Sümela Manastırı restorasyonun ardından ziyarete açıldı

Türkiye'nin önemli inanç turizmi merkezlerinden Sümela Manastırı, 5 yıldan uzun süren restorasyon çalışmalarının ardından Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy'un katılımıyla yeniden ziyarete açıldı.

Maçka ilçesindeki Karadağ'ın Altındere Vadisi'ne bakan eteğinde, vadiden yaklaşık 300 metre yükseklikteki ormanlık alanda kayalar oyularak inşa edilen Sümela Manastırı, kaya düşme riskine karşı Eylül 2015'te ziyarete kapatılarak restorasyona alındı.

Restorasyonun ardından manastırın yeniden ziyarete açılması dolayısıyla düzenlenen törene katılan Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, manastırı gezerek yapılan çalışmalar hakkında yetkililerden bilgi aldı.

Bakan Ersoy, incelemelerinin ardından gazetecilere, manastırda restorasyon çalışmalarının 2016'nın Şubat ayında başladığını ve öncelik verdikleri projelerden biri olduğunu söyledi.

Restorasyon dışında çalışmaları zorlaştıran sorunun dağdaki kayalık alanlardan gelen akıntı olduğuna işaret eden Ersoy, "Çünkü herkesin çalışabileceği bir ortam değil. Dağcı ekibimiz, mühendisler ve özel uzman kişilerle çok zorlu iklim şartları altında çalışılıyor. 12 ay düzenli çalışamıyorsunuz, kışın çok yoğun olduğu yerlerde ara vermek zorunda kalıyoruz. Zaten yukarıya bakıldığı zaman yapılan işin büyüklüğü anlaşılıyor." dedi.

Ersoy, 20 bin metrekarelik alanda çok ciddi kaya temizliği yapıldığını belirterek, bazı kayaların sabitlendiğini, bazılarının alındığını, zorlu bir çalışmadan sonra tamamen tamamlamış olduklarını aktardı.

Sümela Manastırı'nın Karadeniz ve Trabzon turizmi için çok önemli bir nokta olduğunu, bu nedenle 2019 yılında kısmi açılmaya gittiklerini anımsatan Ersoy, şöyle devam etti:

"Girişten görülebilecek şekle kadar olan birinci kısmı açtık. Geçen sene biliyorsunuz eskiden açık olan yerlerin tamamını açtık. Aslında bu etapta yaptığımız iş, kalan kayaların temizlenmesi ve daha önce hiç ziyaretçi almadığımız noktaların temizlenmesi şeklinde gerçekleşti. Zaten bu da ayrı bir ilgi alanı oluşturacak. Yeni bölümde yeni şapeller, keşiş odaları, salonlar, misafirhaneler gibi birçok noktalar var. Dijital ortamda sunum yapabileceğimiz noktalar da oluşturduk. Gizli bir şapel daha var, o da bir iki hafta içerisinde devreye girecek. Yaklaşık 50 metre manastır ucundan kayalıklardan gittikten sonra gizli bir şapel var, onu da hizmete alacağız. Açıkçası bence daha önce ziyaret etmiş olanlar, tekrar tekrar buraya gelerek ziyaret edecekler diye düşünüyoruz."

Bakan Ersoy, manastırın farklı bölümlerinde çok önemli fresklerin olduğuna dikkati çekerek, bu alanlarda renklendirme ve canlandırma çalışmalarının devam ettiğini kaydetti.

Freskleri canlandırma ekibinin manastırda sürekli hizmet vereceğini dile getiren Ersoy, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Maalesef buranın yapısından dolayı mevsim geçişlerinde hem su hem de yoğunlaşma oluyor, bu fresklere zarar veriyor. Artık uzman bir ekip 12 ay boyunca burada çalışacak. Bunların sebeplerini araştırarak raporlayıp dosyalıyorlar. Onlara en doğru şekilde nasıl müdahale edebileceklerini görüyorlar ve dosyalıyorlar, bundan sonraki nesillere kalabilmesi için. Düzenli olarak yoğunlaşmadan veya su akıntılarından kaynaklanan yıpranmaları düzeltecekler. Bu şekilde burayı artık kalıcı olarak turizmin hizmetine bir daha kapatmaya gerek kalmadan koruyacağız diye düşünüyorum. Sezona yetişmesi de iyi oldu. İnşallah başta Trabzon olmak üzere Karadeniz'in turizmine çok ciddi fayda sağlayacak diye düşünüyorum."

Bakan Ersoy, bir gazetecinin 'Turizmde nasıl bir sezon öngörüyorsunuz?' şeklindeki sorusu üzerine, "Ben başından beri geçen sene ile kıyaslanmayacak kadar iyi bir sezon olacağını söylüyorum. Sadece bizim ülkemizde, bizim ülkemizin virüsle mücadelesine endeksli bir konu değil. Bize yolcu tedariki sağlayan ülkelerin de virüsle ne derece mücadele ettikleri, aşılanmaların da nasıl ilerleyeceği ile ilgili bir konu." diye konuştu.

