Kimse bizi sevmiyor, herkes bize düşman

Prof. Dr. Taner TimurAlmanya öfkeli. Bir gazetecisi Türkiye’de “terörist ve Alman ajanı'' diye suçlanarak tutuklanınca dayanamadı, harekete geçti. “Kendi iç kavgalarınızı bizim ülkemize de taşımayın!'' diyerek iki bakanımızın...

Prof. Dr. Taner Timur

Almanya öfkeli. Bir gazetecisi Türkiye’de “terörist ve Alman ajanı'' diye suçlanarak tutuklanınca dayanamadı, harekete geçti. “Kendi iç kavgalarınızı bizim ülkemize de taşımayın!'' diyerek iki bakanımızın Almanya’da konuşmalarına izin vermedi. Bu ise zaten öfkeli olan AKP iktidarını daha da kızdırdı ve Erdoğan gürledi: ''Bunlar (Alman Hükümeti) teröre yardım ve yataklıktan yargılanmalı''! Adeta bir çeşit “Haydut Devlet'' (“Rogue State'') ilanı!
* * *
Bu koşullarda bizde gözler CHP muhalefetine çevrildi; onun da konuşması lazımdı. AKP’li bakanların propagandasına izin verilmezken, Baykal’a kapılar açık tutulmuştu; bu durumda onun da bir tavır sergilemesi, bir şeyler söylemesi gerekiyordu. Nitekim o da sahne aldı ve alkışlar arasında gürledi: “İçerde sıkıştık diye dışardan medet ummayacağız (..) Yalnızsak yalnızız!''... Söylediği buydu. Adeta “hep yalnız kalmaya da hazırız!'' der gibi bir hali vardı.
* * *
Aslında bu vesileyle iki ülkenin olaylara bakış açılarının farklılığı da ortaya çıktı. Merkel Hükümeti kaygılı; ülkesinde yükselen yabancı düşmanlığını da düşünerek ayrım çizgisini “Türkler ve Almanlar'' diye çizmiyor; “demokratlar ve antidemokratlar'' diye çiziyor. “Legalite'' sınırlarının (aktivist Türkler ve Almanlar tarafından) aşılmasından korkuyor. Bu zaten Avrupa Birliği’nin de ayrım ölçütü. Avrupa Parlamentosu’nda guruplar “Alman vekilleri, Fransız vekilleri, İtalyanlar vb..'' diye oluşmuyor. Muhafazakarlar, Sosyal demokratlar, Yeşiller vb gibi renkler altında oluşuyor. Bir sosyal demokrat Alman, kendisini aynı eğilimdeki bir Fransız vekiline, sağcı ve yabancı düşmanı bir Alman’dan çok daha yakın hissediyor..
* * *
Belli ki Almanya’da Deniz Baykal’ın ziyaretine de bu anlayış içinde yaklaşıldı. Diyelim, bir çeşit “demokratik enternasyonalizm!''.. Oysa böyle bir yaklaşım bizdeki egemen kültür normlarına aykırı.. “Biz bize benzeriz!'' deriz ya, benzeşenler de toplaşıyor ve ayrımlarımızı da genellikle “bizler ve bizden olmayanlar!'' diye yapıyoruz. Onun için de hep yalnız kalıyoruz ve devamlı “kimse bizi sevmiyor; herkes bize düşman!'' diye ağlaşıyoruz!.. Bu kez Almanlar denk düştü; üstelik “gel bizimle konuş'' da demediler; yine de “gelenek'' ağır bastı ve Baykal kararını verdi: Gitmeyeceğim! Herhalde Almanya’da buna en çok sevinenler de Nazi taslakları olacaktır..
* * *
Yine de CHP’nin Almanya medya temsilcisi daha ılımlı bir açıklama yapmış; Baykal’ın Almanya ziyaretini “iç siyasete alet edilmesi kaygısıyla'' iptal ettiğini söylemiş.. Güzel de bu “iptal kararı'' da iç siyasete alet edilmeyecek mi? Hatta seçmenlerin Almanya ve AB’ye karşı muhafazakâr ve “Evet''çi'' cepheye yönelmeleri için daha da etkili bir şekilde kullanılmayacak mı?. Anlaşılan bugünlerde bile CHP’ye böyle kaygılar hakim değil! Çok yazık!

Not: Yazı Prof. Dr. Taner Timur'un Facebook sayfasından alınmıştır.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

ABC Kritik Haberleri

100. Yıl törenleri ve Cumhuriyet'i sahiplenme
Merve Dizdar, teşekkür konuşmasında Erdoğan'a övgüler sıraladı, ne olurdu?
Mitingi kalabalık göstermek için hangi hileleri deneyip yakalandılar?
İşte 4 Şubat 2022 tarihli Resmi Gazete'deki karar
Atatürk, İnönü, Özal ve Demirel'in cumhurbaşkanlığı geçerli değil mi?