Bir hiç olacaksın!...
Fikri hür, vicdanı hür olma yeteneğini yitirmeye başladığında, akli melekelerini de kaybetmeye başladın demektir.
Hiçbir şeyi, "neden, niçin, nasıl?" diye sorgulayamayacaksın.
Beynini birilerine emanet vermişsin; onlar, senin yerine düşünüyor, karar veriyor, uyguluyor. Sana onaylamak kalıyor.
Toplumun özgür bir bireyi olmaktan çıkıp, kul haline gelmişsin, sürüye katılmışsın demektir.
Değersizleştikçe daha da değersizleştireceksin kendini.
Onurlu duruşunu, etik değerlerini sıfırlayacaksın.
Birilerinin apış arasında kıl olmayı yeğleyeceksin.
İlahiyatçı profesörün bile, Yeter ki o istesin, karımı dahi cariye olarak sunmaya hazırım diyecek kadar alçalacak, küçülecek.
Altın nesli yerine, dindar ve kindar nesil yetiştirilmesine onay vereceksin.
Neredeyse bütün okulları imam- hatibe dönüştürülmesini destekleyeceksin.
Türbanın ana okullarına dek indirilmesine ses etmeyeceksin.
Kız çocuklarını evde oturmaya, kocaya gitmeye zorlayacaksın.
Kadını köleleştireceksin; üç de yetmez, daha fazla; karnından sıpayı, sırtından sopayı eksik etmeyeceksin.
12 yaşındaki kız çocuğu evlenebilir fetvası vereceksin.
IŞİDci sapıkların köle pazarlarında kadın satmalarını duymazdan geleceksin.
Dinci vakıf yurtlarında küçücük erkek çocuklarının tecavüze uğramasına , bir defayla bir şey olmaz diyeceksin. Erkek çocuğa tecavüz edilmesine bademleme denir diyecek kadar ruhunu ve vicdanını yitirmiş olacaksın…
Birilerinin eline bir fırça olacak
Siyah boya ile karalayacak önüne geleni.
Oooo! Ne güzel boyuyor, diyeceksin.
Çiçeği, ağacı, ormanı yok edildiğinde, umursamayacaksın.
Akıl almaz ikiyüzlülüklerin olacak.
Anıtkabire gidenleri puta tapmakla suçlayacaksın. Ancak, yatırlarda, türbelerde, cami avlularında yüzlerini taşlara sürerek dilekte bulunanları görmeyeceksin.
Sesini çıkaranın kafasına vuracaksın.
Gençleri öldürenlere o emri ben verdim! diyenleri alkışlayacaksın.
Yozgatta, OHAL kararıyla içki yasaklanırken, ilk içki fabrikalarının Abdülhamit zamanında kurulduğunu unutacaksın.
Okumadığın, bilmediğin tarihten nefret edeceksin...
Tarihi yapıların yerine AVM dikeceksin.
Sevgi nedir bilmiyorsun.
Aşkın yakınından dahi geçmemişsin.
Cinsel dünyan iğdiş edilmiş.
Çiftleşmeyi, sevişme sanıyorsun.
Hayatında bir kez olsun, parkta bir sevgilinin elini tutmamışsın. Dudak dudağa öpüşmemişsin.
O yüzden, kadının saçından; annenin, kız kardeşinin, evladının kısa eteğinden tahrik oluyorsun.
Önüne gelene saldırıyorsun.
Dinsel risaleler dışında,
Doğru dürüst bir şiir kitabı, bir roman, bir dünya klasiği okumamışsın.
Karacaoğlanın, Pir Sultanın dizeleriyle coşmamışsın.
Saza düşmansın.
Resmi günah sayıyorsun.
Sinemaya, tiyatroya gitmemişsin; operayı, baleyi bilmiyorsun.
Hiç Fazıl Say dinlememişsin.
Nazım Hikmete düşmansın.
Birkaç Necip Fazıl şiiri ezberlemişsin,
Onu da anlamamışsın.
Bütün yaşam damarlarını kuruttunuz ülke toprağının.
Anlaşılıyor ki, bu topraklarda yeni güzellikler yeşermeyecek siz var oldukça..
