Eski Başbakan Yardımcısı ve SHP lideri Murat Karayalçın dün Kılıçdaroğlu ile görüştü.
Karayalçın, adayların ön seçimle belirlenmesi gerektiğini ifade etti.
Kılıçdaroğlu, “Ben de aynı düşüncedeyim” diye yanıt verdi.
Karayalçın ayrıca, CHP'nin bütün merkez ve taşra yapılanmasının değiştirilmesini önerdi.
Ancak görüşmede seçim bahsine girilmedi.
Karayalçın, bana yaptığı özel değerlendirmede CHP'nin yüzde 25'lik oyunun bir hezimet olduğunu belirterek, “Büyük başarısızlık olarak görüyorum. Böyle devam edemeyiz” dedi.
Yerel seçim öncesinde olağanüstü kurultaya gitmek gerektiğini savunan Karayalçın, Kılıçdaroğlu'nun örgütleri kendisine bağlamasına anlam veremediğini söyledi.
– Kılıçdaroğlu ile ne konuştunuz?
– Ön seçimin zorunluluk olduğunu düşündüğümü belirttim. Ama ön seçimden beklenenleri elde edebilmemiz için üye ve örgüt yapısını değiştirmek gerek. Yine de son aday belirleme yönteminin ne kadar olumsuz olduğunu gördük. 4 bin CHP'li milletvekili adayı olmak istedi. 4 bin kişi arasından 100-200 kişi seçildi. Bir iki dakikalık görüşmeyle seçildi. Sınava giriyormuş gibi… Son derece yanlıştı.
– Kılıçdaroğlu ne dedi?
– Aynı şeyleri düşünüyoruz. Ön seçim yapılacak. Bence önemli bir kazanım.
– Başka bir konuyu görüştünüz mü?
– Benim asıl söylediğim, CHP örgütünün yeniden yapılanması. Merkeziyle taşrasıyla… 2012'de Parti Meclisi'ndeydim. Kemal Bey'e CHP merkez örgütünün değiştirilmesine ilişkin proje sunmuştum. 2015'te İstanbul il başkanıyken taşra örgütünün nasıl yapılanması gerektiğine ilişkin proje hazırlamıştım. Onları hatırlattım. “Ben bu projeleri kurultayda paylaşacağım” dedim.
Tüzüğün toplumsal ve siyasal tasarım uyarınca hazırlanması gerekir. Tasarım dediğim şu: CHP, Türkiye'de nasıl örgütlenmeli? 12 Eylül'de Siyasi Partiler yasası çıkarıldı. Bu yasa diyor ki “Devlet Türkiye'de nasıl örgütlenmişse, nerelerde örgütlenmişse siz de öyle ve oralarda örgütleneceksiniz.”
Ayrı bir örgütlenmeye gidebilmeliyiz. Ne demektir bu? Üretim odaklarında, bölge planlarında, sulama havzalarında ve organize sanayi bölgelerinde örgütlenme. Böyle bir tasarım olmalı. İşte, bunları konuştuk.
– Güncel konulara geldiniz mi?
– (Gülüyor) Gelmedik.
– Kendiniz seçim değerlendirmesi yaptınız mı?
– Kemal Bey yüksek bir performans ortaya koydu. Başarıdan söz edemeyiz. Çünkü seçimi kaybettik ama yüzde 48'lik oy oranını ve 25 milyon oyu kazanım görüyorum.
Partiyle Kemal Bey'i birbirinden ayırıyorum. Kemal Bey'in oyu; CHP'nin ve “Erdoğan gitsin” diyenlerin oyları. Parlamenter sistem olsaydı bu sonuç hezimetti. Parti yıllardır yüzde 25'e çakılmış kalmış. Hatta Ali Babacan demiş ki, “Yüzde 25 içinde DEVA yüzde 4.” Öyle mi değil mi, bilmiyorum. Yüzde 25'in birkaç puan indirilmesi gerekiyor. O nedenle bunu büyük bir başarısızlık olarak görüyorum. Böyle devam edemeyiz.
Sadece kurulları değiştirerek sonuç elde edemeyiz. 10 ay sonra seçim var. Seçime giderken önce CHP'lilere, sonra seçmene umut vermeliyiz. Nasıl vereceğiz? İnsanlar o gitsin, bu gelsinlerle meşgul. Ben denenmemiş bir şeyi öneriyorum. Yapı değişikliğini öneriyorum.
– CHP neden başarılı olamadı?
– Biz düşük siyasi kapasiteyle çalışıyoruz. Tam kapasiteli örgütün üç işlevi olduğunu düşünüyorum. Birincisi, partinin izleyeceği siyasetin örgüt tarafından belirlenmesi gerekiyor. Oysa bizde danışmanlar ve teknisyenler tarafından belirleniyor. Birincisi bu.
İkincisi, adayların örgüt tarafından belirlenmesi.
Üçüncüsü broşürdü, afişti, pankarttı… CHP örgütleri yalnızca son söylediğime sıkıştırıldı. Siyaset belirlemesi yok, aday tespiti yok. Bu da düşük kapasiteyi getiriyor.
– Kurultaya ihtiyaç var mı?
– Var tabi. Hem de çok ihtiyaç var. Olağan kurultay yapılmalı ki, bunları tartışalım.
– Seçimden önce mi yapılmalı, sonra mı?
-Kesin olarak seçimden önce yapılmalı. Bu tartışmaları ilçe ve il kongrelerinde yapacaksak, ortaya çıkan görüşlerin nihai karar şekline dönüştürülmesi kurultaydadır. Kurultayın seçimden sonraya kalması demek, bu düşüncelerin kadük olması demektir. Bu endişeyi taşıyorum.
İkincisi de, ittifak bitti artık. İttifak yapılacaksa da büyük pazarlıklar olacak. HDP'nin durumunun ne olacağı belli değil. CHP'nin okkalı bir yerel yönetimler bildirisi sunması gerekiyor.
Konut fiyatları ve kira konusunda CHP ne yapacak? Elimizde Batıkent gibi BM ödülü kazanmış bir proje var. Kentsel dönüşümde Dikmen ve Portakal Çayı gibi iki proje örneğimiz var, bunu önermeliyiz. Gezi Direnişi ‘kent hakkı' kavramını getirdi. Kent hakkını dillendirmeliyiz. Avrupa Yerel Yönetimler Şartı'nı nasıl yorumladığımızı ortaya koymalıyız.
– İmamoğlu'nun değişim talebini nasıl yorumluyorsunuz?
– Talebin tanımlanması lazım. Neyin değişimini istiyoruz?
– Anlaşılan, genel başkanlık değişimi.
– Ama bu açıklanmalı. Ben neyin değişimini istediğimi söylüyorum.
– Kılıçdaroğlu, örgütleri kendisine bağladı. Bu kararı nasıl yorumluyorsunuz?
– Bir anlam veremedim ben buna. Çünkü zaten bütün parti ona bağlı. Örgütü daha bir bağlı yapmak ne anlama geliyor, bilmiyorum.
– Kılıçdaroğlu seçimlere dair açıklama yapmalı mı?
– Tabi, genel başkanlar bu değerlendirmeyi yaparlar. Daha önemlisi insanlar beklerler. Toplum da bekler.