Bir önceki yazımı okuyanlar bilir, Emniyetin hazırladığı uyuşturucu raporunu yazmıştım.
Raporda Türkiye'yi ve vatandaşlar olarak bizi ilgilendiren o kadar çok bilgi var ki bir yazı daha yazmaya karar verdim.
Emniyet Genel Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı'nın "Narkolog" adında bir projesi bu.
Proje kapsamında "Narkoform" adında bir anket yapılıyor.
Anketin sonuçlarını işlemeye devam edelim...
Uyuşturucu kullananların uyuşturucuyu "ilk temin şekli" parayla satın almaktan çok, hep arkadaş ve arkadaş çevresi üzerinde olduğu saptanmış. Bu oran kadınlarda yüzde 67, erkeklerde ise yüzde 76 olarak ölçülmüş.
Araştırmaya göre uyuşturucuya başlama nedeni olarak en yüksek "merak" yanıtı öne çıkıyor. Kişisel sorunlar, özenme ve arkadaş ısrarı ise bu nedenin arkasından geliyor. Uyuşturucuya başlayanların yüzde 34,5'i "merak" yüzünden ilk uyuşturucu kullanımını yapmış.
Daha vurucu olanı ise uyuşturucu maddeye başlayanlar bağımlılığını kendi kendine bırakamıyor. Uyuşturucu kullanmayı bırakmayı "denemeyen" insanların oranı yüzde 68,5 olarak çıkmış. Bu insanların birçoğu da bağımlı olduklarını kabul etmiyor. Daha ilginci ankete katılanların yüzde 7,3'ü "halimden memnunum/tedavi olmak istemiyorum" diyor.
En çarpıcı sonuç ise uyuşturucu madde kullananların karşılaştıkları sosyal güçlükler. Uyuşturucu kullananların yüzde 65,5'i "aile ilişkilerim bozuldu", yüzde 15,1'i "arkadaşlarımla ilişkilerim bozuldu", yüzde 11,7'si de "eşim/sevgilim ile ilişkim bozuldu" yanıtını vermiş.
Buradan da ortaya çıkıyor ki uyuşturucu doğrudan doğruya aile ve toplum yapısını hedef alıyor.
Şunu da ekleyeyim bu araştırma -en yaygın kullanımda oldukları için- sadece eroin, metamfetamin, bonzai kullananlar üzerinde gerçekleştiriliyor. Yani araştırma sonuçları diğer kokain vb. uyuşturucu maddeleri kapsamıyor.
Bir önceki yazımda kadın-erkek, eğitim durumu, aile yapısına göre kullanım farklarına dair verileri aktarmıştım.
Raporun sonuç kısmında da dikkat çeken uyarılara yer veriliyor.
Buna göre dünya genelinde olduğu gibi Türkiye'de de ilk denenen uyuşturucu madde esrar. Ancak sadece esrar kullanımında kalanların oranı düşük görüldüğü için araştırmaya veriler alınmamış.
Başka bir deyişle, esrar ile madde kullanmaya başlayanların, daha ağır ve kimyasal uyuşturuculara kayma oranları yüksek. Buna bağlı olarak esrar, daha ağır uyuşturuculara geçiş için basamak niteliği taşıyor. Hatta madde kullanmadan önce tütün kullanım yaygınlığının yüksek olması sebebiyle, tütün kullanımını da madde kullanımı açısından basamak olarak göstermek mümkün.
Uyuşturucu kullananların çoğunluğu uyuşturucu suçlarına ve diğer suçlara karışmış. Bu yüzden narkotik operasyonlarının üstüne eğilmek, ticaret ağlarını, uyuşturucu baronlarını ortadan kaldırmak aslında ülke genelindeki asayişi de düzene koymak açısından önemli.
Gazeteci değil de polis ağzıyla yazıyor gibi gözüktüğümün farkındayım ama bir yere geleceğim...
Sonuç olarak bu alanda sürdürülen mücadelede, madde kullanımına sadece bir sağlık problemi olarak değil, ciddi bir güvenlik sorunu olarak da bakılmasının gerekliliği gibi dikkat çekici bir sonuca ulaşılıyor.
Narkoform araştırmasının çok önemli bir etki yaratacağını düşünüyorum. Bu araştırma sonuçları ile uyuşturucu ile mücadele eden çevrelerce bu alana ilişkin hazırlanacak önleme projelerinde, akademik çalışmalarda ihtiyaç duyulabilecek konularda ve vatandaşlarımızın madde bağımlılığı konusunda bilgi ve farkındalık düzeylerinin artmasında faydalı olacak bilgileri kapsıyor.
Narkolog Projesi 2022 Analiz Raporu, sadece uyuşturucu ile mücadele eden kurumlar veya akademik çalışmalar için değil, çocuklarını uyuşturucu bağımlılığı ve suçlarından uzak tutma arzusuna sahip ebeveynler için de kılavuz bir kaynak niteliğinde aslında.
Açıp bakın...
Herkesin anlayacağı şekilde hazırlanmış. Tehlikenin nereden nasıl ne zaman geleceğini görebiliyorsunuz.
Gelelim benim anlatmak istediğim konuya. Biliyorsunuz ben çoğunlukla yolsuzluk yazıları ve araştırmaları yapıyorum. Fakat memleketin içerisinde bulunduğu basiretsizlik, yoksulluk ve yolsuzluklar açıkçası ufkumu genişletti.
Özellikle 2022 yılında bile 5 gün elektriksiz kalan kentleri, tüm bu yolsuzluğa rağmen aynı dönemde yüzde 127 yapılan fatura zamlarını görünce aslında toplumsal çöküşün de sınırında olduğumuzu görüyorum.
İşte uyuşturucu kullanımının yaygınlaşması da bu çöküşlerin yaşandığı dönemlerde gerçekleşiyor. Yoksullaşan ve gelecekten umudunu kesen insanlar, özellikle de gençler bu batağa saplanıyor.
İşsizlik, borçlar, okuyamama, faturaları bile ödeyememe hatta evlenip hayat kuramama gibi ağır psikolojik sorunlar uyuşturucu baronlarının en sevdiği dönemlerdir.
Uyuşturucu kullanımı, operasyon üzerine operasyon yaparak engellenmiyor maalesef. Bunun için toplumsal bir refahı yakalamamız şart.
Toplumsal refahı yakaladığımızda da uyuşturucuya karşı toplumsal bir bilinç kazanmamız şart.
Fakat karnı aç, faturasını ödeyemeyen insanı da uyuşturucunun etkisine itilmekten korumamız şart.
Dolayısıyla önce yoksullukla ve yolsuzlukla mücadele sonra da uyuşturucuyla mücadele...