Mustafa Yeneroğlu: Emniyet Genel Müdürü ve İçişleri Bakanı istifa etmeli

DEVA Partili Yeneroğlu'na bir polis amirinin parmak sallayarak “Ahlaksız, lan sus, senin gibi tiplere ne olacağı belli. Adam gibi konuş” sözlerinin ardından Yeneroğlu, Emniyet Genel Müdürü ve İçişleri Bakanı'nı istifaya çağırdı.

Ankara Kızılay'da bir polis amiri DEVA Partili Mustafa Yeneroğlu'na “Ahlaksız, lan sus, senin gibi tiplere ne olacağı belli. Adam gibi konuş” demişti. Olayın ardından Yeneroğlu, Emniyet Genel Müdürü ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'yu istifaya çağırdı. Yeneroğlu, “Milletvekilliği görevi; yasama çalışması yapmak, milleti temsil etmek ve kimsesizlerin kimsesi olmaktır. Hukuku ayaklar altına alan, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni aşağılayan Emniyet Genel Müdürü ve İçişleri Bakanı’nın istifa etmesi gerekir. Meclis Başkanı Sayın Mustafa Şentop da Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin itibarını korumaya ve yasama organına yönelik bu ağır saldırı karşısında sessizliğini bozmaya çağırıyorum.” ifadelerini kullandı.

TBMM’de düzenlediği basın toplantısında konuşan Yeneroğlu'nun açıklamaları şöyle;

‘DEVA GÜÇLENDİKÇE DEMOKRASİ ALAN KAZANACAK’
“Tüm gücümüzle, büyük bir özveriyle kamu gücünü otoriter eğilimlerine araç kılan devasa bir yapıyla mücadele ediyoruz. Enseyi karartmak yok. Karanlığın en koyu anı, aydınlığa en yakın olduğu zamandır. İşte öyle bir zamanda yaşıyoruz. Işık gelince karanlık yok olur. DEVA Partisi güçlendikçe de otoriterlik zemin kaybedecek, demokrasi ise alan kazanacak.”

‘SAYIN ŞENTOP’U MECLİS’İN İTİBARINI KORUMAYA ÇAĞIRIYORUM’
“Milletvekilliği görevi; yasama çalışması yapmak, milleti temsil etmek ve kimsesizlerin kimsesi olmaktır. Hukuku ayaklar altına alan, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni aşağılayan Emniyet Genel Müdürü ve İçişleri Bakanı’nın istifa etmesi gerekir. Meclis Başkanı Sayın Mustafa Şentop da Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin itibarını korumaya ve yasama organına yönelik bu ağır saldırı karşısında sessizliğini bozmaya çağırıyorum.”

‘KURUMSAL IRKÇILIK DAHA İRONİK BİR ŞEKİLDE ORTAYA KONULAMAZDI’
“Ankara’nın göbeğinde, Kızılay’da, Afrika yemekleri sunan SAAB Cafe Restoran’ın tabela asma törenine polisler ırkçı saiklerle müdahale ettiler. SAAB Kafe’nin tabelasına ise izin verilmedi ve zorla tamamen beyaza boyatıldı. Siyahilere karşı kurumsal ırkçılığın daha ironik bir şekilde ortaya konulması mümkün olamazdı.”

‘GÖÇ İDARESİ HAKLI OLSAYDI POLİS MEDİPOL HASTANELERİNE, ROYALMAXX OTELLERİNE TABELA BASKINI YAPARDI’
“Göç İdaresi Başkanlığı’nın dayandığını söylediği TSE standardı yalnızca ‘kamu kurum ve kuruluşlarına yönelik’ bir standart. Yani kamu kurum ve kuruluşları istisnalar dışında yabancı kelimeli tabelalar kullanamaz. Ama özel hukuk kişilerini bağlayan bir durum yok. Zaten böyle bir durum olsa polis de bu işte yetkili olsa ilk yapması gereken Medipol Hastanelerine ve RoyalMaxx otellerine tabela baskını düzenleyip aynı mafyavari tutumu Sağlık Bakanına ve Turizm Bakanına karşı da uygulamak. Nasıl büyük bir skandalla karşı karşıya olduğumuzu buradan anlayın.”

‘DEZENFORMASYONUN KRALINI YAPAN BİZZAT İKTİDARIN KENDİSİ’
‘Dezenformasyon Kanun Teklifi milletin desteğini kaybetmiş iktidarın seçime hazırlığının bir parçasıdır. Tüm basın, iktidarın pençesine alınmak isteniyor. Basın kartını görünüşte özerk, özünde iletişim başkanlığının kontrolündeki bir komisyon verecek. Bu komisyon da kimin gazeteci olup kimin gazeteci olmadığına karar verecek. Teklifin en önemli maddesi, ‘dezenformasyon suçu’ maddesi… Suç tamamen muğlak içerikli. İktidara göre; onların hoşuna gitmeyen her yorum, her haber yanıltıcı ve zaten dezenformasyon. Dezenformasyonun kralını yapan bizzat iktidarın kendisi.”

‘128 MİLYARI ÇOK AŞTIK, 180 MİLYAR DOLAR NEREDE?’
“Gerçekleri tersyüz etmesi için içi boşaltılan ve herkesin bildiği gerçekleri manipüle eden TÜİK’in açıkladığı istatistiklere inanan bir Allah’ın kulu kaldı mı? Ama vatandaşa sorunca herkes fakirlikten, işsizlikten şikâyet ediyor. Yap-işlet-devret ihalelerinin ihale bedelleri ve şartları nelerdir? 128 milyarı çok aştık, 180 Milyar dolar nerededir? İktidar hiçbir konuda milletimizi bilgilendirmiyor. Bilgi olmayan yerde de her türlü yorum ve haber kolayca yanıltıcı bilgi kılıfına sokularak suç haline getirilebilecektir.”

‘SEÇİM YÖNETMELİĞİ, GAYRİMÜSLİM CEMAATLERİN ÖZERKLİĞİNE İMKÂN SAĞLANMALIYDI’
“Gayrimüslim cemaatlerin özel durumları dikkate alınarak, hazırlanacak seçim yönetmeliğinin bu cemaatlerin özerkliğine imkân sağlayacak şekilde düzenlenmesi gerekmekteydi. Vakfın, müdürlükten yetki belgesi almadan seçim yapamayacak olması nedeniyle seçimlerin kolluk usullerinden ‘izin usulü’ne tâbi tutulduğu görülmekte. Olması gereken, vakıfların seçim sürecinde serbest bırakılması ve Vakıflar Bölge Müdürlüğü’nün yalnızca seçimlerde usulsüzlük olması halinde itiraz mercii olarak devreye girmesidir. Bir diğer mesele seçim çevreleri ile ilgili. İstanbul’daki gayrimüslim cemaat vakıflarının seçim çevrelerinde, milletvekili seçim çevrelerinin esas alınması ve istisna öngörülmemesi hatalı olmuştur. İstanbul’daki vakıfların, tercihleri halinde seçim çevrelerinin tüm İstanbul olmasına imkân verilmelidir. Hastanesi olan vakıfların, Sağlık Bakanlığı’nın onayının alınacağı ve ileride yayınlanacak olan yeni bir yönetmeliğe tâbi tutulmalarını da doğru bulmuyoruz. Hastaneler, sağlık hizmetleri yönünden zaten Sağlık Bakanlığı’nın denetimine tâbiler. O zaman ayrı bir yönetmelik öngörülmesinin mantığı nedir?”

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.