Stefan Zweig'in 'Sabırsız yürek ya da merhamet'i

Tahir ŞilkanStefan Zweig'ın sağlığında yayınlanan  tek romanı, ülkemizde farklı çeviriler farklı adlarla yayınlanan Acımak'tır.Acımak, Merhamet ya da Sabırsız Yürek,  Romanın başına konulan aşağıdaki roman cümlesinin...

Tahir Şilkan

Stefan Zweig'ın sağlığında yayınlanan  tek romanı, ülkemizde farklı çeviriler farklı adlarla yayınlanan Acımak'tır.

Acımak, Merhamet ya da Sabırsız Yürek,  Romanın başına konulan aşağıdaki roman cümlesinin hikayesidir:

   "... İki tür acıma duygusu vardır. Birincisi, duygusal ve zayıf olanı, başka birinin yaşadığı felaketlerden kaynaklanan acı ve hüzünden alabildiğine çabuk kurtulmak için çırpınan yüreğin sabırsızlığıdır. Bu, bir acıyı birlikte hissetmek değil, ruhun yabancı bir derde karşı kendini içgüdüsel olarak savunması anlamındaki acıma duygusudur. Diğeri, tek gerçek acıma duygusu ise yaratıcı olan, ne istediğini bilen; sabırla, gücü yettiğince hatta gücünün bile ötesinde katlanmaya ve dayanmaya kararlı bir insanın acıma duygusudur..."

          Freud'un öğretisine büyük bir ilgisi olan Zweıg, acıma duygusunun insanı nasıl çatışmalara düşürebileceğini,gerçek duyguların gizlenerek, merhamet duygusuyla yapılan davranışların, insanların hayatında ne gibi sonuçlar doğurabileceğini, üzerinden çeyrek yüzyıl geçmesine karşın nasıl bir mutsuzluk kaynağı olabileceğini unutulmaz bir anlatıya dönüştürmüştür.   

       Sabırsız Yürek romanında yer verilen giriş bölümünü okumak; romanı daha iyi anlamak ve kavramak, kafamızda oluşan sonraki süreç hakkındaki bazı soruların yanıt bulması gibi nedenlerle anlamlı katkı sunan bir bölüm. Bu bölüm, romanın geçtiği 1. dünya savaşı'nın öncesi olan 1913-1914'ten, 25 yıl sonrası (1938)  2. Savaş öncesi günleri anlatıyor ve Roman kahramanının sözleriyle; "... bir insan yaşamının yirmi beş yılı artık kendisi için bile anlamsızsa, başka birini niçin ilgilendirsin ki..." denilmesinin ardından,  1938 yılında levazım tuğgeneral rütbesinde olan roman kahramanının, olayları ; Yazara anlatmasını, ya da Zweıg'ın romanı bu şekilde kurgulamış olduğunu gözler önüne seriyor, şu sözlerle:

  "... Onun anlattıklarında çok az değişiklik yaptım, belki Macar süvarisini mızraklı süvari yaptım, garnizonların adını vermedim, hangileri olduğu anlaşılmasın diye haritadaki yerlerini biraz değiştirdim ve özellikle de tüm isimleri farklı olarak yazdım. Ama hiçbir yerde önemli bir ekleme yapmadım. Dolayısıyla şimdi ben değil, anlatıcı başlıyor anlatmaya."

                Olaylar, 1. Dünya Savaşı öncesinde bir sınır kasabasında geçmektedir. Teğmen Hofmiller,  kasabanın en zengin kişisi Kekesfalva'nın kötürüm kızı Edith ile tanışacak ve arkadaş, dost olarak evin devamlı konuğu olacaktır. Edith, Teğmenin ilgisini farklı değerlendirecek ancak Teğmen , Edith'e yalnızca " acıma" duygusuyla yaklaşacaktır. Ancak bunu açıklıkla ortaya koy(a)madığı ve kızın tedavisini üstlenen Dr. Condor'un tedavinin sonuçları hakkındaki düşüncelerini yanlış aktarması sonucunda olaylar dramatik bir süreçte gelişecektir. 

               Teğmen, Edith ve Babasına acıma duygusuyla gerçekten inanmadığı sözler söyleyecek, kızla nişanlanacak ancak arkadaşlarının yanında nişanı inkar edecektir. Teğmen Hofmiller, söylediği sözlerin ve davranışların üzüntüsünü yaşamı boyunca çekecektir. Teğmen'in romanının dramatik sonucuna ilişkin  son sözleri bunu ortaya koyar: " İnsan yüreği , ille de unutmak istediği şeyi, rahatça ve bütünüyle unutabilir..."   Ancak, " Vicdan hatırladıkça,  hiçbir suç unutulmaz."

                       Merhamet, Stefan Zweıg'ın insan davranışları üzerine gerçekçi ve anlamlı sonuçları ortaya koyduğu başarılı bir roman, şaşırtıcı veya sürpriz bir roman akışı yok ama Zweıg'ın roman kurgusu, olayları, insanları düşünce dünyaları ve davranışlarıyla anlatışı etkileyici ve sürükleyici. Öykü ve novellalardaki başarısını romanlarında da gösteriyor Zweıg ve İnsanlığın böyle büyük bir anlatcı ve yazıcının kendi canına kıymasına neden olduğu için faşizme bir kez daha lanet etmesine vesile oluyor.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

ABC Kritik Haberleri

100. Yıl törenleri ve Cumhuriyet'i sahiplenme
Merve Dizdar, teşekkür konuşmasında Erdoğan'a övgüler sıraladı, ne olurdu?
Mitingi kalabalık göstermek için hangi hileleri deneyip yakalandılar?
İşte 4 Şubat 2022 tarihli Resmi Gazete'deki karar
Atatürk, İnönü, Özal ve Demirel'in cumhurbaşkanlığı geçerli değil mi?