Şiddet ilke olarak reddedilmelidir

Uzun yıllardır yaşam tarafından test edilmiş ve sonuca varılmıştır.Şiddet özellikle de örgütlü şiddet yani terörizm çok uzun bir süredir ve artık 21. YY da egemen güçlerin, (Siz bunu ABD emperyalizmi ve dünya çapındaki...

Uzun yıllardır yaşam tarafından test edilmiş ve sonuca varılmıştır.

Şiddet özellikle de örgütlü şiddet yani terörizm çok uzun bir süredir ve artık 21. YY da egemen güçlerin, (Siz bunu ABD emperyalizmi ve dünya çapındaki işbirlikçileri, doğal müttefikleri v.b diye okuyun) toplumsal uyanışın bastırılmasında "en etkin silah" olmuştur.

Bu durum dünyanın bütün anti-emperyalist güçlerini; emperyalizme, işbirlikçi kapitalizme ve her türlü yobazlığa karşı; bağımsız, kapsamlı ve ayrıntılı bir "Anti-Terörist strateji" başlığı altında şiddetin devrimci mücadeleden dışlanması için bir program üretme görevi dayatmaktadır.

Akılalmaz ölçülere ve etkinliklere ulaşmış bulunan kitle iletişim araçları, bütünüyle bu "haklı olanların şiddeti" üzerinden "emek ve hak" bilincini bloke etmekte, tersine çevirip emek ve hak için mücadele edenlere karşı öldürücü bir bumeranga dönüştürmektedir.

Sosyalist literatürün, "devrimci şiddet" üzerine zengin ve parlak söylemi bizzat anti-emperyalist güçler üzerine bir şal yumuşaklığı ile ulaştırılmakta ve sonra o şalın altında ikna olmuş "intihar bombacıları" üretilmektedir.

Sözü uzatmak anlamsız... Şiddet eninde sonunda sistematik bir mücadele yöntemine dönüşmekte, hayal bile edilemeyecek zalimane, kanlı, vahşi biçimler almakta... İşte tam da bu noktada "sörf etkisi" devreye girmekte "şiddetin şiddetle bastırılması" anlayışı fırtınaya dönüşmekte, emperyalizmin "ilmin ve fennin bütün mütekamil silahlarıyla donanmış sörfünü","hak ve emek" güçlerinin üzerine muazzam bir basınç eşliğinde yöneltmektedir...

Açık ve zorunlu bir görevdir: Şiddet İlke olarak reddedilmelidir. (27 yıl Önce Kerem Çalışkan'ın benim ile yaptığı ve Cumhuriyet gazetesinde bir tam sayfa yayınlanan röpotajımızın da ana başlığı bu cümleydi ŞİDDET İLKE OLARAK REDDEDİLMELİDİR!..). Şiddetin bütün biçimleri özellikle de sistematik şiddetin/terörizmin reddi üzerine özel bir gündem dünyanın mazlum halklarının ve gönlü onlarla beraber olanların bir numaralı gündemi olmalıdır.

Şimdi artık reddetmek yetmiyor, yetmeyecektir. Politik ve kültürel olarak da şiddetle, özellikle örgütlü ve sistematik şiddetle yani "Terörizmle" Mücadele gündemimizde öncelikli yerini almalıdır.

Bu gün bu mücadele "Çağdaş İnsanlık Değerleri" için mücadelenin ayrılmaz bir parçasıdır.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

ABC Kritik Haberleri

100. Yıl törenleri ve Cumhuriyet'i sahiplenme
Merve Dizdar, teşekkür konuşmasında Erdoğan'a övgüler sıraladı, ne olurdu?
Mitingi kalabalık göstermek için hangi hileleri deneyip yakalandılar?
İşte 4 Şubat 2022 tarihli Resmi Gazete'deki karar
Atatürk, İnönü, Özal ve Demirel'in cumhurbaşkanlığı geçerli değil mi?