Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesi ile birlikte uluslararası kamuoyundan ardı ardına yaptırım açıklamaları geldi. Ancak bu yaptırımların arasında en etkili konu başlıklarından biri Rusya’nın SWIFT sisteminden çıkartılma kararı oldu.
Society for Worldwide Interbank Financial Telecommunication’ın kısaltması olan SWIFT için en doğru tanım uluslararası ödemeler ağı olarak öne çıkıyor.
Bu sistem tüm dünya ticaretinde kilit bir role sahip. Bu yüzden Rusya'nın sistem dışında kalması hem ticari hem de finansal hizmetlerin büyük oranda durmasına neden olabilir. Bu da Rusya üzerindeki ekonomik baskıyı arttıracak.
Ancak burada Türkiye'yi de çok yakından ilgilendiren bir ilişki var. O da Türkiye'nin enerjiden gıdaya, turizmden tekstile kadar çok sayıda sektörde Rusya ile olan güçlü ticareti. Geçtiğimiz yıl Rusya ile ikili ticarette yaklaşık 35 milyar dolarlık bir hacim yakalayan Türkiye için bu aynı zamanda büyük bir ekonomik zorluk sürecini de beraberinde getirebilir.
DW Türkçe'ye değerlendirmelerde bulunan Hazine ve Maliye Bakanlığı Gelir Politikaları eski Genel Müdürü ve eski IMF Ekonomisti Dr. Burcu Aydın Özüdoğru’ya göre Rusya ekonomisindeki bir daralma veya yaptırım Türkiye'yi de yakından ilgilendiriyor. Gıda, turizm ve müteahhitlik gibi alanlarda çok büyük bir ticari ilişkinin bulunduğunu belirten Özüdoğru, "Rusya’nın ödeme sistemleri konusunda yaşayacağı problemler Türk şirketlerinin ihracat yapma kapasitesini zorlayabilir ve tahsilat süreçlerini geciktirebilir" diyor.
Rusya ile Türkiye'nin ikili ticaretinde ilk akla gelen sektörler turizm ve gıda oluyor.
Alternatif pazar arayışı
Rusya'nın Türkiye'nin gıda ithalatında çok önemli bir yere sahip olduğunu belirten Tayaş Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Kazım Taycı, "SWIFT engeli bizim Rusya olan ticaretimizi ciddi ölçüde engeller. Bugün itibarıyla Rusya'dan ithalat konusunda ciddi bir sıkıntı yaşamıyoruz. Ruslar ile şu an görüşüyoruz. Ama bu kararların daha kapsamlı uygulanması bizim için uzun vadede büyük bir problem oluşturacaktır. Sonuçta bir un fabrikası Rusya’dan buğday alıyor ve onun ödemesini bu sistem üzerinden yapıyor. İç tüketim için bir sıkıntı görülmese de biz şimdiden alternatif pazar arayışına girdik. B ve C planlarımızı devreye almak için çalışıyoruz. Buğday ithalatı yapabileceğimiz ülkeler üzerine yoğunlaşıyoruz” diye konuştu.
Gıda sektörü alternatif pazar arayışına girerken turizmciler ise Rusya pazarının yerinin Türkiye için çok stratejik olduğunu başka bir ülke ile doldurulamayacağını ifade ediyor.
Turizmci nasıl ödeme alacak?
Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) Batı Akdeniz Bölge Temsil Kurulu Başkanı Özgen Uysal, Rusya'nın Ukrayna’yı işgal etmesiyle beraber rezervasyonların durduğunu söyledi. Yeni rezervasyon alamadıklarını belirten Uysal, "Turizm sektörü için çok kritik bir pazar. Ülkenin SWIFT sisteminden çıkarılması demek turizmcinin verdiği hizmetin ödemesini alamaması demek. Nasıl olacak? Eskisi gibi çanta ticareti mi yapacağız? Kripto para ile mi ödeme olacak? Bunlarla ticaret olmaz. Büyük bir belirsizlik var" ifadelerini kullandı.
Turizmciler Rus halkının ekonomik endişelerinin artmasının ve Ruble’nin hızla değer kaybetmesinin de Türkiye turizmi için olumsuz bir fotoğraf ortaya çıkaracağını düşünüyor.