Yeni yazarlar, şairler, sinema oyuncuları, ses sanatçıları gelmeyecek.
O güzel atlarına binip giden güzel insanlar, bir daha geri gelmeyecek; yerleri doldurulamayacak.
Ülkenin etik değerleri, ayakkabı kutularındaki paralar gibi sıfırlandı.
Cumhuriyeti yıkıp Osmanlıyı getirme düşleri içindesin.
Milliyetçilik çoktan ayaklar altında.
Lozanın bir yutturmaca olduğunu söylerken,
Lozanla kazanılan Süleyman Şah Türbesini bir gece apar topar nasıl kaçırdığını unutuyorsun.
Birilerinin başına çuval geçirdiği askerini,
Darmaduman ettin.
Okullarını kapatıyorsun.
Kışlalarına kilit vuruyorsun.
Yargı artık ayakta selam duruyor.
Hukuku guguklaştırmışsın.
Geçerli tek değerin kendin olduğuna inandırmaya çalışıyorsun sürüleştirdiğin kalabalıkları.
Kendi anlayışına göre bir din yaratmışsın..
Yüzde doksan sekizinin Müslüman olduğunu söylediğin ülkende, halkın yarısını biz ve onlar diyerek ötekileştiriyorsun.
Herkese hain diye diye, ülkeyi hain tarlasına çevirdin. İsmet İnönünün, Hiçbir ülke yoktur ki, kendi içerisinde bizim kadar hain yetiştirmiş olsun. sözüne haklılık kazandırıldı.
Halkı Kabataş yalanlarıyla kandırdılar.
Sahip çıktığın padişahlarının, aslında kardeş ve evlat katili olduklarını aklına bile getirmiyorsun.
Bir zamanlar elinden düşürmediğin din kitabın Kuranı unuttun.
Peşinden gittiğin liderin söylemleri, peygamber hadislerinin önüne geçti.
Din adına, hırsızlar, arsızlar üretildi.
İnandığınızı söylediğiniz Peygamber, gününü kuru bir hasırın üzerinde zeytin taneleri yiyerek geçirirdi
Halife, devletin işleri yaparken devletin mumunu, özel işleri için kendi mumunu yakardı.
Komşusu açken, tok olan sizden değildi.
Nedir bu yağma, bu talan düzeni…
FETÖcü darbe tehlikesini ortadan kaldırıyoruz diyerek kendi darbelerini yaptılar.
Yaşla, kuruyu birbirlerine kattılar.
Masum binlerce insanın ekmeğiyle oynamaktan kaçınmadılar.
Zamansız sela okundu minarelerde.
İmamlar, parti sözcüleri haline geldi camilerde.
Hain mezarları oluşturuldu mezarlıklarda.
One Minute! diyenlerin, gemicikleri en fazla ticareti İsraille yapıyor.
Erbakan Hoca, sağ olsaydı, yine gevrek gevrek güler Bunlar patates dininden… derdi.
***
Evet ama, daha bunlar da yetmez.
Dün ak dediğine , bugün kara, bugün kara dediğine, yarın ak dedirtecekler daha sana.
Takiyeci olacaksın; hacıyatmaz, bukalemun olacaksın.
Sürdürülebilir bir durum değildir bu.
Ya, aklını devşirip yasal yollardan uzaklaştıracaksın bunları başından,;ya da, güzelim yurdun mahvolacak!
Bir ülke, bu kafayla kendini taşıyamaz yeni yüz yıllara.
Çürümedir, tükenmedir, yozlaşmadır bunun adı.
Sana gelince benim sevgili kardeşim.
Marquezin böceğinden de beter durumdasın.
Koyun gibisin kardeşim,
gocuklu celep kaldırınca sopasını
sürüye katılıverirsin hemen
ve adeta mağrur, koşarsın salhaneye.(1).
Boynunu ne kadar uzatsan yetmeyecek.
Daha fazla biat etmen istenecek
Daha çok kul olacaksın.
İnsanlığından çıkacak,
Bir hiç olacaksın…
Gidebileceğin başka yer yok…
(1): Nazım Hikmet
[email protected]
YORUM YAZ
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.