Nuray Babacan: AKP’de 50+1’in küçük partilere hegemonya sağladığını düşünenlerin sayısı az değil

Her hafta değişen hızlı gündem ve gazetecilerin bunun peşinden sürüklenmesi sıradan bir vaka artık.

Arkasındaki gizli planı anlamaya çalışmak yorucu ama bazen bakıp hiçbir şey görememek de mümkün. Ancak, son birkaç hafta içerisinde yaşananları birbiriyle ilişkilendirip, “Bu bir sistem krizi” diyenleri atlamamak gerekir.

BEKLENEN AÇIKLAMA

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın yargı krizinin hemen ardından gündeme getirdiği Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde 50 artı 1 uygulamasından vazgeçilerek, daha kolay seçilecek bir orana indirmeye yönelik sözlerine beklenen yerden beklenen yanıt geldi. Cumhur İttifakı’nın küçük ortağı MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin kendilerine avantaj yaratan mevcut sisteme sahip çıkması AKP’lileri şaşırtmadı.

NASIL YORUMLANDI?

Yapılan yorumlarda, “Bahçeli’nin bu yaklaşımı bekleniyordu. Aksi sürpriz olurdu. MHP kendisine her an ihtiyaç duyulacak bir yapıdan vazgeçmez. Hiçbir sorumluluğu olmadan, sistemin içinde edindiği pozisyondan memnun. Bu mekanizmanın değişmesini istemeyeceği belliydi” deniliyor. Bahçeli’nin açıklamasının AKP’ye “İYİ Parti ile flört etmeyi bırakın, İYİ Parti sözcülerinin yaptığı açıklamaların ne anlama geldiğini biliyoruz” mesajı verdiği iddia ediliyor.

SİSTEM KRİZİ Mİ?

Bu yüzden yaşanan tartışmalar, “sistem krizi” olarak değerlendiriliyor. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin baştan yanlış kurgulandığı, ‘denge ve denetim’ sisteminin iyi kurulmadığı, büyük partileri küçük partilerin hegemonyasına mahkum ettiğini düşünen AKP’lilerin sayısı az değil. Ancak bunlar, “Zamanında biz söyledik, sözümüzü dinletemedik” diyenler. Yani içerde ayrı bir hesaplaşma var.

PARTİ İÇİNDEKİ SESLER

Yapılan değerlendirmelerde, “Bu sistemin kısa sürede sorunlar yaratacağını o dönem dile getirenler arkadaşlar oldu ama partide yankı bulmadı. Büyük partilerin küçük partilere mahkum olacağını söylemiştik. HÜDA PAR ve Yeniden Refah gibi partileri TBMM’ye taşımak ve etki alanlarını arttırmak yanlıştı. Yerel seçimlerde özellikle taşra kentlerinde bu partileri dikkate almak zorunda kalıyoruz” diyorlar.

ADRES NERESİ OLMALI

Yeni bir anayasaya ihtiyaç olduğu konusu ise AKP’de çoğunluk tarafından destek görüyor. Ancak bunun “bütüncül olarak ele alınması” ve çalışma yerinin “genel merkez olması” gerektiği ifade ediliyor. Bu görüşü dile getirenler, “Eğer bir anayasa çalışması yapılacaksa yerel seçimlerden sonra tüm bileşenlerin katılımıyla, parti genel merkezinin yönetiminde yapılmalı. Tüm tarafların katılımı sağlanmalı. Önce ana hedefler konulmalı, sonra maddelere geçilmeli. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi bunun ancak bir parçası olabilir” anlayışında.

İLGİNÇ HESAPLAŞMA

Konu, AKP’deki iç hesaplaşmadan açılmışken, “AKP siyasetinin adresi neresi?” başlığını da atlamamak gerekir. Cumhurbaşkanlığı’nda oluşan yapının, genel merkeze ve parti grubuna alternatif olması rahatsızlık yaratıyor. Siyasi projelerin cumhurbaşkanlığında değil, partide üretilmesi ve tartışılması gerektiği son dönemde daha çok dile getirilmeye başlandı.

HESAPLAR FARKLI

Parti yönetiminin tüm süreçlerin dışında kaldığı, istişarenin ortadan kalktığı görüşü hakim. Siyaset üretmek konusunda partinin kurullarının sistemin dışına düştüğü eleştirileri var. Anlayacağınız, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne sahip çıkanların da itiraz edenlerin de kendilerine göre farklı hesapları var. Ülke yararı bunun neresinde belli değil…