Mustafa İlker Gürkan
'Bizantinizm'.... Bu sözcüğün özgün anlamını, neye karşılık geldiği konusunda şöyle bir araştırma yapan kimse çok farklı tanımlarla karşılaşabilir. Genel kabul gören tanımı ise -örneğin WEB'de- şöyle verilmektedir:
"Boş, sonuçsuz, faydasız şeylerle uğraşmak (Bizanslıların 14. ve 15. asırlarda ülkeleri tehlikedeyken gramer kaideleri, meleklerin cinsiyeti gibi konularla uğraşmalarından gelen kinaye)"
Biz , 'Mihri Abi'den benzer farklı bir versiyonu olarak şöyle öğrenmiştik…
Fatih ve Osmanlı İstanbul kapılarına dayanmış... Bizans devlet erkanının aklı hipodromda.. Maviler mi? Kazanacak.. Yeşiller mi?... Siyasette; ülkenin ve milletin hayatı tehlike altındayken olmadık gündem yaratılmasına 'Bizantinizm' adı bu vesileyle verilmiş...
Günümüzün ciddi bir toplumsal görevi 'Bizantinizm' kavramını olabildiğince geniş kitlelere anlatmak. Herkese anlatmalıyız... Çünkü 'egemen güçler', egemenliklerini sürdürmenin bir aracı olarak 'Bizantinizm' yöntemini çok kullanmışlardır ve kullanacak gibi de görünmekteler…
Bizantinizm de kullanılan argümanlar bazen gerçek de olabilir… Bu olayda öyle de değil; bir yurttaş da internete koymuş, Atatürk’ün bir atletli fotoğrafını… Şimdi biz de "bu çukura düşmeyelim"...
Şu işe bakın... Sayın Kılıçdaroğlu’nun kızıyla birlikte atletle yemek yemesi memleketin başlıca meselesi oldu. Bizim milletimiz balkona da atletle çıkar, ev onarırken de, odun kömür taşırken de atletle çalışır, pikniği de atletle yapar...
Bunu gündem yapmanın alemi nedir? TV programlarında öncelikli tartışma konusu, gazetelerin birinci sayfalarında… Böylesine ilgi gösterilirse köylünün ürünü mü değer kazanacak? İşsizlere iş mi bulacağız? İşçi-memur ücretlerine zam mı var? Çalışma koşulları mı iyileşecek? Emekliler için sosyal güvenlikte ilerleme mi sağlanacak? Sayabildiğin kadar say… Kılıçdaroğlu evde o sıcak yaz gününde uzun kollu gömlekle yemek yerse hepsi yoluna girecek… Hele bir de kravat takarsa...
Yüce Allahım, aklımıza mukayyet ol. Amin...