Kudüs'e dair tutum

Hamza KİEHemen başta söyleyelim ki ABD’nin Kudüs’le ilgili aldığı karar son derece yanlış ve yersizdir. Bırakınız Türk ve Müslüman olma kimliğiyle değerlendirmeyi, diğer inançların mensubu da olsanız objektif zorunluluktan...

Hamza KİE

Hemen başta söyleyelim ki ABD’nin Kudüs’le ilgili aldığı karar son derece yanlış ve yersizdir. Bırakınız Türk ve Müslüman olma kimliğiyle değerlendirmeyi, diğer inançların mensubu da olsanız objektif zorunluluktan dolayı karşı çıkmalısınız. Neden? Çünkü bu oldubitti durumu bölge ve dünya barışına zarardır. Akıl dışıdır.

Ortaya koyduğumuz bu açık tavrımızdan sonra alınan tutumlara göz atalım. Tabiidir ki tutumlarımız eyleme dönüştüğünde etki yaratmasını bekleriz. Aksi takdirde hamasetten öteye gitmez. Davranışlarımızı sakatlamamak için kullandığımız kavram ve tanımlamalar ile dış politika prensipleri ulu orta kullanılıp etki gücü kaybettirilmemelidir.

Devletlerin dış politikalarında dikkat etmesi gereken hususlar var. Dış ilişkilerde etkin ve sözünün ağırlığı olan bir ülke olmak istiyorsanız; bir, her şeyden önce gelişmiş dolayısıyla da kalkınmış bir ekonomiye buna bağlı olarak da askerî-endüstriyel komplekse sahip olmanız gerekiyor. İki, demokrasinin tüm kurum ve kurallarına ne derecede hayat buldurduğunuzun derecesi önemli. Üç, insan hak ve hürriyetlerine yaklaşımınız nasıldır? Dört, sözlerinizde istikrar var mı yok mu, yani kararlılığınız ve doğrululuğunuz daha öncelerden dünya milletlerince test edilip olumlu not almış mıdır? Tabii beş diyelim. Diğer maddeleri heybesinde taşıyan etkili ve taşları yerinde oynatılmamış diplomasi gücünüz var mı? Yoksa bunları neyle anlatacaksınız?

Her devletin kırmızı çizgileri vardır ve olmalıdır da. Amma velakin siz hemen kırmızı çizgimiz vardır, deyiniz. Eğer ki tutarlılık ve birtakım ilkesellikler adına iddia etiğiniz gibi kırmızı çizgi sahibiyseniz kırmızıyı karartacak background (arka fon/geçmiş) olmamalı. Ekonomik, askeri-sınai ve diplomatik bir gücünüz olmadan ilkesellik ya da idealizm adına telaffuz ettiğiniz kırmızı çizgilerinizi her zaman çiğnetir, kalakalırsınız.

Yapabileceğiniz bir şey varsa dillendireceksiniz. Hadi kararlı bir şekilde söylediniz kırmızı çizgilerimiz şudur, diye ve buna rağmen set çekmeye çalıştığınız olay gerçekleşti… Eğer ki siz, kırmızı çizgimizdir, celallenmesinin ardını dolduramazsanız bu durumda ne yapacaksınız? Elinizde iyi karılmış kartlarınız var mı? Ya yoksa?

İşte, bu algılanış biçimiyle en hayati bir uluslararası probleminiz olduğunda mesela kıta sahanlığınız diyelim, karasularınız diyelim, olmaz ya diyelim ki adalarınız ihlal-gasp-ilhak edildiğinde… Daha önceden işe yaramadığı için sizin kırmızı çizgilerimiz var, demenizi kuru gürültüye sayacaklardır.

Aksi takdirde sonuca, dolayısıyla başarıya ulaştıramayacağınız çıkışlarınız için elin muhalefetinin ağzı turba değil ki büzesiniz, konuşurlar! İç malzeme olarak tüketiliyor derler, inançsal hassasiyeti olan tabana selam gönderiliyor derler, gözetilen pragmatizmdir, haksız tasarrufa yönelik bir geri püskürtme çıkışı değil, oya tahvil kalkışması derler. Daha da olmadı iktidarın sıkıştırılmasına sebep olacak Sarraf ve Man Adası üzerinden gelişen gündemi değiştirmek için gündem meşguliyeti olarak kullanılan malzeme derler. O nedenle her şey yerinde ve zamanında kullanılmalıdır.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

ABC Kritik Haberleri

100. Yıl törenleri ve Cumhuriyet'i sahiplenme
Merve Dizdar, teşekkür konuşmasında Erdoğan'a övgüler sıraladı, ne olurdu?
Mitingi kalabalık göstermek için hangi hileleri deneyip yakalandılar?
İşte 4 Şubat 2022 tarihli Resmi Gazete'deki karar
Atatürk, İnönü, Özal ve Demirel'in cumhurbaşkanlığı geçerli değil mi?