Sizlerden biraz izin isteyerek kendimi yenilemek adına yazılarıma ara vermiştim.
İnsanın her daim daha ileriye gitmesini sağlayacak dinlenmeler her zaman verimli olmuştur.
Bu arada birçok yere gittim birçok yer gördüm birçok insanla görüşme, dinleme imkânı buldum.
Son olarak hafta sonu CHP'nin Milletin Sesi mitingini izlemek için Balıkesir Kuvay-ı Millîye meydanına gittim.
Miting izlenimlerimi anlatmayacağım ancak mitinge baretleri ile birlikte gelen ve "Madenler vatandır, vatan satılmaz" sloganı ile meydanı inleten, Kemal Kılıçdaroğlu'nu da Soma'ya davet eden Somalı madencileri anlatmak istiyorum.
İsyan ediyorlar ve uyarıyorlar.
Miting sonrası işçiler ile konuştum.
İtirazlarını ve isyanlarını dinledim.
Bir açıklama ilettiler.
Biliyorsunuz Soma'da Linyit kömürü yatakları bulunuyor. Yaklaşık olarak 19,32 milyar ton civarında tespit edilmiş rezervimiz var. Kendi öz kaynağımız olan Linyit kömürünün büyük bölümü, Soma havzasında bulunuyor.
Büyük bir zenginlik.
Soma'yı da bilirim. İlçe, emekçilerin dişiyle tırnağıyla kazanıp yaşadığı bir yer.
Türkiye Kömür İşletmeleri yaklaşık olarak ürettiği kömürün de yüzde 65 civarını Soma havzasından karşılıyor. Soma hem ekonomimize hem de yeraltı kaynaklarımızın zenginleştirilmesi bakımından, istihdamın sağlandığı bir konumda.
Burada Türkiye Kömür İşletmeleri'ne bağlı olarak çalışan 3 tane yeraltı ocağı; 4 tanesi kamu eliyle, 2 tanesi özel sektör eliyle yapılan yaklaşık 6 tane de açık işletme var.
Madenciler şunu söylüyor:
"Ege Linyitleri İşletmesi, 1200 işçisi ve 350 memuruyla diğer kurumlara öncülük yapmaktadır. Yaklaşık olarak İmbat A.Ş., Demirexport A.Ş., Yeni Anadolu Yeraltı Ocağı ve Ege Linyitleri İşletmesi Müdürlüğü'nde, 13.000 civarında işçi çalışmaktadır.
Son yıllarda, özelleştirme adı altında iş yerlerine saldırılar ihale yoluyla değil, 'alt şirkete ver kurtul, yeni firmaları yeni şirketlere teslim et' mantığında yapılıyor. Bizim itirazımız da bunadır, Ege Linyitleri İşletmesi denince ilk akla gelen, Kısrakdere kömürüdür. Türkiye'nin her yerinde Soma Kısrakdere kömürü meşhurdur. Yaklaşık olarak 4.000 ila 6.000 kalori civarında kaliteli kömür bulunmaktadır.
Soma Kömür işletmelerinde 301 maden şehidi verdiğimiz şirket, işçileri ve borçları ile birlikte Yeni Anadolu Teknolojileri Şirketi'ne devredilmiştir. Yeni Anadolu Şirketi'nin, Türkiye Kömür İşletmeleri'ni aylık 30 trilyon zarara uğrattığı söyleniyor. Ege Linyitleri İşletmesi'nin elinde bulunan en kaliteli kömürlerin olduğu A panosu, Kartalkaya, (1 ila 1.5 milyon ton) D panosu (450.000 ton) ve A.panosu Çukur'da (300.000 ton) rezerv bulunmaktadır. Yeni Anadolu Teknolojileri Şirketi'nin bu borçtan kurtulması için, Ege Linyitleri İşletmesi'nin halihazırda üretim yaptığı A-D ve H panosu, dekapajı yapılmış, kömürü açılmış şekilde Yeni Anadolu Teknolojileri Şirketi'ne 2020 yılında protokol ile imzalanarak verilmiştir. Şirket yeraltından kömür üretmediği halde, hiçbir dekapaj faaliyeti göstermeden bizim açtığımız bu ocaklardan yaklaşık 4,5 milyon ton kömür almıştır. İtirazımız da bunadır."
