Yeniçağ yazarı Orhan Uğuroğlu: 60 yıl sonra Tahkikat Komisyonları yargıda hortladı

"Diyelim ki Erdoğan aday oldu, diyelim ki YSK adaylığını kabul etti. Bu durumda anayasa çiğnenmiş olur ki biz de YSK'ya itiraz ederiz. Üyelerini afişe eder, anayasayı çiğnetmeyiz''

Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ, Yüksek Seçim Kurulu (YSK) üyelerinin Haziran 2023'de zamanında yapılacak seçim için özetle, "Diyelim ki Erdoğan aday oldu, diyelim ki YSK adaylığını kabul etti. Bu durumda anayasa çiğnenmiş olur ki biz de YSK'ya itiraz ederiz. Üyelerini afişe eder, anayasayı çiğnetmeyiz…" dedi.

YSK üyelerinden hiçbir şikâyet, açıklama ve tepki gelmedi ama Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Özdağ hakkında, "Toplu halde kamu görevlilerini tehdit etme ve toplumu bölme" gerekçesi ile soruşturma açarak Özdağ'a, "Çağrı Kâğıdı" gönderdi.

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Aykut Cihangir tarafından gönderilen 2022/13140 numaralı soruşturma için yapılan çağrıda şu ifadeler yer aldı:

"Yapılmakta olan bir soruşturmaya esas olmak üzere, Cumhuriyet Başsavcılığı Basın Suçları Soruşturma Büromuzca ŞÜPHELİ OLARAK ifadenize başvurulacağından, işbu çağrı kâğıdının tarafınıza tebliğini izleyen günden itibaren bir hafta içinde, aşağıda belirtilen yerde nüfus cüzdanınız ve varsa müdafiniz ile birlikte cumhuriyet başsavcılığımızda hazır bulunmanız;

Yapılan tebligata rağmen gelmediğiniz takdirde, zorla getirileceğiniz hususunda bilgi edinmeniz C.M.K'nın 145. Maddesi gereğince tebliğ olunur."

Öncelikle şunu vurgulayayım.

Selçuk Özdağ AKP'den ayrılan ve Ahmet Davutoğlu ile Gelecek Partisi'ni kuran önemli bir siyasetçidir.

Elbette bu yaptığı cezasız kalmayacaktı.

Bazı AKP'liler Selçuk Özdağ'ın istifa etmemesi ve Gelecek Partisi'ne katılmaması için her türlü maddi ve manevi desteği de vaat ettiler ama Özdağ yolundan dönmedi.

Özdağ bana MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin şu sözlerini eleştiren bir demeç vermişti:

"Twitter kapatandan cumhurbaşkanı olmaz,

Adaletten kaçandan,

Rüşvetçilere kol kanat gerenden cumhurbaşkanı olmaz,

Evdeki paralarını sıfırlarken haysiyeti sıfıra düşürenden cumhurbaşkanı olmaz. İki yanlıştan bir doğru çıkmaz,

Tekeden süt sağılmaz,

Balda tuz bulunmaz,

Suda ateş yanmaz,

Recep Tayyip Erdoğan'dan da Cumhurbaşkanı olmaz…"

Vay sen misin 8 Nisan 2014'de cumhurbaşkanı seçiminden önce Bahçeli'nin söylediği sözleri hatırlatan…

15 Ocak 2021 tarihinde 7 Ülkü Ocaklı Selçuk Özdağ'a Cuma namazına gitmek için evinden çıkınca saldırdılar, kafası yarıldı, kan kaybından ölmekten hastaneye yetiştirilerek zor kurtarıldı.

Selçuk Özdağ yılmadı, korkmadı Gelecek Partisi'nde siyaset yapmaya MHP'yi de AKP'yi de eleştirmeye devam etti.

İşte bu soruşturma Selçuk Özdağ'ı yargılayabilmek için;

Korkutma,

Yıldırma,

Susturma,

Sindirme çabasıdır.

Bir siyasetçiye düşen;

Anayasayı korumak,

Yasaların uygulanmasını sağlamak,

Özgürce siyaset yapmak,

Yanlışları söylemek,

Doğruları halka anlatmaktır.

Ancak yargıyı siyasallaştıran, hukuki değil siyasi kararlar alması için yargıya baskı yapan AKP ve MHP koalisyonu yeni bir siyasi kriz yaratmak için milleti sokağa dökmek istemektedir.

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu birkaç ay önce, "Siyasi suikastlar" demişti...

İşte Selçuk Özdağ'a açılan bu soruşturma tam da siyasi suikasttır.

Bir siyasetçiye yumrukla, sopayla, silahla suikast düzenlenebileceği gibi;

Yargı yoluyla da susturmak için siyasi suikast yapılabilir.

"Erdoğan seni Başkan yapmayacağız" dediği için Selahattin Demirtaş siyasi suikasta uğrayarak 5 yıldır hukuki değil, siyasi olarak hapiste tutulmaktadır.

İşte bugün Selçuk Özdağ'a yapılmak istenen de budur.

Özdağ "Erdoğan zamanında yapılan seçimde Anayasanın 101. Maddesi gereği 3. kez cumhurbaşkanı adayı olamaz, YSK'da bu başvuruyu kabul edemez" diye anayasa hükmünü hatırlatıp, YSK üyelerini uyardığı için hapse atılmak istenmektedir.

Bu yapılanlar; Cumhuriyet Halk Partilileri susturmak için tek başına iktidar olan dönemin Demokrat Parti'nin 18 Nisan 1960'ta kurduğu, 15 üyeli ve Demokrat Partili milletvekillerinden oluşan "Tahkikat Komisyonları"nı aklıma getirdi.

Hedefleri; CHP'lileri susturmak, iktidara eleştirilerini engellemekti.

Bugün, Selçuk Özdağ'a yapılmak istenilen tam da budur.

60 yıl sonra Tahkikat Komisyonları yargıda hortladı

Yargı o hale getirildi ki;

Anayasayı çiğnemek suç değil; Anayasayı çiğnetmeyiz demek suç oldu.

Özdağ bu soruşturma ya da yargılamada YSK üyelerinin tanıklığını mutlaka talep etmelidir…

Tüm siyasetçilere de sesleniyorum;

Susmayın sustukça sıra size gelecek…

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.