Üsküdar Belediyesi AKP'li Koca'nın Medipol Hastanesi inşaatını mühürledi

Üsküdar Belediyesi, yerel seçimlerin ardından AKP'den CHP'ye geçiş yaptıktan sonra, eski Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın kurduğu Medipol Hastanesi'nin inşaatını mühürledi. Arazinin 1994 yılında bir vatandaş tarafından okul yapılması amacıyla bağışlandığı ortaya çıkarken, bu durum, bölgede büyük tartışmalara yol açtı.

BirGün gazetesinden İsmail Arı'nın haberine göre, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Medipol Üniversitesi için imar planı hazırlayarak, Çamlıca Hastanesi'nin yanında yer alan 4.164 metrekarelik alanı, konut ve ortaöğretim tesisleri alanı statüsünden "yükseköğretim tesisi alanına" dönüştürmüştü. Ancak, İstanbul 12. İdare Mahkemesi, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin başvurusu üzerine, bu imar planlarının iptaline karar verdi.

Arazi, daha önce Emre Özipek adlı bir vatandaş tarafından tartışmalara neden olmuştu. Özipek, Medipol'ün otopark olarak kullandığı alanın, babası tarafından okul yapılması amacıyla kamuya bağışlandığını belirterek dava açmıştı. Milli Eğitim Bakanlığı ise, arsanın Henza Akın Çolakoğlu Anadolu İmam Hatip Lisesi bahçesi olarak kullanıldığını ve 32 derslikli ek bir bina yapılacağını iddia ederek davanın reddini istemişti. Ancak, bilirkişi raporunda Milli Eğitim Müdürlüğü'nün beyanının gerçeği yansıtmadığı ve arsanın Medipol Üniversitesi Çamlıca Hastanesi tarafından otopark olarak kullanıldığı ifade edildi.

Öte yandan, daha önce Emre Özipek, plansız kalan alanda devam eden inşaatın yasadışı olduğunu belirterek Üsküdar Belediyesi'ne başvurmuştu. Yapılan kontrollerin ardından inşaatın durdurulduğu bilgisi verildi. Üsküdar Belediyesi'nin basın bürosu, "Medipol'ün inşaatı durduruldu" şeklindeki resmi yazının bir belediye memuru tarafından "sehven" yazıldığını ve inşaatla ilgili incelemenin devam ettiğini açıkladı.

Bu gelişmeler, arazinin kullanım amacının ihlal edildiğini gösteriyor ve bölgedeki imar uygulamalarının yeniden gözden geçirilmesine neden olabilir. Üsküdar Belediyesi’nin aldığı bu durdurma kararı, hem yerel yönetimlerin yetkilerini hem de imar yasalarının uygulanabilirliğini sorgulayan bir durum olarak öne çıkıyor.