiliğe gönderdi.
İBB tarafından verilen yanıtta iddialar yalanlandı.
Ne tablo 1922’de Türkiye’den çalınmıştı.
Ne de sahteydi.
İBB’nin yanıtından:
“Yeni Çağ’ın açılmasını sağlayan Fatih Sultan Mehmet’in ünik yağlı boya tablosunun İBB katkısıyla Türkiye’ye kazandırılması, ülkemiz için büyük onurdur.”
Valilik gülünç duruma düşmemek için soruşturma izni vermedi.
Bu dosya kapandı.
Ancak şimdi…
Partili başmüfettiş şöyle düşünüyor olabilir:
"Fatih, Osmanlı tarihinde 2. Mehmet diye anılmıyor mu?
2. Mehmet oluyorsa ikinci ön inceleme de olabilir!”
Hoş, hukuka göre yeni bir kanıt elde edilmedikçe bir eylemden ötürü iki kez yargılama yapılamaz. Gel gör ki AK Parti iktidarında yargı, Beştepe Hukuk Bürosu’na döndüğü için aynı eylem ve işlemden bir değil, iki değil, siyasi amaç gerçekleşene kadar soruşturma açılabilir, yargılama yapılabilir. İmamoğlu’nun başına gelen tam da budur.
Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığı yarışında en çok çekindiği rakip olma suçunu (!) işlediği için, Fatih’in tablosunu satın alıp Türkiye’ye getirmek suretiyle İBB’yi zarara uğratmakla ikinci kez suçlanıyor.
Fatih’in sözde torunları, milletin servetini oyuncak dinazorlara, yokuş çıkamadığı için kullanılmadan hurdaya ayrılan metrobüslere harcarken; İmamoğlu, büyük padişahın tablosuna sahip çıktığı için yargılanacak.