Volker Türk: Ukrayna'da İnsan Hakları Krizi ve Savaşın Yıkıcı Sonuçları

BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk, Ukrayna'da yaşanan insan hakları ihlalleri ve Rusya-Ukrayna Savaşı'nın yıkıcı etkileri hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Türk, 10 binden fazla sivilin öldüğünü ve 20 binden fazlasının yaralandığını belirtirken, savaşın sonlandırılması ve yaraların iyileştirilmesi çağrısı yaptı.

BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk, BM İnsan Hakları Konseyi'nin 55. Oturumu çerçevesinde düzenlenen "Ukrayna'da İnsan Hakları" başlıklı interaktif diyalog toplantısında, Ukrayna'da yaşanan insan hakları ihlalleri ve savaşın etkileri hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Türk, toplantıda yaptığı video mesajında, Ukrayna'daki her gün yaşanan acıları ve trajik hikayeleri duyduklarını ifade ederek, dünyanın bu krize karşı duyarsızlaştığını endişeyle belirtti. Şubat 2022'de başlayan Rusya-Ukrayna Savaşı'nın iki yılı geride bıraktığını hatırlatan Türk, bu sürecin büyük acılar ve kayıplarla dolu olduğunu vurguladı.Ukrayna'da 10 binden fazla sivilin hayatını kaybettiğini ve 20 binden fazlasının yaralandığını açıklayan Türk, gerçek sayıların daha da yüksek olabileceğini belirtti. Ayrıca, son haftalarda Ukrayna genelinde çatışmaların arttığını ve Ukraynalı çocukların kendi dillerinde eğitim alma hakkının ellerinden alındığını vurguladı. Türk, Rus silahlı kuvvetlerinin son iki yılda uluslararası insan hakları ve insancıl hukuku ihlal ettiğini, işkence ve keyfi gözaltılar gibi ihlallerin yaygın olduğunu dile getirdi. "Ukrayna yanlısı" olarak algılanan kişilerin hedef alındığına dikkat çeken Türk, savaşın her iki tarafın da mağduriyetine yol açtığını belirtti.Ukrayna'nın Rusya'nın işgal ettiği bölgelerin bir kısmını geri almasının ardından ihlallerin azaldığını ancak bazı bölgelerde Ukraynalıların mağdur olduğunu belirten Türk, savaşın sonlandırılması gerektiğini ve yaraların iyileştirilmesi çağrısında bulundu. Türk'ün ifadeleri, Ukrayna'daki insan hakları ihlalleri ve savaşın yıkıcı etkileri konusundaki uluslararası toplumun dikkatini çekmeye yönelik önemli bir çağrı niteliği taşıyor.