Araştırmacılar, piercing takan kişilerin ciltlerinde, piercing takmayan kişilere göre daha fazla bakteri ve mantar olduğunu keşfettiler. Bu mikroorganizmalar, ciltte iltihaplanma, kızarıklık, şişlik ve akıntı gibi sorunlara yol açabilir.
Ayrıca, piercinglerin ciltte yara izi bırakabileceği ve bu yara izlerinin kalıcı olabileceği de belirtiliyor.
Mashable Türkiye'de yer alan habere göre, araştırmacılar, mikrobiyom ortamındaki (derinin şeklinden sıcaklığına kadar her şeyi değiştiren) ani değişimin yakınlarda yaşayan mikroorganizmaların yaşamlarını nasıl etkileyeceğine daha yakından bakmak istedi.
MİKROSKOBİK CANLILAR İÇİN BÜYÜK FELAKET
Bakteriler, ökaryotlar ve deriyi evi olarak gören diğer mikroskobik canlılar açısından bakıldığında, piercing, dev bir deprem veya meteor çarpması gibi felaket durumunda, kıyamet gibi bir olay yaşanması anlamına geliyor. Ve bu argüman mikrobiyom analizinde de doğrulandı. Araştırmacılar, yayınladıkları makalelerinde şu şekilde diyor:
"Yeni piercing ortamının; kulak memesi derisinin delinmemiş bölümüne kıyasla, biyotik etkileşimlerin doğasında gözlemlenen temel farklılıkların yanında, zaman içinde daha fazla biyolojik çeşitlilik ve ekolojik karmaşıklıkla ilişkilendiğini keşfettik."
Araştırma ekibinin belirttiği üzere delme süreci cildin sterilizasyonuyla başlıyor, mikropların 'yaşadığı zemin' etkili bir şekilde temizleniyor ve yeni bir mikrobiyal topluluğun hareket etmesi için yeni bir alan sağlanıyor.
Bundan sonra daha büyük bir biyolojik çeşitlilik ve ekolojik karmaşıklık gözlemlendi. Mikrobiyota açısından bu alanlar, koltuk altı veya burunda bulabileceğiniz diğer nemli cilt bölgeleriyle daha yakın bir benzerlik göstermeye başladı.
Staphylococcus epidermidis ve cutibacterium aknes bakterilerinin özellikle piercing çevresinde yaygın olduğu görüldü. Her ikisi de potansiyel olarak tehlikeli ama aynı noktada bir arada bulunduklarında da birbirlerini dengede tutma eğiliminde.
HEMEN HEMEN HER KÜLTÜRDE MEVCUT
Şunu da belirtmekte yarar var; elbet piercing yeni bir şey değil. Binlerce senedir dünyanın hemen hemen her kültüründe varlığını sürdüren bir fenomen. Ancak bilim insanları ilk kez cilt yüzeyindeki en küçük yaşam formları için bu sürecin sonuçlarının neler olabileceğini yakından incelediler.
Vücudumuzdaki diğer birçok yerde olduğu gibi cilt mikrobiyomunun da bizi sağlıklı tutabilmesi için dikkatli bir şekilde dengede kalması gerek. Piercing işleminin neticelerini incelemek, bu dengeyi nasıl koruyacağımız mevzusunda daha fazla bilgi edinmemize yardımcı olabilir.
McGill Üniversitesi'nden biyolog Charles Xu, "Antropoloji ve sosyolojiden, piercing'lerin insanlara özgü ifade, kimlik ve aidiyet sembolü olduğunu biliyoruz" diyerek açıklamada bulunuyor ve ekliyor;
"Bu çalışma yardımıyla, deriye uygulanan piercinglerin aynı zamanda ekosistemin kasıtlı olmadan, bu örnekte insan cildi olan ekolojik arazide bir kendi kendine mühendislik eylemi gerçekleştirdiğini de gösterdik."