Suriye yenilgisinin faturası Davutoğlu’na kesilecek

ABC Gazetesi / Ömer ÖdemişTürkiye’nin kirli Suriye politikasının mimarı olarak bilinen Davutoğlu, Erdoğan tarafından kısa bir sürede harcanarak tasfiye edildi. Bu tasfiye sürecinin pek çok nedeni ile birlikte önemli bir nedeni...

ABC Gazetesi / Ömer Ödemiş
Türkiye’nin kirli Suriye politikasının mimarı olarak bilinen Davutoğlu, Erdoğan tarafından kısa bir sürede harcanarak tasfiye edildi. Bu tasfiye sürecinin pek çok nedeni ile birlikte önemli bir nedeni de AKP’nin Suriye politikasındaki yenilgi oluşturdu.

2011 yılından bu yana Suriye'de yüzbinlerce insanın yaşamını kaybetmesine neden olan cihatçı katiller üzerinden sürdürülen kirli Suriye politikası başarı üretememiş, Suriye halkının direnişi karşısında yenilmiştir. Uluslararası hukuk çiğnenerek her türden kirli yöntem kullanılmış, cihatçı katillere silah, mühimmat ve insan gücü desteği verilerek, Suriye meşru devleti yıkılmaya çalışılmıştır.

Değişik süreçlerde açıkça ortaya çıktığı gibi, cihatçı katiller Türkiye sahasını bir üst olarak kullanmış ve her türden silah, mühimmat ve lojistik geçişte Türkiye sınırları kullanılmıştır. Özellikle Güney sınırları tamamen kaldırılmış, silahlı katillerin, güzergahı haline dönüştürülmüş, yaraların bakımı ve yeni unsurların geçişinde organizasyon görevi üstelenilmişti. Uluslararası hukuka göre suç oluşturan tüm bu uygulamalar, uluslararası kamuoyunda “Terör ihracı" olarak algılanmış, yargı sürencin işletilmesi noktasında talepler seslendirilmeye başladı.

Tüm süreçlerin mimarı ve yürütücüsü dönemin Dışişleri Bakanı olan ve akademik değer tartışılan “Stratejik Derinlik'' isimli bir kitabın yazarı da olan Ahmet Davutoğlu tarafından şekillendirilerek yürütülmüştür. Kuşkusuz Erdoğan ve AKP iktidarının tamamının sorumlu olduğu kirli Suriye politikasının tek suçlusu Davutoğlu değildir.

09 Ağustos 2011 yılında son kez Şam’ı Dışişleri Bakanı olarak ziyaret eden Davutoğlu, bu ziyarette daha önce ABD Dışişleri Bakanı Collin Powel sunduğu 17 maddelik istekler listesini bir kez daha dayatmaya kalkışarak, Beşar Esad’ın kabul etmekten başka şansı kalmadığını söylemeye kalkışmıştır. Davutoğlu’nun son kez seslendirdiği istekler listesinde; İran ile güvenlik işbirliği anlaşmasının sona erdirilmesi ve ilişkilerin sınırlandırılması, Filistinli Grupların Şamdan kovulması, Lübnan'da direniş ile ilişkilerin kesilmesi, Müslüman kardeşleri örgütünün yasallaştırarak meclise girmesinin önünün açılması gibi stratejik talepler yer alıyordu. Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad, Davutoğlu’nun bu tehdidi karşısında sert tepki göstererek; "Siz Türkiye devletinin mi Dışişleri Bakanı mısınız yoksa ABD’nin Dışişleri Bakanı mısınız?'' ifadesini kullanmış ve taleplerin Suriye için kabul edilmez olduğunu net bir şekilde bir kez daha ifade etmişti.

5 yılı aşkın süredir devam eden bu kirli savaşta Suriye halkı direnerek ve Orta Doğu üzerinde oynanan oyunu bozmuştur. Beş yılda 10 bin civarında savunmasız çocuk, 300 bin civarında masum sivil yaşamını yitirirken 80 bin civarında Suriye askeri can vermiştir. Suriye’nin pek çok kenti tahrip edilerek sanayisi çökertilmiş ve yaşam ve açlık tehdidi ile milyonlarca insan ülke içinde ve dışında göç etmek zorunda bırakmıştır.

Esadsız bir çözümün artık düşünülemediği Suriye sürecinde hemen her kesin politika değişikline gitmek zorunda kalmıştır. Direnen ve pek çok kesimin Suriye politikasını boşa çıkartan Suriye halkı zafere doğru ilerlerken kaybedenler, kendilerine günah keçileri yaratma telaşına düştüler. Sarayın yeni Başbakanın iş başına gelir gelmez yaptığı Suriye açıklaması, AKP’nin Suriye yenilgiyi açıkça kabul etmesidir. Bizim 2 yıl önce belirttiğimiz yenilgi bu kez AKP başbakanı tarafından açıkça kabul edilmiştir. Bu demektir ki, yenilginin sorumlusu olarak öne çıkartılacak Davutoğlu, bir dönemin sorumlusu olarak lanse edilecek, Erdoğan ve diğer AKP yöneticileri aklanmaya çalışılacaktır. Uluslararası mahkemeler, suçlu aradığında ise; AKP’nin suçlusu hazırdır: Davutoğlu.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

ABC Kritik Haberleri

100. Yıl törenleri ve Cumhuriyet'i sahiplenme
Merve Dizdar, teşekkür konuşmasında Erdoğan'a övgüler sıraladı, ne olurdu?
Mitingi kalabalık göstermek için hangi hileleri deneyip yakalandılar?
İşte 4 Şubat 2022 tarihli Resmi Gazete'deki karar
Atatürk, İnönü, Özal ve Demirel'in cumhurbaşkanlığı geçerli değil mi?