Kamuda toplu sözleşme süreci başlarken Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu, (KESK) Kadın Sekreteri Döne Gevher Koyun, “Toplu sözleşme görüşmelerinde kadın talepleri ayrı bir başlıkta ve gündemle ele alınmalı, mutabakat metninde de aynı şekilde tek başlık altında toplanmalıdır” dedi.
Toplu sözleşme sürecinde masada kadınların da bulunması gerektiğini belirten KESK Kadın Sekreteri Döne Gevher Koyun, şunları söyledi:
“Her iki yılda bir bugüne dek 5 kez kurulan grevsiz, yetkisiz bir masaya sıkıştırılarak imzalanan toplu iş sözleşmelerinde, kamu emekçilerinin her seferinde daha da katmerlenmiş bir yoksulluğa mahkûm edildiğini, haklarının eridiğini, kadın temsiliyetinin ısrarla reddedildiğini ve kadın taleplerinin görmezden gelindiğini gördük. TİS masasında kadın temsilinin olması ve kadın taleplerinin ayrı başlık ve fasıllarda tartışılması için yıllardır büyük çaba sarf ediyoruz.”
Yetkili sendika Memur Sen’in önceki toplu sözleşme süreçlerindeki tavrını eleştiren Koyun, şöyle konuştu:
“İstanbul Sözleşmesinin iptalini de büyük coşkuyla karşılayarak siyasal iktidarın yanında saf tutan Memur-Sen, bu yıl bir kez daha masaya oturacak. Bugüne dek kamu emekçileri lehine tek bir kazanıma imza atmayan ve hatta maaş zammı dahi alamadığımız bir toplu sözleşme imzalayan konfederasyon olarak tarihe geçen Memur-Sen’den emekçilerin hiçbir beklentisi olmadığını çok iyi biliyoruz.”
Koyun, “TİS masasını en hafif ifadeyle ‘uzlaşma’ masası haline getirenlerin imzaladığı sözleşmenin nezdimizde bir hükmü de bulunmuyor” dedi.
Koyun KESK’li kadınlar olarak taleplerini ise özetle şöyle sıraladı:
“- Grevli, gerçek bir toplu sözleşme yasası yapılmalı, kadınların görüşmelerde temsiliyeti sağlanmalıdır. - TİS görüşmelerinde kadın talepleri ayrı bir başlıkta ve gündemle ele alınmalı, mutabakat metninde de aynı şekilde tek başlık altında toplanmalıdır.
- Çalışan hamile kadına doğum öncesi 8 hafta, doğum sonrası 24 hafta olmak üzere en az 32 hafta ücretli doğum izni verilmelidir. Doğum sonrası ücretli-ücretsiz izin ile süt izni kullananlar sosyal ve özlük hak kaybı yaşamamalıdır.
- ILO’nun 190 sayılı Şiddet ve Taciz Sözleşmesi imzalanmalıdır. Kadınlara ve LGBTİ+lara uygulanan ayrımcılık, şiddet ve taciz son bulmalı, toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlandığı bir çalışma yaşamı ve ortamı sağlanmalıdır.
- Boşanan, boşanma aşamasında olan, şiddet ve tacize uğrayan kadın emekçilerin tayin ve yer değişikliği talepleri herhangi bir belge ibrazı istenmeksizin kabul edilmelidir.
- Çalışma yaşamında şiddet ve taciz aynı zamanda çalışanların sağlığı sorunu olarak görülmeli ve İşçi Sağlığı ve Güvenliği Kurulu’nun çalışmalarının bir parçası haline getirilmelidir.
- 8 Mart’ta tüm kamu çalışanı kadınların ücretli izinli sayılması için yasal düzenleme yapılmalıdır.
- Kamu kreşleri yeniden açılmalıdır. En az 50 çalışanın olduğu işyerlerinde istihdam biçimine bakılmaksızın tüm çalışanların yararlanacağı kreşler açılmalıdır.
- İstanbul Sözleşmesi’nin feshi iptal edilmeli, sözleşmenin etkin bir biçimde uygulanması sağlanmalıdır.
- Kadınların çifte mesaisi göz önünde tutularak erken emeklilik ve yıpranma payı sosyal güvenlik sistemine dâhil edilmelidir.
- Nüfusu 50 bini geçen belediyelerde şiddete ve istismara uğrayan kadın ve çocuklar için sığınma evleri açılmalı.
- Kamuda cinsiyet eşitliği sağlayan mekanizmalar uygulanmalıdır.
- Eğitim alanında müfredat toplumsal cinsiyet eşitliği esas alınarak düzenlenmeli, Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Eğitimi zorunlu ders olarak okutulmalıdır.
- HPV aşısı ücretsiz olmalıdır tüm kadınlar açısından aşıya ulaşımın önündeki engeller kaldırılmalıdır.
- Talepleri halinde kadınlara regl dönemlerinde ayda 2 gün ücretli izin hakkı tanınmalıdır.”