En son, Berat Albayrak'ın Hazine ve Maliye Bakanlığından ani ayrılışında böyle bir iyimserlik havası esmişti.
Altılı Masa'dan tüten beyaz dumanla bir benzeri yaşanıyor şimdi.
2020'deydi. Albayrak; “at izi it izine karıştı, Hak ile batılı ayırmak zorlaştı, Cenab-ı Hak sonumuzu hayreylesin” notuyla veda etmişti.
Albayrak'ın, ekonomide dünyadan ha pozitif ayrıştık ha ayrışıyoruz vaadi; ilk kez onun gidişiyle gerçekleşmeye yaklaştı.
Göstergelerdeki iyileşmeyi, Cumhurbaşkanı Erdoğan da doğru yolda olduğumuza yoruyordu.
Bakanlığa Lütfi Elvan'ı, Merkez Bankası Başkanlığına da Naci Ağbal'ı atamıştı. Erdoğan, piyasaların verdiği tepkiden pek memnundu.
“Borsa yükseliyor, ülke risk puanımız düşüyor, dolar iniyor, göstergeler doğru yolda olduğumuzu gösteriyor”du.
“Acı da olsa doğru reçeteleri uygulamaktan kaçınmayacağız" demişti.
Ve Türkiye’nin risk primi, bir buçuk ay içinde 566 baz puandan 306'ya kadar gerilemişti.
Kısa sürdü, Naci Ağbal’ın MB’den alınmasıyla göstergeler hızla tekrar bozuldu.
Tabela, ülkenin borçlanma risk puanıysa yanlış yola döndüğümüzü gösteriyordu.
Doğru yol tabelası, Kılıçdaroğlu'nun cumhurbaşkanlığı adaylığına ne tepki veriyor peki?
Göstergenin nasıl değiştiğine bakalım...
Bloomberg HT'nin salı günkü haberinden, buyurun okumaya:
"Altılı Masa'da yaşanan gelişmelerin etkisiyle haftanın ilk işlem gününde düşüş gösteren risk primi, haftanın ikinci işlem gününde de geriledi.
Geçen hafta cuma günü 555 baz puanda kapanan Türkiye'nin risk primi, pazartesi günü 523 baz puana kadar geriledi. Salı günü ise risk priminde 515 puan seviyesi görüldü. Böylelikle iki günde, risk priminde 40 baz puanlık düşüş görüldü."
Bloomberg HT, bu düşüşle gelişen piyasalardan pozitif ayrıştığımızı da vurgulamadan geçmiyor.
Berat Albayrak'ın gidişiyle ekonomi yönetimindeki değişimin etkisi, benzer olmuştu. Bloomberg HT, o tarihte şöyle yazıyordu:
"(CDS) primi, sadece bugün 44 baz puan azalarak 405 baz puan ile marttan beri en düşük seviyeye indi."
Fakat MB Başkanı, 2021 mart ayında yine değişince risk primi, yükselişe geçti. Kasım 2021'de, 489 baz puan ile 1 yılın zirvesine kadar tırmandı. Berat Albayrak'ın gidişinden hemen önce, 2020 kasım ayı başlarında bu seviyelerde bulunuyordu.
2022'de ise küresel salgın da eklenince risk primimiz, 714 baz puanla son 14 yılın zirvesine kadar çıktı.
Yüzde 10 gibi görülmemiş faiz oranlarıyla dolar borçlanmak demekti bu.
Risk puanı deyip geçmeyin. Ülkeye pahalıya patlıyor, hepimizin cebinden çıkıyor, hissetmemeniz imkansız.
Şimdi 500 puanlara doğru geriliyor. Bloomberg HT'ye göre, Altılı Masa'daki uzlaşmanın etkisi.
Gösterge ortada, doğru yolda ilerlediğimizi söylüyor. Bir de şunu; centilmenlik içinde yarışırlarsa iyi olan kazanır lakin kimse kaybetmez.
Estirdiği iyimserlik havasına baksanıza; Halil İbrahim sofrasını bereketlendirmeye, demokratik yarışın adı bile yetiyor.
Değişim daha gelmeden, dolar borçlanmaya ödeyeceğimiz faizi yüzde 2 düşürdü, yüzde 8'e indirdi.
Demokrasi kazandığında ülke kazanıyor, hepimiz kazanıyoruz.
Abdülhak Hâmid'in deyişiyle, mağlup olanlar bile galip sayılır bu yolda.
HAMİDİYE SU'YA HELAL OLSUN
İmamoğlu'nun seçilmesi, iktidarda hazımsızlığa yol açmıştı. Hatırlarsınız; Abdülhamid'in yadigârı Hamidiye Su bile İBB'ye bağlı diye boykot ediliyordu. Suyunu almayarak kimi cezalandırıyorlardıysa!
O Hamidiye Su, deprem bölgesine 100. içme suyu sevkiyatını dün yola koydu.
Hamidiye Su Genel Müdürü Hüseyin Çağlar'ın açıklamasından aktarıyorum.
İstanbul Valiliği ve AFAD'ın görevlendirmesiyle, bir aydır her gün ortalama 3 TIR pet su göndermişler. Bütün afet illerine...
Dün itibariyle de 100. TIR, Hatay AKOM lojistik deposuna ulaşmış.
100 TIR pet su, yaklaşık 3 bin ton içme suyu demekmiş.
Hatay Valiliği kızıyor gerçi. Yeterli stokları olduğunu, yok diyenlerin kara propagandadan cezai işlem göreceğini duyurdu. Ama yansıyanlara, depremzedelerin ve belediye başkanlarının çağrılarına bakılırsa su sıkıntısı da devam ediyor.
Hamidiye Su iyi ki ayakta ve iyi ki en azından bu konuda boykot sürmüyor. Depremzedeye bir bardak su yetiştirmede katkısı, emeği geçen herkes, su gibi aziz olsun.