"Hava sahası kapanırsa biteriz"
Üstelik Uysal, turizmcinin asıl endişesinin hava sahası sorunu olduğunu söylüyor. Buna göre turizme en büyük darbeyi Türkiye'nin de diğer Avrupa ülkeleri gibi hava sahasını Rus uçaklarına kapatması vurabilir. "İşte o zaman turizmciler dükkân kapatır. Biteriz" diyen Uysal, "Tek umudumuz bu işgalin ve savaş halinin sonlanması. Ukrayna ve Rusya’daki olayların Türkiye'yi etkilememesi imkânsız. Gözlerimiz yapılan toplantılarda. Umarız savaş en kısa sürede sonlanır. Durum hızla normale döner ve etkilerini daha fazla yaşamayız" şeklinde konuştu.
Türkiye'yi yakından ilgilendiriyor
Rusya ekonomisinde yaşanan sıkıntıların Türkiye'yi her alanda etkileyebileceğini anlatan ekonomist Dr. Burcu Aydın Özüdoğru şöyle konuştu:
"Bu etkilerden birisi de finansal kırılganlık göstergeleri. Aslında bunu da görmeye başladık. Geçtiğimiz hafta Rusya’nın Ukrayna’yı işgali ile beraber Türk Lirası Dolar karşısında hızla değer kaybetti. Şu an biraz toparlanma olsa da önemli bir riski işaret ediyor. Ayrıca şu aşamada önemli risklerden birisi de kur korumalı mevduat sistemi üzerinden üstlenilen garantiler. Son verilere göre sistemde yaklaşık 470 milyar lira birikti. Örnek vermek gerekirse kur veya altına karşı verilen garantilerde mevduat faiz oranı yüzde 14-17. Orada kurun her bir puanlık yükselişi kamu maliyesi açısından 5 milyar dolarlık maliyet demek."
"Enflasyonu tetikler"
Doğalgaz, petrol ve kurdaki yukarı yönlü çıkışın enflasyon üzerindeki baskıyı arttıracağını belirten Özüdoğru, Türkiye'nin, Rusya ve Ukrayna'dan önemli ölçüde tahıl ithal ettiğini hatırlattı. Her ülkede uzun sürecek sıkıntıların Türkiye'deki gıda fiyatlarının üzerinde de olumsuz etkisi olabileceğini söyleyen Özüdoğru, "Ayrıca turizmde de önemli bir kayıp söz konusu. Tüm bunlar ekonominin her alanında kendini gösterebilir" dedi.
Peki Rusya ile ticarette yerel parayla ticaret bu konuda bir rahatlama sağlayabilir mi?
"Yerel para ile daha zor"
Dolar ve Euro’nun uluslararası ticarette vazgeçilmez bir ağırlığının bulunduğunu dile getiren Özüdoğru, şöyle konuştu:
"Hatırlarsanız İran’a uygulanan yaptırımlar nedeniyle Halkbank ABD’de ciddi suçlamalarla karşı karşıya kalmıştı. Ticarette buna dikkat edilecektir. Türkiye, Ruble gibi farklı para birimlerine yönelebilir lakin burada Dolar ve Euro'nun dışına çıkması da kısa vadede pek mümkün değil gibi görünüyor. Bu geçiş çok kolay olmayacaktır."
"Rusya’nın üzerinde ciddi etkisi olacak"
Son olarak Rusya'ya uygulanacak yaptırımların Rus finansal sistemi üzerindeki ciddi etki bırakacağını vurgulayan Özüdoğru bunları şöyle açıkladı:
"Rusya Merkez Bankası faiz oranlarını yüzde 9.5 seviyesinden yüzde 20'ye çıkardı. Ama buna rağmen Ruble, Dolara karşı yüzde 30'a yakın değer kaybetti. Yaptırımlar, Rus halkının bankacılık sistemine olan güvenini de etkileyecek. Özellikle SWIFT engellemesi bu konuda bir bankacılık krizine ve Ruble’nin daha da hızlı değer kaybetmesine neden olabilir. Ama dileğimiz barış müzakerelerinin başlaması ve bu etkilerin de yaşanmaması" diye ifade etti. (Emre Eser)