Yeni Türkiye’de sıradan bir gün: ''Yaşasın cehalet!’

Ali Rıza ÖzkanHayır, yemin ediyorum, sadece gülüp geçecektim. Zirveden başlayıp aşağıya doğru sirayet eden cehaletin kutsanmasına, barbarlığın yüceltilmesine karşı gücümüz kırıldı. Hayır, “g.tuyun gılıyık'' coşkunluğuna...

Ali Rıza Özkan

Hayır, yemin ediyorum, sadece gülüp geçecektim. Zirveden başlayıp aşağıya doğru sirayet eden cehaletin kutsanmasına, barbarlığın yüceltilmesine karşı gücümüz kırıldı. Hayır, “g.tuyun gılıyık'' coşkunluğuna gönderme yapmıyorum. Biz bu memlekette cehalete övgüler düzen ve bilgiyi tehlike olarak tanımlayan rektör yardımcısı profesör gördük. Funda Özkalyoncu’dan mı rahatsız olacağız!

Ama, ne demiş Yunus; “Söz ola kese savaşı söz ola bitire başı''. O hesap, Funda Özkalyoncu böyle konuşmaya devam ederse, herhalde kendi başını kendi sözleriyle teslim edecek! Elbette, Özkalyoncu’nun “savunma refleksi'' bize yabancı değil. Mehmet Metiner, Şamil Tayyar, Rasim Ozan Kütahyalı, Sevilay Yılman (Yükselir), Nagehan Alçı, Nazlı Ilıcak vd. gibi “medya şeysi''lerinin topluma bulaştırdığı pişkinliği bir günlük yoldan tanırız.

Haddini bil!
Sabahattin Ali’nin kim olduğunu bilmek gibi bir zorunluluk yok. ''Kürk Mantolu Madonna’ romanının neden birkaç yıldır çok satanlar listesinden inmediği konusunda yaptığımız tartışma ve tahlilleri bilmesini de kimseden beklemeyiz. Ama, kardeşim, edeb yahu! Mevlânâ’ya sorarlar, “o kadar yazarsın, okursun, o halde ne bilirsin?'' Hazret cevap verir: “Haddimi bilirim!''

RS FM’den Yavuz Oğhan, Özkalyoncuoğlu ile yarattığı skandal üzerine bir söyleşi gerçekleştirmiş. Karşınızda, topluma karşı mahcup bir insan bekliyorsunuz, değil mi? Ne gezer! Funda hanım, doğrudan insanların “sosyal medyada kendisini acıttığını, linç edilmek istendiğini'' vurgulayarak giriyor söze. Aman Allahım, diyor insan (bu ben oluyorum), zavallıya neler yapmışlar! Skandalı yaratan değil, sosyal medya saldırganlarının hedefi haline gelmiş “mağdur bağyan'' mübarek! Özkalyoncuoğlu’da “Kabataş tiyatrocusu kadın'' istidadı gördüm, bir an! Yanılıyor muyum?

Hemen arkasından siyasetin kıvraklığından “nasipli'' olduğunu da faş ediyor, Özkalyoncuoğlu: “bizim programımız magazin programı oysa ki, bugün Ankara'da çok önemli bir toplantı vardı, Musul'a büyük bir operasyon vardı, bunların önüne geçmeme çok şaşırdım. Neticede ben bir magazin programcısıyım.'' Yani? Yanisi şu: memleketin bu kadar sorunu varken, utanmıyor musunuz, bir magazin programı ile gündemi meşgul etmeye, demek istiyor, sayın Özkalyoncuoğlu! Sanki, kendisi o magazin programlarının her gün nesnesi değilmiş, boğazına kattığı her kuruş, insanları gündemin dışına atmak stratejisi ile tasarlanan o magazin programlarından gelmiyormuş!

Halk düşmanlığının sıradanlığı
Topu karşı sahaya çevirdiğine emin olan Funda Özkalyoncuoğlu, hemen voleyi patlatıyor: “Özür dile diyorlar ama ben yalnızca kendimden özür dileyebilirim.'' Teslim ediyorum, kadın burada haklı. Halktan özür dilemek, onların fıtratında yoktur, kitaplarında yazmaz. Çünkü halk, üzerinden semirilen bir nesnedir, onlar için. Ayaklarının altında ezdikleri bu “kullanışlı nesne''den özür dilemek, elbette yakışık almaz. Sen kimsin, sen benim seviyemde, kıratımda, kalitemde değilsin, diyor, Özkalyoncuoğlu.

