Ne yaptın böyle Mahruki…
Vatan toprağını Yunanistan’a göz göre göre peşkeş çekenlerden özür dilemek de neyin nesi…
Sen bizim gönlümüzdeki kar leoparıydın, Mahruki. Everest’e tüpsüz çıkardın sen. Ağrı, Cudi, Erciyes ve dünyanın tüm heybetli zirveleri senin önünde tozlu yol olurdu.
Yangınlarda, depremlerde, felaketlerde sen ve AKUT’un Hızır gibi yetişir, hayat kurtarırdı.
Bizim ve milyonların kahramanıydın sen.
Ama öyle bir akıl almaz, akla gelmez iş yaptın ki geçende, bir anda uçup gitti tüm geçmişin ve geçmişteki varlığın, kişiliğin.
Bir anda gözümüzde korkak, ürkek, kaçacak yer arayan tarla faresine dönüştün.
Nasıl yaptın kendine bu kötülüğü?
Ve nasıl düş kırıklığına uğrattın bizi ve milyonları?
Biz izlemeyiz onları. Onların televizyonuna çıkmışsın ve orada son derece doğru, yurtsever sözler söylemişsin, o gericilere, o Ortaçağcılara. O Havuz Medyasının, halkın sırtından beslenen şahıslarına.
Aynen şöyle demişsin:
“Ege’deki bize ait olan 17 adayı Yunanistan’a vermekten dolayı vatana ihanetten yargılanacak hükümet. Devran dönecek, Cumhurbaşkanı da, Başbakan da, Genelkurmay Başkanı da yargılanacak.'' (