Ergün Atalay, asgari ücret için, “Devlet desteğinin, işverenin yükünü üzerinden alacak kadar olması gerekir ki işçi de işinden olmasın. Önerim, örgütlü işyerlerine destek verilmesi. Çünkü destekle örgütlülüğün de önü açılır” dedi.
Asgari ücret görüşmeleri başlamak üzereyken, Türk-İş Başkanı Atalay, işçilerin bu ekonomik durumdaki yaşam koşullarıyla ilgili olarak, “İşçi, ek iş yapıyor. Asgari ücretlilerin yüzde 90’ı böyle. Az da olsa memur da ek iş yapıyor. İnsanlar mecburen ikinci üçüncü işte çalışıyor. Enflasyon yüzde 20. Bunun çok üzerinde zam vermek lazım" dedi.
Cumhuriyet'ten İklim Ögel'e konuşan Atalay, sığınmacı meselesinin işçilere etkisi hakkında da Bunlar bizim misafirimiz. Canlarını kurtarmak ve rahat yaşamak için geliyorlar. Bizim yaptığımız insani ilişkiyi dünyada kimse yapmıyor. Antep’te iki ayakkabı fabrikası var, 100’er kişi çalışıyor. Biri Suriyeli, Afgan çalıştırıyor. Diğeri asgari ücret, servis ve yemek parası veriyor. Bunun maliyeti bir kişi için 5 bin 700 TL. Diğerinin 2 bin TL. Çünkü kayıt dışı. Kayıt dışını kayıt içine almak gerek. Ben ırkçı değilim, onlara ev sahipliği yapalım lakin onlarda misafirliklerini bilsinler. Kampları dolaştım, kadınları, çocukları gördüm, üzerime düşeni de yaptım. Dünya da verdiği sözleri tutsun. Ben Türkiye’den yanayım" ifadesini kullandı.
Atalay şu ifadeleri kullandı:
"Kamuoyuna rakam açıklamıyorum, Ben arzu ettiğimi söyledim. Çalışma bakanı, maliye bakanı, cumhurbaşkanı biliyor. Her siyasi parti bir rakam söylüyor lakin partilerin bir sorumluluğu yok, masada değiller. DİSK 5 bin 200 TL diyor. Ben 7 bin, 8 bin, 10 bin de derim. Demek serbest lakin benim söylediğim ile aldığım arasında uyum olmasılı.
3 dönem önce rakam açıkladım ve o rakama kendimi bağladım. İşveren, 'TÜRK- İŞ bu rakamın altına inmez' dedi ve istediği gibi hükümetle hareket etti. O dönemin parasıyla 70 TL az zam alabildim. 70 TL bir yılda 840 TL yapıyor. Bu, iki yıllık ekmek parasıdır. Rakamı söylediğimde pazarlık payım düşüyor."