Funda Özkalyoncuoğlu’nun halk düşmanlığı ağzından çıkan her sözcükte yeniden açığa çıkıyor: “Ne kadar çok edebiyat seven varmış, ne kadar çok Sabahattin Ali okuyan varmış maşallah…'' Kendisini çok önemli olarak hissetmesine bir diyeceğim yok. İnsan olarak varlık iddiasını sürdürebilmek için, kişinin kendisini “kafi miktarda'' önemli hissetmesi gerekli olabilir. Ancak, kendisini önemsemek, diğerlerini küçümsemek olarak tezahür edince, patalojik, psikolojik kaynaklardan açıklanması gereken bir durum ortaya çıkıyor. 

Funda Özkalyoncu, hâlâ neden Sabahattin Ali’nin ''Kürk Mantolu Madonna’ romanı filme çekilmek isteniyor, anlamış, daha doğrusu merak edip soruşturmuş değil! Çünkü, bu soruyu sorsa, eserin yıllardır en çok satanlar listesinden inmediğini, hatırı sayılır bir kitlenin romanı okuduğunu ve roman hakkında son 5 yılda yüzlerce makale yazıldığını öğrenecek! O zaman, edebiyatseverleri, Sabahattin Ali okurlarını aşağılarken pot üstüne pot kırdığını, kendisini yukarı çektiğini sandığından aslında derin ve pis bir kuyuya bıraktığını anlayacak.

Ama, kime diyorum? Hayatını öğretme üzerine programlamış birisi öğrenebilir mi? Edebiyatseverleri ve Sabahattin Ali okuyucularını bir an bile tereddüt etmeden, bir çırpıda lanet kuyusuna atıvermesi de bundan. Milyonlarca tanımadığı insana öfke ve nefretle (bence biraz da kıskançlıkla) yaklaşması da bundan. Özkalyoncuoğlu dur durak bilmiyor: “Ya arkadaş ne kadar çok Sabahattin Ali okumuşsunuz. Ben sizin hepinizi tebrik ediyorum. Gözlerinizden öperim.''

Cambaza bak!
Bizim Anadolu’da meşhur laftır, cambaza bak. Panayır kurulunca, çekilen ipin üzerinde bir cambaz oyalanırken, aşağıda meraklı kalabalığın arasında dolaşan yankesiciler cepleri boşaltır! Funda Özkalyoncuoğlu da sanırım cambaza bak oyunu hakkında bilgi sahibi. Nereden anladın, derseniz, diyeceğim ki, konuyu din-imanla açıklamaya kalkışmasından! “Bildiğim de benimdir bilmediğim de benimdir diye peygamber efendimizin bir açıklaması var değil mi?'' Kadın hadis de getirdi, hadi dağılın!

İkna olmadınız mı? Hâlâ insanların bilmedikleri konuda bilmişlik taslamalarının ahlaksızlığı noktasında ısrar mı ediyorsunuz? O halde, bu cümleyi de okuyalım: “Belli yaşta bir kadınım ben. Hiç insan merhamet noktasında birini düşünmez mi?'' Yaa, siz nasıl olur da, yaşını başını almış bir kadına böyle, hem de merhametsiz… Yazıklar olsun size!

Funda Özkalyoncuoğlu olayı “yeni'' Türkiye’de toplumu eğlendirenlerin, rol model önermeleri yapanların küçük bir fotoğrafını çekmek açısından yararlı oldu. Kendi kişisel çıkarımı nedir, hiç merak etmiyorum. Kendisi bilir. Ama, örneğin bilmediği konularda ahkâm kesmeyi olağan bir şeymiş gibi savunma pişkinliğine TV 8’in yöneticileri nasıl tepki verecek, bunu merak edeceğim.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

ABC Kritik Haberleri

100. Yıl törenleri ve Cumhuriyet'i sahiplenme
Merve Dizdar, teşekkür konuşmasında Erdoğan'a övgüler sıraladı, ne olurdu?
Mitingi kalabalık göstermek için hangi hileleri deneyip yakalandılar?
İşte 4 Şubat 2022 tarihli Resmi Gazete'deki karar
Atatürk, İnönü, Özal ve Demirel'in cumhurbaşkanlığı geçerli değil mi?