Türkiye'de aşılamanın çok iyi gittiğine dikkati çeken Ersoy, "İnşallah temmuz sonu itibarıyla hedef kitlenin çok büyük bir kısmı aşılanmış olacak. Hatta biliyorsunuz dünkü kararlarla ikinci doz aşıların erkene alınmasıyla biz temmuz sonunda belli bir toplum bağışıklığını yakalarız diye düşünüyorum." değerlendirmesinde bulundu.

Ersoy, şunları kaydetti:

"Bizde sezon gecikti ama hiçbir ülkede de açılmadı. Bütün ülkelerde sezonun açılması gecikti. O yüzden bizim bir misafir kaybımız oluşmadı aslında sezon kaydı diye düşünüyorum. Geçen sene biz sezonu yaklaşık 16 milyon turist ve 12 milyar dolarla kapatmıştık. Bu sene de dediğim koşullarda çok ciddi bir değişiklik olmazsa, tekrar bir virüs dalgası gelmezse, hem bize yolcu tedariki yapan ülkeler hem de biz kurallara uyup pozisyonumuzu iyileştirerek devam edersek bu sene 25 milyon turist ve 20 milyar doların üzerinde gelirle kapatırız diye düşünüyorum."

Turizm sezonunun kasım ve aralık aylarına kadar uzayabileceğine işaret eden Ersoy, "Bu sayının daha da artması mümkün. Biz turizmciler olarak konsantre olursak çünkü çok da yoğun tanıtım yapıyoruz, biliyorsunuz Turizm Geliştirme Ajansı gibi bir silah var elimizde ve o silahı da çok iyi kullanıyoruz. Bizden daha fazla erken rezervasyon alan ülkelerin, biz kırmızı koddan düşüp yeşile geçtikten sonra çok yoğun tanıtımla onlarla aynı rezervasyon oranlarını yakaladık. Hatta geçen haftadan itibaren geçmeye başladık. Sezonun uzamasıyla birlikte inşallah istediğimiz hedefleri hatta daha üzerinde kapatırız diye düşünüyorum." ifadelerini kullandı.

Yatırımların kurala ve sisteme bağlanmasının turizmden alınan payı o derece yükselteceğine vurgu yapan Ersoy, şunları söyledi:

"Bu turizm yatırımları yüz metre koşuları değil. Bir maraton ve devamında kendinizi geliştirmeniz gereken bir maraton. Bu maratonda da birinci gelmek istiyorsanız bir sisteme bağlı çalışmanız lazım. Standartların üst otorite tarafından belirlenip herkesin de bu standartları yakalamayı hedeflemesi gerekiyor. Ne kadar az standart koyarsanız o kadar yarıştan geri kalırsınız. Bu bağlamda biz gerekli yasal düzenlemeleri de yaptık. Komisyondan da geçti, inşallah Meclisten de geçtikten sonra hızlı bir şekilde yürürlüğe girecek. Bizim burada hedefimiz, biliyorsunuz alfabenin A'sı, B'si, C'si var. Bunlardan bir eksik noktamız da turizm geliştirme ajansları. Biz bu eksikleri de tamamlıyoruz."

Ersoy, turizmde kullanabilecekleri en önemli silahın tanıtım olduğunun altını çizerek, sözlerini şöyle tamamladı:

"Çok değerli turizm varlıklarına sahip olabilirsiniz ama onları tanıtamıyorsanız o da bir işe yaramıyor. Bütün yatırımlarınız ve potansiyeliniz boşa gidiyor. Hem bu potansiyeli doğru şekilde planlayıp yatırım yapılmasını sağlamanız lazım hem de bu yaptıklarınızı çok doğru bir şekilde tüm dünyaya anlatmanız gerekiyor. Biliyorsunuz Türk Hava Yolları denilen elimizde başka bir silah var. İstanbul Havalimanı'ndan bahsedecek olursak 330 noktaya direkt uçulabilen pandemi öncesinde elimizde bir lokasyon var. Dünyanın en büyük hat noktalarından birisi. Şimdi sizin elinizdeki bu silahları doğru kullanmanız lazım. 2023 hedeflerimizin en başında da turizmi 81 vilayete yaymak geliyor. Pandemide bir ara verdik ama biz alfabemizi hazırladık, bölgelerimizi eğittik, konsantre ettik."

Açılışın ardından Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası, manastırın alt bölümünde yer alan otopark alanında oluşturulan platformda konser verdi.

Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası Genel Müzik Direktörü Cemi'i Can Deliorman'ın şefliğindeki konserde, mezzo soprano Zeynep Halvaşi, vokalde Resul Dindar, kemençede Rıza Can Özel, tulumda ise Mustafa Gökay Ferah yer aldı.

Yöresel eserlerin seslendirildiği ve yaklaşık 40 dakika süren konseri, davetli ve ziyaretçiler beğeniyle takip etti.

Törene, Bakan Ersoy'un yanı sıra Trabzon Valisi İsmail Ustaoğlu, Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Murat Zorluoğlu, AK Parti Trabzon Milletvekilleri Bahar Ayvazoğlu ve Salih Cora, Maçka Belediye Başkanı Koray Koçhan ile protokol üyeleri de katıldı.

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.