Gazeteci Mehmet Ocaktan, son dönemde en çok tartışılan konulardan birinin yaklaşan yerel seçimlere muhalefetin nasıl bir strateji izleyeceği olduğunu ifade ederek, "Şimdi yerel seçimler yaklaşıyor ama muhalefetin hiçbir aktörünün, özellikle büyükşehirlerde nasıl birliktelik oluşturulabileceğine dair herhangi bir fikri ya da fiili hazırlığı yok. Bu gidişle olacak gibi de görünmüyor." dedi.
Yerel seçimlerde İYİ Parti'nin tek başına hareket edeceğine dair söylemlerini anımsatan Mehmet Ocak'tan, "Ya muhalefet 'ayrışa ayrışa' biterse başlıklı yazısında şunları yazdı:
"Elbette her parti gibi İYİ Parti de kendi politikalarını belirleme hakkına sahiptir, buna kimsenin bir itirazı olamaz. İYİ Parti’nin bu yeni tavrı, yerel seçimlerde pazarlık gücünü arttırmaya dönük bir hamle olduğu şeklinde de değerlendiriliyor ki bu da son derece doğal. İYİ Parti’nin bu tavrı kendi açısından doğru olmakla birlikte, bu ‘ayrışa ayrışa kazanma’ politikalarının yerel seçimlerde muhalefetin toptan kaybederek özellikle büyükşehirleri iktidara altın tepside ikram etmek gibi bir tehlikeyi de beraberinde getirebilir. Akşener’in bu konudaki ifadeleri son derece açık:
'Birleşe birleşe kazanamadık fakat iktidara alternatif olabilmek için ayrışa ayrışa kazanma ihtimalimiz var.'
Evet bu da bir politika, ama unutmamak gerekiyor ki bu politika genel seçimlerde yaşanan mağlubiyetle zaten motivasyonunu kaybeden seçmeni toptan yerle bir edebilir. Herkesin bir gerçeği unutmamasında yarar var, mevcut sistemde, hiçbir partinin ittifak yapmadan özellikle büyükşehirleri alma imkan ve ihtimali yok. Kaldı ki 2019 seçimlerinde başarıyı getiren de bu ittifak modelidir, dolayısıyla bu şartlarda fantezi yapmanın bedeli ağır olabilir.
Eğer muhalefet bu dağınık haliyle seçimlere giderse, muhalif seçmen 'Sizin bir şey yapacağınız yok, bu halinizle iktidara çalışıyorsunuz' diyerek ya inadına gidip iktidara oy verebilir ya da tümden sandığa küsebilir… Herhalde bir siyasi parti için asla düşünülmemesi gereken şey, seçmeni küstürmektir. Dolayısıyla başta İYİ parti olmak üzere tüm muhalefet partilerinin, kesinlikle ferasetli kararlar almak gibi mecburiyetleri var. Aksi taktirde seçimde öylesine kuvvetli bir sandık rüzgarı eser ki kimse o fırtınadan sağ kurtulamaz…"