Her yazımda vurguluyorum.
Türkiye "ABD çocuklarının" gerçekleştirdiği 1980 darbesinden sonra ağır bir neo-liberalizm etkisi altına sokuldu.
Önce Özal ile başlayan bu dönem, Tansu Çiller, Mesut Yılmaz ve koalisyon hükümetleri eliyle tam gaz sürdü. AKP iktidarında ise adeta bir sömürülen ülke halini aldık.
Önce Amerika parmak sallayarak afyon üretmeyeceksin dedi. Sonra tütün üretmeyeceksin dedi. Sonra tohum üretmeyeceksin dedi. Anadolu buğdayının yerini Meksika'daki laboratuvarlarda üretilmiş genetiği değiştirilmiş buğdaylar aldı. Ekmeğini üretmeyeceksin dedi. Şekerini üretmeyeceksin dedi. Şeker fabrikaları satıldı. Mısır üretmeyeceksin dedi. İthalatın önünü açtı.
Bugün, çiftçi perişan halde ne yediğimiz belli değil. Elimizde kalan son kale zeytin ve zeytinyağı onu da her fırsat bulduklarında ağaçları köküyle birlikte söküyorlar.
İnsanı geçtim hayvanlarımıza bile acımıyorlar.
Bunları ne için anlatıyorum…
Kırklareli Organize Sanayi Bölgesinde bulunan ve yaklaşık 70 yıldır veteriner ilaçları, yem ilaçları konusunda üretim yapan bir kimya fabrikası ile ilgili bilgilere ulaştım.
Firma 90 markaya sahip… Tıbbi olmayan ürün statüsünde de 97 adet ruhsatlı ürünü bulunuyor.
Firma 2020 tarihinde ortak alıyor ve sonra ortaklık yapısı değişiyor. Yeni gelen firma sahibi ilcaların ambalajından içeriğine kadar bir değişim gerçekleştiriyor ve sorun da burada başlıyor.
Firma Kırklareli'nde bulunan fabrikasında ürettiği Tarım Bakanlığı onaylı hayvanlara verilen bir ilaçta değişimden önce 1 gram "Klisen" maddesi olması gerekirken ilacın içerisindeki miktar 300 grama çıkarılmış. 1 gram katılmış ilacın verildiği hayvan 6 ay boyunca ne sütü, ne yumurtası nede kesimi gerçekleştirilebiliyor. Hal böyle olmasına rağmen kullanılan miktar bile bile 300 grama çıkarılmış. Yani 300 kat fazla kullanılmış.1 gram kullanıldığında 6 ay boyunca sütü, yumurtası, eti tüketilemeyen hayvana aynı ürün 300 kat fazla verildiğinde ürünleri ne kadar süre tüketilemez ?
Bu kullanılan maddenin ise Fabrikanın Arnavutköy'de bulunan Sağlık Bakanlığı onaylı fabrikasında üretildiği iddia ediliyor.
Firma Kırıkkalelindeki fabrikasında bahse konu ilacın üretimini yapıyor. Fabrikada çalışan kişiler bu üretimin hayvan sağlığına ve insan sağlığına aykırı olduğu gerekçesi ile Tarım Bakanlığına ve Sağlık Bakanlığına şikayet ediyorlar. Şikayet konusu sadece bu ilaçlarda değil. Veteriner ilaçları üreten ve Tarım Bakanlığından ruhsatı bulunan fabrika "el dezenfektanı" da üretmeye başlıyor. Ancak netice alamıyorlar. En son çaresiz şekilde Jandarmaya kaçak ilaç kullanıldığı ihbarında bulunuyorlar.
İhbar üzerine jandarma Fabrikaya baskın yapıyor. Baskın neticesinde Veteriner tıbbi ürünü olmayıp biyosidal ürün olarak Sağlık Bakanlığı tarafından ruhsatlandırılan Sipertoks isimli 13.000 ürün bulunmuş. Jandarma bulunan ilaçları fotoğraflarla tutanak altına almış. Jandarmanın baskınından sonra Tarım ve Orman Bakanlığı Gıda ve Kontrol Genel Müdürlüğü de inceleme yapmış.
Yaptığı incelemede yem katkı maddelerinde kullanılabilecek başlangıç maddeleri bulunmuş. Firma bu maddelerin AR-GE amaçlı kullanıldığını beyan etmiş. Bakanlık ise AR-GE yapılabilir diye bir izin belgesi verilmediğini belirtmiş. Aynı yerde bulunan "Dekatoks" isimli veteriner tıbbi ürünün incelenmesinde ise ürünün 22 bin 800 adet üretildiği, üretim yerinin de ITS kayıtlarına göre 11.340 adedinin üretim yeri deposunda bulunduğu, 10.346 adedinin ise izlenebilir şekilde veteriner ecza depolarına gönderildiği belirlenmiş. Ancak 1114 ürünün akıbeti ve izlenebilirliği gösterilememiş. Ürünlerinde bu fabrikada üretildiğine dair bir ize de rastlayamamış. Firmada yapılan incelemede "Dekatoks" adlı ürünün yine aynı firmanın Arnavutköy'de bulunan fabrikasından TIR'lar getirildiği tespit edilmiş.
Çok uzatmayayım…
İlgili yönetmeliğe göre "Bakanlıktan izinli üretim yerlerinde, veteriner tıbbi ürünler dışında üretim yapılamaz" hükmüne aykırı faaliyet nedeniyle Firmanın ruhsatının tüm farmasötik şekiller için tamamen askıya almış ve ilaç takip sisteminde de düzenlemeleri yapılmış.
Yani firma, Sağlık Bakanlığı ruhsatlı fabrikasında üretmesi gereken ürünleri Tarım Bakanlığı ruhsatlı fabrikasında üretiyor. Hayvanlarda kullanılan ilaçlarda ise zararlı ürünler kullanıyor.
Sağlık Bakanlığının Kırklareli İl sağlık Müdürlüğüne yazdığı yazıda ise "Firmanın veteriner ilaçları üretmek için izin alınan Tarım Bakanlığı GMP sertifikalı Ektoparaziter tesiste el dezenfektanı üretmektedir. Ektoparaziter yani zehirli ürün üreten fabrikada seri üretim kayıtları tutulmadan etiket üzerinde tarih ve seri üretim kodları basılmadan satışa sunulmak üzere kolilerde bekletilen yüzlerce üründen bahsedilmektedir" demiş ve bu üretimin illegal olduğundan bahsetmiş.
Arnavutköy'de bulunan fabrikanın da ruhsatı iptal edilmiş. Ancak Kırklareli'nde bulunan fabrikanın ruhsatı cezai şartları yerine getirdikten sonra tekrar açılmış. Fabrikanın tek vukuatı buda değil. Pandemi döneminde devletin sağladığı kısa çalışma ödeneğinden yararlanan fabrika aynı zamanda işçileri tam zamanlı çalıştığına dair iddialar ve suç duyuruları mevcut.
İşkur müfettişleri fabrikayı denetlemiş ama herhangi bir usulsüzlük görmemiş! Tabii raporlarındaki eksiklikler şikâyet edilmiş ve bir soruşturma başlamış.
Peki, sonuç ne?
Sıfır.
İnsan sağlığını etkileyecek olan bir olay hakkında nasıl bir prosedür işlemesi lazım?
"Cezayı öde kurtul" düzeni bu.
Seni beni düşünen yok. Parası olan düdüğü çalıyor.
Bu gibi durumlarda Bakanlık koridorlarında dolaşan çantacılar aklıma geliyor…