Ben duyunca inanamadım.
Nasıl böyle bir peşkeşe imza atılıyor. Binlerce işçinin hakkı daha verilmezken onların emeğinin üzerine sırf patronlar ve hükümet istedi diye nasıl tek kalemde milyonlar el değiştiriyor.
İşte Somalı maden işçileri de tam olarak buna itiraz ediyor.
Aslında Ankara'ya yürüyeceklerdi. Ancak Soma'nın çıkışında Kırkağaç'ta Jandarma ve çevik kuvvet polislerinden oluşan güvenlik kuvvetleri tarafından durduruldular. Yürüyüşleri engellendi.
Şu anda Kırkağaç çamlığında bekletiliyorlar. Haklarını arayarak yürümek istediklerini dile getiriyorlar.
Özetlersek mesele şu…
Ege Linyitleri İşletme Müdürlüğü'ne ait maden sahalarına büyük kömür baronlarının çantacıları dadandı.
Bunlar sahaları gezerek, çalıştıkları yerleri doymak bilmeyen kömür baronlarına peşkeş çekiyorlar. Kamu eliyle yapılan tüyü bitmemiş yetimlerin hakkı olan bu ocaklardan Devletin işçisi başka panoya kaydırılarak, Türkiye Kömür İşletmeleri'nin alt şirketine devrederek, oradan da kendi istedikleri başka şirkete veriyorlar. Bunu da Maden Kanununda yapılan değişiklik üzerinden yapıyorlar.
Hem de ihalesiz, sessiz sedasız milyonlarca liralık maden sahasının yönetim kurulu kararı ile devri gerçekleştiriliyor.
Aslında bu kanunun amacı sözde devlette ki bürokrasiyi kaldırıp atıl vaziyette duran maden sahalarının ekonomiye kazandırılmasıydı.
Her zamanki gibi çalıştığımız sahalardan devlet işçisinin el çektirilmesi değildi. Şimdi yapılan ise devlet eliyle üzeri açılan kömür sahaları birilerine peşkeş çekiliyor.
Açıklamada bahsedilen Yeni Anadolu Teknolojileri adlı şirketin ortakları yüzde 36 S.S. Amasya Pancar Ekic.Koop. ,Yüzde 34 Kömür İşletmeleri A.Ş., Yüzde 16 TKİ Genel Müdürlüğü, Yüzde 10 Merzifon Belediyesi, Yüzde 4 Amasya Belediyesi.
Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumu'nun Manisa ili Soma ilçesindeki Deniş 1-B Panosunda bulunan açık ocak kömür sahası 2018 yılında rödövans sözleşmesi ile işletmeciliği Yeni Anadolu Teknolojileri adlı firmaya verilmiş. Bu firma devraldığı işletmeciliği aldığı gibi rödövans sözleşmesi ile Hydro-Gen A.Ş.'ye devretmiş.
Hydro-Gen A.Ş. ismini ilk defa duyuyorsanız merak etmeyin yabancı değil. Kolin İnşaat'ın şirketlerinden birisi olur bu firma. 2018 yılında bu işletmeyi alan firma 2019 yılında Soma Kolin Termik Santrali'ni faaliyete sokuyor. Sitesinde verdiği bilgilere göre yıllık 4,7 milyon ton linyit kömüründen elektrik enerjisi kazanılacak ve yıllık yaklaşık 190 milyon dolar karşılığı doğal gaz ithalatı ve bağımlılığı azaltılacakmış. 30 yıl boyunca da bu tesisi işletecekmiş. 30 yıl işletme süresi boyunca da 120 milyon ton kömür elektrik üretimi için kullanılacakmış!
İşçiler sözlerini şöyle bitiriyor:
"Bizler üretmek istiyoruz, bizler üretmek istiyoruz, bizler üretmek istiyoruz."
Bürokratlar da diyor ki:
"Bizler satmak istiyoruz, bizler satmak istiyoruz, bizler satmak istiyoruz."
Tabii ki kazanan emekçiler olacak.
Bu satın almaları kimlerin hangi ortaklıklarla yaptıklarını da bir sonraki yazımda aktaracağım…
Anadolu topraklarını talan ediyorlar.
Kimse farkında değil…