Uzman Diyetisyen Banu Süzen, "Koronavirüsü yenmiş, sadece karantina süresi devam eden bir şahıs oruç tutabilir. Sadece bağışıklık sistemini güçlendirmek adına bir süre daha oruç tutmaması daha iyi olur diye düşünüyorum" dedi.
Ufuk Üniversitesi Dr. Rıdvan Ege Hastanesi Uzman Şef Diyetisyen Banu Süzen, yeni tip koronavirüste bağışıklık sisteminin kuvvetli olmasının en büyük silah olduğunu bildirdi. Tüm besinlerin bağışıklık sistemini güçlendirdiğini belirten Süzen, Bakanlık kanalından Türkiye'ye özgü beslenme rehberinin yayımlandığını hatırlattı. Süzen, "Bu rehberde mühim olan nokta şudur; tüm enfeksiyon ve kronik hastalıklarından korunmak için bir beslenme tabağımızın olması gerekiyor. Biz bir tabak düşünüyoruz; bu tabağı öncelikle yarıya bölüyoruz. Böldüğümüz tabağın yarısını sebze-meyve ve tahıl grubundan oluşturuyoruz, kalan yarısını da 3 eşit bölüme bölüyoruz. Et, süt ve meyve grubundan dengeli bir halde alarak, bağışıklık sistemimizi devamlı olarak kuvvetli tutabiliriz" dedi.
'DOKTOR TAVSİYESİ İLE ORUÇ TUTABİLİR'
Diyetisyen Süzen, şeker, böbrek, karaciğer ve öteki kronik hastalığı olan, 65 yaşın üstünde olup bağışıklık sistemi yeterince zayıflamış, kanser tedavisi almış yada organ nakli olmuş, bağışıklık sistemi baskılanmış kişilerin oruç tutmaması icap ettiğini kaydetti. Süzen, "Bilhassa ağır işlerde çalışan kişiler ve sıhhat çalışanları yaptıkları işi etkileyecekse, dini vecibelerini değişik yollarla yerine getirebilirler. Koronavirüs enfeksiyonunu yenmiş, sadece karantina süresi devam eden bir şahıs hekim tarafınca da aç kalması uygun görülüyorsa, oruç tutabilir. Enfeksiyonu yeni kurtulduğu için bağışıklık sistemini güçlendirmek adına bir süre daha oruç tutmayıp, devam etmesi daha iyi olur diye düşünüyorum" ifadelerini kullandı.
'BESİN ÖĞELERİNİ ALMALARI GEREKİYOR'
Uzun süre aç kalmanın bağışıklık sistemi üstünde etkisine yönelik çalışmaların fazlaca yetersiz bulunduğunu söyleyen Diyetisyen Süzen, "Bu mevzu bir kuram olarak söyleniyor. Dolayısıyla şahıs sağlıklıysa, uzun süre aç kalmak bağışıklık sistemini fazlaca etkilemeyecektir. Sağlıklıysa, herhangi bir kronik hastalığı ya da geçirmiş bir enfeksiyon hastalığı yoksa uzun süre açlık bireyi etkilemeyecektir. Eğer kronik hastalığı var ise, mümkün olduğu kadar aç kalmamasını öneriyoruz. Tedavilerinin gereği olan gıda öğelerini almaları gerekiyor" diye konuştu.
'BESİN GRUPLARINI TAM ALMAMIZ KORUYUCUDUR'
Diyetisyen Süzen, Ramazan ayında oruç tutan kişilerin, sahur yapmadan oruç tutmamaları icap ettiğini altını çizdi. Bilhassa iş temposu yoğun olan kişilerin sahur yapmadan oruç tutmalarının halsiz kalmalarına niçin olacağını ifade eden Süzen, bu durumun bağışıklık sistemini zayıflatacağını kaydetti. Oruç zamanında sahurun en mühim öğünlerden biri bulunduğunu belirten Süzen, "Uzun bir açlık döneminde ihtiyacımız olan gıda öğelerinin bir kısmını sahurda almamız gerekiyor. Hepimiz bilhassa sahurla beraber oruç tutulmasını öneriyoruz. Bilhassa koronavirüs salgını döneminde bulunduğumuz için besinlerin tamamının beraber alınmasıdır. Gıda gruplarını belirli miktarlarda tam olarak almamız bizi aslolan koruyacak olan noktadır. Besinin bir mucize yaratmayacağını unutmamamız gerekiyor. Gıda öğeleri bizlerin bağışıklık sistemini destekleyici ve güçlendirici özelliğe sahiptir. Doğrusu tek bir gıda grubu ya da tek bir yiyecek bizler için mucize değildir. Gün içinde gıdalardan dengeli bir halde tüketilmesi gerekiyor" dedi.
'YETERİ KADAR SIVI ALIMI OLDUKÇA ÖNEMLİDİR'
İftarda ise ilk olarak sıvı gıdalarla başlanıp dinlendikten sonrasında ana yemeğin yenmesi gerektiğini kaydeden Süzen, "Yemeğin dozunu kaçırmamak fazlaca önemlidir. Etli sebze yemeği ya da et yemeğinin yanında sebze ve salata ile yoğurtla beraber desteklenmiş iftar yemeği olabilir. İftarla sahur arasındaki zamanda ise, mesela bir elma ya da tercihen başka bir meyve ile 2 ceviz içi tüketilebilir. Bu hem tatlı ihtiyacını giderecek hem de vitamin ve mineral ihtiyacının büyük bir kısmını karşılayacaktır. Ek olarak, iftardan sahura kadar olan sürede yeteri kadar sıvı alımı oldukça önemlidir" ifadelerini kullandı.