Suriyeli sığınmacılar ne yapmak istiyor?
İstanbul en fazla sayıda Suriyeli göçmenin barındığı il konumundadır. Öte yandan Esenyurt, İstanbul’un en çok Suriyeli göçmen alan ilçesi olması nedeni ile dikkatleri üzerine toplamaktadır. İstanbul Esenyurt Üniversitesi olarak, Esenyurt’ta yaşayan Suriyeli sığınmacıların sosyal ve ekonomik durumları ile ilgili bir yıldır devam eden araştırma projesini nihayet yayınladık.
Esenyurt bir sanayi bölgesi olması, demografik olarak Türkiye’nin her bölgesinden iç göç alması ve İstanbul’da en fazla Suriyeli göçmeni barındırması ile bir sosyal laboratuvar niteliğindedir. Bu kapsamda, özellikle Suriyeli sığınmacıları Esenyurt’ta mutlu ve mutsuz eden konular neler olduğunu üzerine odaklandık.
Bu amaçla, konu ile ilgili kamu görevlileri, uzmanlar ve kanaat önderleri ile ile yüz yüze yapılandırılmış görüşmeler, yerli ve göçmen halk ile birebir çalışan muhtarlar ile tartışma ve sonuç değerlendirme toplantıları ile 1050 Suriyeli göçmenle Türkçe ve Arapça olarak yüz yüze anket çalışması yürütüldü.
Suriyeli sığınmacıların sosyal durumları ile ilgili bu araştırmanın anket bölümüne katılan 1050 bireyden toplam 949 kişi uyruk sorusuna cevap vermiş ve bu kişilerden 902 tanesi Suriye uyruklu olduğunu ifade etmiştir. Katılımcıların büyük çoğunluğu (%70) Geçici Koruma Statüsü’ndedir. İkamet ve çalışma iznine sahip olana katılımcıların payı %11,3’tür. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı alan göçmenlerin yüzdelik oran ise %5,3’dür.
Katılımcıların %90’ı anadil olarak Arapça konuşmaktadırlar. Kürtçe konuşan göçmenlerin payı %6,8’dir. Katılımcıların %64,9’luk bir kısmının Türkiye’de en az bir çocukları doğmuş görülmektedir. İki ve daha fazla çocuğun Türkiye’de doğma oranı ise yaklaşık %13’lük bir paya sahiptir.
Araştırma için yapılan ankette sorulan sorulardan biri olan ‘‘Suriye’nin hangi bölgesinden geldiniz’’ sorusunun cevaplarına baktığımızda ağırlıklı olarak göçmenlerin sırasıyla Halep, Şam ve İdlib’den geldiği görülmektedir. Söz konusu bu üç bölgeden göç edenlerin oranı Suriye’deki bölgelerin yaklaşık %80’ini kapsamaktadır.
Göçmenlerin büyük çoğunluğu (%76.2) hiç geçici barınma merkezlerinde kalmamıştır. Kampta bir yıldan az kalanların toplam içindeki payı %18’dir. En az 2 yıl kampta kalmış göçmenlerin toplam içindeki payı ise yaklaşık %6’dır.
Suriyeli Arap göçmenlerden fakir ve orta halli olanlar daha çok Esenyurt, Sultanbeyli ilçelerini tercih etmişlerdir. Zengin Suriyeli ve diğer Arap göçmenler Fatih ve Başakşehir’deki bazı mahalleleri seçmişlerdir. Suriye’den göç eden Türkmenler ise daha çok Bağcılar-Güngören-Esenler üçgenindeki bazı mahallelerde yaşamaktadır.
Türkiye ve Türklere karşı iyi düşünceleri olan göçmenlerin oranı yaklaşık %71’dir. Bu oran Türklere karşı yaklaşımın iyi olduğunu göstermektedir. Çok iyi izlenimi olanların oranı ise yaklaşık %31’dir. %10,8’lik bir bölümse bakış açılarının olumsuz olduğunu, sıkıntılar yaşadıklarını belirtmiştir.
Göçmenlerin %90’ından fazlası kiralık dairelerde kaldıklarını belirtmişlerdir. Ardından akrabalarının yanında kaldıklarını belirtenlerin oranı %3,3’tür. Türkiye’de kendi evini almış olanların sayısı ise %2,2’dir. Muhtarlarla yapılan görüşmelerde bazı evlerde üç aile birlikte oturdukları ancak kiralarını mutlaka ödedikleri belirtilmiştir. Bununla beraber, toplum hayatına çok dikkat etmedikleri, gürültülü yaşadıkları ve komşuları rahatsız edici davranışları izlenmektedir.
Göçmenlerin Türkiye’de karşılaştıkları sorunlar içinde açık ara en önemli sorunun dil sorunu olduğu görülmektedir. Söz konusu sorunu yaşayanların oranı %44,5’tir. Ardından göçmenler %16,5 oranla temel ihtiyaçların temin edilmesi konusunda sıkıntı çekmektedirler. Dışlanma, şiddet ve taciz gibi toplumsal soruna dönüşebilecek boyutta ciddi sıkıntılara maruz kalanların oranları ise %8 ile %13 arasında değişmektedir. Katılımcıların %21’lik kısmı ise Türkiye’de herhangi bir sorunla karşılaşmadıklarını belirtmişlerdir.
Yapılan görüşmelerde Suriyeli göçmenlerin genellikle daha ucuz olan, evlerin bodrum ve giriş katlarını kiraladıkları tespit edilmiştir. Bazı evlerde tek dairede 12 bekârın yaşadığı görülmektedir. Diğer yandan temiz yaşamadıkları, oturdukları evlere çok zarar verdikleri şikâyetleri görülmektedir.
Evlerinde perde kapatma adetlerinin olmadığı, rahatına düşkün oldukları, birinci kata bile asansör ile çıktıkları nakledilmiştir. Çocukları mahallelerde gece yarılarına kadar gürültülü bir şekilde oynamakta, aile fertleri çocukları ile birlikte grup şeklinde gezmektedirler.
Türkiye’de çalışanların çoğunun (%70 civarı) esnaflık, lokanta, aşçılık gibi işleri seçtiği ya da işçi (hizmet, sanayi, inşaat vb.) olduğu görülmektedir.
Yapılan görüşmelerde Suriyeli göçmenlerin kanunlara uymak konusunda hassas olmadıkları izlenmektedir. Kendilerine özgüvenlerinin yüksek olduğu ve dayanışma içinde oldukları görülmektedir. Kavgaya karıştıklarında çevrede süratle çoğaldıkları görülmektedir. Aralarında sosyal-medya aracılığıyla bir haberleşme sistemi kurdukları değerlendirilmektedir.
Suriyeli göçmenlerin en çok karıştıkları suçlar şu şekilde değerlendirilmiştir;
(1) Kavga (%30-35); genellikle kendi aralarında olan kavgaların nedenleri bencillik, menfaat ve alacak-borç meseleleri olarak izlenmektedir.
(2) Hırsızlık (%15-20).
(3) Taciz, sarkıntılık (%5).
Türkiye’de kendilerini güvende hissedenlerin oranı %86,7’dir. Söz konusu oran güven duygusunun göçmenlere karşı verildiğini ve bu konuda çok sıkıntı yaşanmadığını ortaya koymaktadır. Bu oranın daha çok Esenyurt’taki şartlara bağlı olarak yüksek olduğu değerlendirilmektedir.
Suriyeli sığınmacıların Türkiye’yi seçmelerinde en büyük etkenin savaş olmaması ve Avrupa’ya göç etmek için daha yakın bir coğrafyada olması olduğu değerlendirilmektedir. Öte yandan Türkiye’nin bir göçmen politikası olmaması nedeni ile çoğu Türkiye’deki Göçmen Kamplarına gitmeden doğrudan istedikleri şehirlere gitmişler, kısa sürede büyük şehirlerin metropollerine doldurarak, birçok sosyal, kültürel, ekonomik hatta siyasi soruna yol açmışlardır.
Mevcut şartlarda dönmeyi düşünmeyen kişilerin Türkiye’de yaşamaktan memnun oldukları görülmektedir. Ancak memnun olmayan kişiler şartlar Suriye’de düzelir düzelmez gitmek istediklerini ifade etmektedirler. Türkiye’de yaşamaktan hiç memnun olmayan göçmenler bile düzenli bir iş bulabilseler hiçbir şekilde geri dönmeyi düşünmemektedirler. Türk hükümetinin sağladığı mali yardımlar le göçmenlerin memnuniyetleri ve bunun sonucu olarak Türkiye’de kalmaları üzerinde etkisi vardır.
Araştırma Projesi Raporu’nun tamamı için;
YORUM YAZ
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.